Birleşmiş Milletler
Çevre Programı (UNEP) yeşil ekonomiyi; önemli ölçüde çevresel riskleri ve
ekolojik daralmaları azaltıp, gelişmiş insan refahı ve sosyal adaletle neticelenmesi
olarak tanımlıyor (UNEP, 2011).
Yeşil kavramı
geleceğin sembolü, hayatta kalmanın ve sürekliliğin işareti, sağlıklı ve temiz
bir çevrenin işareti olarak bütün dünyada kabul görmüş kapsamlı bir kavram
olarak niteleniyor…
Yeşil ekonomi tamamen
yeni bir disiplin oluşturarak ekonominin kendi kavramını reform arayışıyla
yeryüzündeki bütün insanlığa yardım edecek şekilde tasarlanıyor.
En basit ifadesiyle,
yeşil bir ekonominin düşük karbonlu olması, kaynakların etkin kullanılması ve
sosyal muhtevaya sahip olması şeklinde tanımlanıyor.
Yeşil kelimesi temiz
yollar veya ürünlerin sıfatı olarak kullanılıyor.
Yeşil ekonomi birçok
kavram ve tanımları küresel olarak öne çıkarıyor.
Yeşil ekonomi terimi
ilk olarak 1989 yılında İngiltere hükumeti için bir grup çevre ekonomisti
tarafından hazırlanan raporda ifade edilerek bugüne kadar çok sayıda tanımı
yapılmış.
Tanımların yeni bir
ekonomi modelinin yolunu gösterdiği; kaynakların ekonomik olarak kullanılması,
ekonomik etkinlik ve sosyal adalet; yedi temel sektör olan yeşil taşımacılık,
yenilenebilir enerji, yeşil binalar, su hizmetleri, sürdürülebilir tarım ve
ormanlar, temiz teknolojiler ve atık yönetimini kapsıyor.
Kalkınma plan ve
programları yeşil kavramı ve anlayışı üzerine odaklanıyor.