“İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” isimli terör örgütü kaçırma
olayını üstlenmiş ki bu isme karşı yapılmış büyük bir istismar...
Bazı Müslüman ülkelerde tamamen İslam’ın değerlerine ters olan
terör faaliyeti ile eylem yaparak masum insanların canına, malına kast
etmişlerdir, bu örgütler her yaptığı eylemde batılı, ülkelerin ekmeğine yağ
sürmekteler…
Son zamanlarda ülkemize yönelik terör saldırılarında bir
hareketlilik var…
Suriye’deki iç savaş aslında sömürgeci güçlerin aramakla
bulamadıkları bir fırsat oldu.
Bölgede istikrarsızlığı oluşturmak ve sürdürmek için bütün
güçlerini kullanıyorlar.
Ellerinin altında istedikleri gibi terör örgütleri var olunca
Suriye’deki iç savaş istikrarsızlıktan ve terörden beslenenler için bulunmaz
fırsat oldu.
Suriye’de devam eden iç savaş son zamanlarda kazananı belli
olmayan bir yapıya dönüşmüş gibi görünüyor.
İşin içine Hizbullah’ın dahil olması işi iyice çıkmaz bir yöne
doğru götürüyor gibi.
Görünen o ki sanki Türkiye de bu işin içine çekilmek isteniyor.
Emperyalist güçlerin kuklası konuma gelen Esed’in artık
kaybedecek bir şeyi yok.
Bölgede istikrarsızlığın sağlanması için Emperyalist güçler
Suriye’deki yapıyı İstedikleri gibi kullanmak isteyeceklerdir.
Hele Mısır’da yapılan askeri darbeden sonra, ki çabalar bunun
içindi, bölge biraz daha istikrarsızlığa doğu kaymış oldu.
Şu anda bölge ülkeleri içinde en rahat durumda olan İsrail!
Çünkü İsrail gerek Mısır’da yaptırdığı askeri darbe ve gerekse Hizbullah
ve benzeri terör örgütlerinin Suriye’deki iç savaşı sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmasıyla
taş atıp kolu yorulmadan istediği ortama kavuşmuş oldu.
Lübnan’da pilotlarımıza yönelik yaşanan son kaçırma olayı,
Somali’de büyükelçiliğimize yönelik yapılan saldırı hiç temenni edilmez ama,
benzer olayların olacağının işaretini veriyor...
Çünkü haksızlığın, adaletsizliğin karşısında ve mazlum ve
mağdurun yanında tek başına yer alan ülkemiz için muhtemel benzer saldırılar
olabilir. Bu da bundan sonra daha da dikkatli olunmasını ve belki de ek
tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.
Emperyalist güçlere boyun eğmiş olan ve hiçbir şekilde sesini
çıkarmayan bir kısım İslam ülkeleri için pek sıkıntı olacağı sanılmaz.
Suriye’de üç yıldır mazlumların kanı akıyor. Sırf bir zalimi
korumak için…
Zalim lider, arkasına aldığı emperyalistlerin
desteği ile milyonlarca insanın mağdur olmasına, hunharca katledilmelerine,
yerlerinden yurtlarından olmalarına sebep olmuş, zemin hazırlamış.
Üç yıldır bütün uluslararası insani kuruluşlar, hukuki
kuruluşlar işlenen bu cinayetlere ve milyonlarca Suriyelinin mağdur olmasına
göz yummuşlardır.
Söz konusu terör örgütlerinden, bunca cinayeti görmezden gelen
ve işlenen bir vahşeti âdeta bir canlı film gibi seyreden BM güvenlik
Konseyinin üyelerine ve diğer söz konusu uluslararası kuruluşlara yönelik bir
tehdit oldu mu?
Yok!
Olmazda, olması da istenmez, bu cinayetlerin bu kadar zaman
devam etmesinde ve artmasında sözde dünyanın güveliğinden sorumlu bu kuruluşların
sorumluluğunun büyük olduğunu unutmamak gerekiyor…
Bu terör örgütleri, “Siz gerekli insani kararları almadığınız
için ve bu işte samimi davranmadığınız için, üç yıldır Suriye’de binlerce insan
katledildi, milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi” gibi bir gerekçe ileri
sürerek bu vahşetin durması için bir sözlü ve yazılı açıklama yaptı mı?
Yapamaz, çünkü bunların hepsi şu veya bu şekilde emperyalist
güçlerin emri altındadır.
Anlaşılan bunca terör örgütünün hedefinde sadece mazlumlar var, İslam ülkeleri var!
Bugün dünyanın değişik Müslüman ülkelerinde kurulmuş olan bu terör örgütlerinin sözde İslam kisvesi altında tek yaptıkları şey ise İslam’a ve Müslümanlara zarar vermek!