İkibuçuk yıldır, yakın sınır komşumuz
Suriye’de kelimelerin ifade edemeyeceği bir dram yaşanıyor. Bütün dünyanın gözü
önünde bir vahşet zirveye ulaştı.
Geçen bu süre zarfında onbinlerce insan
hayatını kaybetti, milyonlarca Suriyeli göçmen durumuna düştü. Evini, ülkesini
terk etmek mecburiyetinde kaldı. Ya terk edecek ya da Suriye'nin zalim yönetiminin
arkasına aldığı desteklerle üzerlerine bombaların ve kimyasal silahların
boşalmasını bekleyeceklerdi.
Terk etme imkânı olmayanların maruz
kaldıkları kimyasal silah neticesinde nasıl çırpına çırpına can verdiklerini
bütün dünya canlı canlı seyretti.
Birleşmiş Milletlerin ve uluslararası
toplumun bir oyalama taktiği ile geçen bu süre zarfında onbinlerce masum savunmasız
Suriyeli hayatını yitirdi.
Bu vahşet günümüzün şeffaflaşan ve
zenginleşen iletişim dünyasının gözü önünde belgelenmiş oldu.
En son yapılan katliam ise artık
saklanacak veya eften püften bahanelerle kılıf bulunacak cinsten olmamasına
rağmen, hala bu insanlık tarihinin en vahşi hadislerinden birine daha şüphe ile,
acaba ile yaklaşılıyor.
Yüzlerce çocuğa yapılan vahşeti örtmek
ve saklamak için bir bahane kalmadı artık. Birleşmiş Milletler Göçmen Bürosunun
açıklamasına göre Suriye kayıp bir nesil problemi ile karşı karşıya bulunuyor.
Kalanlar ise onarılması güç izlerler taşıyor
olacaklar ruhlarında ve bedenlerinde!
Son vahşet uluslararası toplumun önde
gelenlerini harekete geçirmiş görünüyor.
Yapılan açıklamalara göre, artık bunca
ölüm ve yıkımdan, son kullanılan kimyasal silahtan sonra liderler bu vahşete
bir kılıf bulunamayacağı kanaatine varmış olacaklar ki yeni bir girişim
başlatma kararı almışlar.
Suriye rejimi savunmasını başından beri inkâr
ve yalan politikaları üzerine inşa ederek, demokratik hak ve irade talebinde
bulunan Suriyeli muhaliflere karşı yaptığı vahşeti bu şekilde dünya kamuoyundan gizlemeye çalıştı.
Bir katile çeşitli bahanelerle göz
yumuldu.
Savunmasız çocuklara ve her yaştan
Suriye halkına karşı uyguladığı akıl almaz vahşet örneklerini kendisini maddi
ve manevi olarak destekleyenlerin yardımı ile yapan Suriye yönetimi böylece
katliamlarını yalnız başına değil, arkasına aldığı cinayet şebekelerinin
desteği ile de uyguladı.
Zalimi destekleyenler, açıkça vahşetin
yanında yer alarak bunu önleyecek müdahalelere de “Ortadoğu’da çok kötü şeyler
olur” tehdidiyle karşı çıkmaktalar.
Madem öyle hiç değilse bu zalime
başından beri niye destek olup yardım yapıyorsunuz. Madem çok kötü şeyler
olacaksa bu vahşete işin başından beri destek olunacağına, konuya barışçıl bir
tavırla yaklaşılamaz mıydı?
Suriye zalim liderine yapılan destek
çekilirse hiçbir şey olmaz, barışın ortak paydasında bir araya gelinseydi
onbinlerce masum insan hayatını yitirmez, milyonlarca çocuk, kadın ülkesini terk
etmek mecburiyetinde kalmayacaktı. Vahşetin değil barışın ortak paydasında buluşulursa Ortadoğu'da inşallah bir şey olmaz…