9 Ağustos 2013 Cuma

Bu akılla ve fikirle doğru bulunmaz


 

 
Lübnan’da ismini yeni duyduğumuz bir terör örgütü THY’nin otele gitmekte olan iki Türk pilotunu kaçırmaları, geçen yıl Suriye’de kaçırılan 9 Şii hacının serbest bırakılmaları isteği ile yapılmış.

“İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” isimli terör örgütü kaçırma olayını üstlenmiş ki bu isme karşı yapılmış büyük bir istismar...
 

Bazı Müslüman ülkelerde tamamen İslam’ın değerlerine ters olan terör faaliyeti ile eylem yaparak masum insanların canına, malına kast etmişlerdir, bu örgütler her yaptığı eylemde batılı, ülkelerin ekmeğine yağ sürmekteler…

Son zamanlarda ülkemize yönelik terör saldırılarında bir hareketlilik var…

Suriye’deki iç savaş aslında sömürgeci güçlerin aramakla bulamadıkları bir fırsat oldu.

Bölgede istikrarsızlığı oluşturmak ve sürdürmek için bütün güçlerini kullanıyorlar.

Ellerinin altında istedikleri gibi terör örgütleri var olunca Suriye’deki iç savaş istikrarsızlıktan ve terörden beslenenler için bulunmaz fırsat oldu.

Suriye’de devam eden iç savaş son zamanlarda kazananı belli olmayan bir yapıya dönüşmüş gibi görünüyor.

İşin içine Hizbullah’ın dahil olması işi iyice çıkmaz bir yöne doğru götürüyor gibi.

Görünen o ki sanki Türkiye de bu işin içine çekilmek isteniyor.

Emperyalist güçlerin kuklası konuma gelen Esed’in artık kaybedecek bir şeyi yok.

Bölgede istikrarsızlığın sağlanması için Emperyalist güçler Suriye’deki yapıyı İstedikleri gibi kullanmak isteyeceklerdir.

Hele Mısır’da yapılan askeri darbeden sonra, ki çabalar bunun içindi, bölge biraz daha istikrarsızlığa doğu kaymış oldu.

Şu anda bölge ülkeleri içinde en rahat durumda olan İsrail!

Çünkü İsrail gerek Mısır’da yaptırdığı askeri darbe ve gerekse Hizbullah ve benzeri terör örgütlerinin Suriye’deki iç savaşı sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmasıyla taş atıp kolu yorulmadan istediği ortama kavuşmuş oldu.

Lübnan’da pilotlarımıza yönelik yaşanan son kaçırma olayı, Somali’de büyükelçiliğimize yönelik yapılan saldırı hiç temenni edilmez ama, benzer olayların olacağının işaretini veriyor...

Çünkü haksızlığın, adaletsizliğin karşısında ve mazlum ve mağdurun yanında tek başına yer alan ülkemiz için muhtemel benzer saldırılar olabilir. Bu da bundan sonra daha da dikkatli olunmasını ve belki de ek tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.

Emperyalist güçlere boyun eğmiş olan ve hiçbir şekilde sesini çıkarmayan bir kısım İslam ülkeleri için pek sıkıntı olacağı sanılmaz.

Suriye’de üç yıldır mazlumların kanı akıyor. Sırf bir zalimi korumak için…

Zalim lider, arkasına aldığı emperyalistlerin desteği ile milyonlarca insanın mağdur olmasına, hunharca katledilmelerine, yerlerinden yurtlarından olmalarına sebep olmuş, zemin hazırlamış.

Üç yıldır bütün uluslararası insani kuruluşlar, hukuki kuruluşlar işlenen bu cinayetlere ve milyonlarca Suriyelinin mağdur olmasına göz yummuşlardır.

Söz konusu terör örgütlerinden, bunca cinayeti görmezden gelen ve işlenen bir vahşeti âdeta bir canlı film gibi seyreden BM güvenlik Konseyinin üyelerine ve diğer söz konusu uluslararası kuruluşlara yönelik bir tehdit oldu mu?

Yok!

Olmazda, olması da istenmez, bu cinayetlerin bu kadar zaman devam etmesinde ve artmasında sözde dünyanın güveliğinden sorumlu bu kuruluşların sorumluluğunun büyük olduğunu unutmamak gerekiyor…

Bu terör örgütleri, “Siz gerekli insani kararları almadığınız için ve bu işte samimi davranmadığınız için, üç yıldır Suriye’de binlerce insan katledildi, milyonlarca insan yerinden yurdundan edildi” gibi bir gerekçe ileri sürerek bu vahşetin durması için bir sözlü ve yazılı açıklama yaptı mı?

Yapamaz, çünkü bunların hepsi şu veya bu şekilde emperyalist güçlerin emri altındadır.

Anlaşılan bunca terör örgütünün hedefinde sadece mazlumlar var, İslam ülkeleri var!

Bugün dünyanın değişik Müslüman ülkelerinde kurulmuş olan bu terör örgütlerinin sözde İslam kisvesi altında tek yaptıkları şey ise İslam’a ve Müslümanlara zarar vermek!