21 Ağustos 2013 Çarşamba

Kabul edilemez vahşet!


 

 


Mısır ve Suriye yönetimleri katliam ve vahşette yarışıyor.

Suriye yönetiminin 21 Ağustos 2013 tarihinde, çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere kimyasal silah kullanarak toplu katliam işlemiş olduğunu uluslararası medya bütün dünyaya duyurdu.

Başta Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum olmak üzere, bütün insan hakları ve ilgili kuruluşlar da bu insanlık dramının, bu vahşetin bu boyutlara ulaşmasına rol oynamışlardır.

BM’nin güvenlik konseyi bu vahşeti sergileyen, bu kanun ve insanlıktan nasibini almamış yönetimlere karşı samimi ve ciddi bir tutum alamamış.

Sadece vahşeti anlamsız demeçlerle geçiştirerek bir sonraki katliam için adeta yeşil ışık yakmıştır.

Üç yıldır savunmasız halkına karşı yapmadık vahşet ve katliam bırakmayan Suriye’nin zalim yönetimi arkasına aldığı güçlerle eşi görülmemiş bir vahşet sergiliyor.

Bu vahşeti arkasına aldığı desteklerle sürdüren Suriye yönetimi kadar, bunu görmezden gelen ve işi sadece kınamalar ve sonuç getirmeyen demeçlerle örtmeye çalışan uluslararası toplum ve BM gibi ilgili kuruluşlar da ortak olmuş oluyorlar.

Kimyasal silah kullanımını kırmızıçizgi sayan uluslararası toplum Suriye yönetiminin kimyasal silahlarla yaptığı son saldırı karşısında ne söyleyecekler acaba?

Hala araştırma bahanesiyle bu insanlık dramına seyirci kalmaya devam mı edecekler?

Yoksa bu ülke insanlarının tamamen yok olmasını mı bekliyorlar?

Son saldırıda 650 – 700 kişi her yaştan insan hayatını kaybetmiş.

BM’nin sözde güvenlikten sorumlu beş daimi temsilcisi ne zaman bu insanlık dramı karşısında gerekli kararı alacak?

Ne zaman bulunduğu görevi istismar etmedeki sanatını terk edecek?

Araştırma için Suriye yönetiminin iznini bekleyen BM, bir bakıma danışıklı döğüş örneği sergiliyor.

Kendi ülkesine ve insanına karşı üş yıldır katliamlar düzenleyen bir ülke nasıl olur da böyle bir iş için izin verir. Mantıken bir caniden böyle bir yaklaşımı beklemek mümkün olur mu? Vampirlere taş çıkartacak derecede kan döken, dökmeye devam edenden böyle bir beklenti içinde olmak saflıktan öteye geçmez.
BM aylardır bu beklenti içinde zaman kaybediyor.

Anlaşılan o ki bu vahşete seyirci kalanlar bölgede istikrar istemedikleri, Suriye üzerinden bölgede gizli emellerinin varlığına işaret ediyor.

Bu vahşeti destekleyenler aynı zamanda yeni ürettikleri silahları Suriye halkı üzerinde denemek istediklerini ima ediyorlar. Bir türlü ortak karar almamalarının bir nedeni de bu olsa gerek.

Bu vahşette sadece Suriye yönetimi değil, aynı zamanda bugüne kadar bu insanlıktan nasibini olamayan caniye yardım eden ülkelerin de payının olduğu ortaya çıkıyor.

Bu kabul edilmez vahşeti BM ve Uluslararası kabul edecek mi?

Bu vahşet karşısında BM'nin Güvenlik Konseyini acil toplayarak yapılması gereken insani kararı alarak bu vahşete dur demeleri gerekir, diye düşünüyoruz.