Sürdürülebilir toprak
yönetimi ‘Sürdürülebilir Gelişme Hedeflerini’ başarmak için temel kabul
ediliyor.
Bu hedeflerin çoğu
hayatın, gıda üretimi ve suyun sürdürülebilirliği için toprağın merkezi rolünü ortaya
çıkarıyor.
Birleşmiş Milletler 'İkinci Uluslararası Toprak Yılı' nedeniyle insan hayatı için toprakların temel
rolleri hakkında sivil toplum ve karar belirleyicilerin tam farkındalık
oluşturmasını istiyor.
Aynı zamanda gıda
güvenliği, iklim değişimi adaptasyonu ve azaltılması, temel ekosistem
hizmetleri, yoksulluğun hafifletilmesi ve sürdürülebilir gelişmeye toprağın katkısının
öneminin tam anlaşılmasını başarma arayışı var.
Toprakların gıda
üretiminde sessiz müttefikimiz olduğuna vurgu yapılıyor.
2050 yılına kadar
büyüyen nüfusun gıda ve beslenme ihtiyacının %60 daha fazla olacağı tahmin
ediliyor.
Sağlıklı toprak ise
sağlıklı besin üretimi için esas kabul ediliyor.
Besin maddeleri
tükenmiş bir duruma dönüşmüş olan toprak, gıda maddelerinin temeli olan tarım
ürünlerini üretemiyor.
Eğer toprağımızı
korur ve sürdürebilir yapıya kavuşturursak, iklim değişikliği ile mücadele
edebileceğiz.
Toprak aynı zamanda ekosistemlerin
de temel bileşenini oluşturuyor…
Toprak kirlenmesini
ele alacak acil eylem planına ihtiyaç duyuluyor.
Toprak kirlenmesi
küresel gıda güvenliği ve emniyetine karşı pozisyon alan çok sayıda tehditleri
kapsıyor.
Birleşmiş Milletler
Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) dünya toprak günü nedeniyle yaptığı açıklamayla
tavsiyelerde bulunuyor.
Binlerce kimyasal,
plastik, elektronik atık ve işleme tabi tutulmadan atılan atık sular toprak
kirliliğinin kaynağını oluşturuyor.
Toplam gıda
üretiminin yüzde 95’i doğrudan veya dolaylı olarak topraktan üretiliyor. Fakat
insan faaliyetlerinin yıllar süren alışkanlıkları dünya çapında kirlenmiş
toprak mirası bırakmış.
FAO’nun raporuna göre,
toprak kirlilik tehlikesi dünya çapında endişe uyandırmalı. Kirlilik sonuçlarının
topraklarımızı azaltmakla kalmayacağı, neticede yediğimiz gıdalar ve içtiğimiz
sular ve soluduğumuz havayı da zehirleyebileceği ikazı yapılıyor.
Toprak kirliliği gıda
güvenliğini azaltıyor; kirleticiler sadece toksik seviyesiyle ürün
verimliliğini azaltmıyor, aynı zamanda hayvanlar ve insanların tüketimi açısından
güvensizliğe sebep oluyor.
Yediğimiz gıdanın,
içtiğimiz suyun, teneffüs ettiğimiz havanın etkileri, sağlığımızı ve bütün
organizmaların sağlığını olumsuz etkiliyor. Açıklamaya göre toprakların yüzde
33’ü kötüleşmiş ve alarm veren bir oranda bozulmaya devam ediyor...
Topraklar kirleticiler için bir
filitre görevi yapıyor.
Ancak bu koruma kapasitesi
aşıldığında kirleticiler çevreye ve gıda zincirine zarar verebiliyor.
Bu durum bitkileri tüketim için
riskli ve güvensiz yaparak gıda güvenliğini zayıflatıyor.