Mısır’da yapılan katliama
uluslararasından sert kınama yapılıyor!
Gerek Avrupa Birliği ve
gerekse ABD ve diğer kuruluşlar Mısır’daki vahşeti kınıyor.
Aslında bu kınamalar
önceden yapılacaktı.
Öncelikle darbeyi ve
darbeye kucak açanları kınamış olsalardı, haksız yere bu kadar kan akamayacak,
bu kadar masum insan hayatını kaybetmeyecekti.
Bu ortamı hazırlayan da
öncelikle uluslararası toplumun önde gelen aktörleri ve uluslararası toplumdur,
uluslararası kuruluşlardır.
Başlangıçta tepkisiz
kalışları bu katliama destek olmalarına zemin hazırlamıştır.
Müslüman kardeşlerin açıklamasına
göre, darbe yönetiminin yaptığı son katliamda ölenlerin sayısı 2000’den fazla
olmuş.
Ne hazindir ki Mısır
ordusu bu katliamları aldığı dış yardımlar için ve İsrail için yapmıştır.
Kendi ülkesini ve kendi
insanını başkaları için yok saymış ve katletmiştir.
Uluslararası toplumun
Mısır’da yaşanan katliamlardan sonra artık kendini savunacak haklı bir tarafı kalmamış.
Çünkü yapılan darbeye önceden zemin hazırlamış, taraf olmuş ve neticede
binlerce masum insanın kanının akmasına sebep olmuşlardır.
ABD Dışişleri Bakanı
Kerry açıklamasında, sanki önceden düşündüklerini ortaya koymuştur. Kerry son
vahşeti, “Mısır’ın politik uzlaşma çabalarına ciddi bir darbe” şeklinde
açıklamış.
Şiddete giden yol daha
büyük istikrarsızlığa, ekonomik felakete ve acılara yol açmaktadır, diye
eklemiş.
Kerry’nin açıklamaları ‘malumun ilamından’ başka bir şey değil.
Darbe bunun için
desteklendi, bu olumsuzlukların olması için yapıldı. Henüz bir yıllık demokrasi
ve Mısır halkının iradesi uluslararası toplumun desteği ile ellerinden alınmış
oldu. Bununla da kalmadı binlerce masum insan hayatını yok yere yitirdi.
Eğer başından beri gerek uluslararası
toplum ve gerekse uluslararası insani kuruluşlar samimi olarak bu insanlık dışı
harekete karşı çıkmış olsalardı, bugün Mısır’da yaşananlar olmayacak ve bu
kurumlar da savundukları ve üstlendikleri davalarda samimi olduklarını
göstermiş olacaklardı!
Artık bunlara güven
duymak da pek mümkün olmayacak, kendilerine duyulan güveni yitirdiler. Bütün dünyaya
güvensizlik telkin etmiş oldular.
Mısır ordusu kendi
halkının nezdinde kendini çok küçültürken acaba yaranmaya çalıştığı dış güçler
karşısında büyüdüğünü mü sanıyor? Öyle olacağını sanmıyoruz, olsa bile kendi
ülkesi ve insanı nezdinde en düşük itibara sahip olan bir ordu başkalarının
nezdinde ne kadar büyüdüğünü sanırsa sansın hiçbir kıymeti olamaz.
Çükü onlara da
ihtiyaçları görülünceye kadar itibar edeceklerdir…
Hiç değilse bundan sonra
acil olarak, geç kalmış olsalar da bütün uluslararası kurumlar; BM, Uluslararası
Af Örgütü, Uluslararası Suç Mahkemesi, İnsan Hakları Kuruluşlarının Mısır’da
yaşanan vahşeti ciddi ve sert bir şekilde kınar ve bu kınamalarında samimi
olurlarsa darbe yönetimi geri adım atmak zorunda kalacaktır.
Buna uluslararası medya
da destek verirse, bu vahşet hem Mısır ve hem de Suriye’de biter.
Temenni ederiz bu hassasiyeti
gösterirler.
Bu hassasiyeti
gösterirlerse timsah gözyaşları akıtmadıkları anlaşılmış olur.