Dünyanın düzeni, huzur ve güveni
Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı. Çünkü BM’nin kuruluş amacı bu...
Bunu yapmak için de elinde her türlü
çözüm enstrümanı var.
Eğer bugün dünyanın birçok yerinde kan,
gözyaşı, açlık, yoksulluk, hak ve adalet adına önemli eksiklik yaşanıyorsa, her
İslam ülkesinde bir terör örgütü yuvalanmışsa bu mevcut dünya düzenin bir
eseridir.
Bu emperyalist güçlerin eseridir.
Bu kandan, gözyaşından ve terörden
beslenenlerin eseridir. Bu meşruiyetten değil, meşru olmayan yollara yeltenenlerin eseridir.
Dünyayı çözümsüzlükle idare etmeyi bir
kural, bir anlayış haline getiren BM’nin amacından saptırılmış bugünkü yapısıdır.
Yeryüzünde barışı, huzur ve güvenliği,
açlık ve yoksulluğu önlemek amacıyla kurulmuş BM artık bu görevlerini yerine
getirememenin acizliği içine düşürülmüştür.
Sayın Başbakanımız zaman zaman dile
getirdiği gibi, dünyanın temel sorunlarına çözüm bulunamamasının nedeni de, BM
Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyeye teslim edilmesidir.
Bünyesinde barındırdığı toplumsal
sorunları çözmek için kurulmuş olan birimleriyle BM aslında saygın bir
kuruluştur.
Eşrefi mahlûkat olarak yaratılmış olan dünyanın
her ferdine onun bu özelliğinin korunup sürdürülmesi için kurulmuştur.
Fakat artık uyguladığı yanlışlıklar ya da dünyada yaşanan toplumsal sorunlara zamanında ve
tam manasıyla kalıcı kararlar ve tedbirler alamadığı için, BM bu saygınlığını yitirmiştir.
Azınlığın menfaati BM’yi sahip olduğu
fonksiyonlarını icra etmekten aciz duruma düşürmüştür.
Komünizmin ve diktatör rejimlerin
yıkılıp yerine demokratik rejimlerin geçtiği günümüz küresel yönetim
anlayışında, BM’nin yapısı bugünkü dünya düzenine ayak uyduramamakta ve nakıs
kalmaktadır.
Eğer bugün yeryüzünde kan ve gözyaşı
dinmiyor, bazı ülkelerde açlık ve sefalet bitmiyorsa, aslında bu toplumsal
sorunları çözmek için kurulmuş BM’nin yönetimde yetersiz kalışından ileri
geliyor. Aldığı kararlarda öncelik beş daimi üyenin menfaati neyi
gerektiriyorsa o yönde karar almasından ileri geliyor.
Bu nedenle artık BM’nin beş daimi üyesi
dünya toplumlarının sorunlarını çözmek yerine, kendi menfaatlerinin düşünmektedirler.
Bu anlayış ise bu yapının değişmesi ve daha demokratik bir yapıya kavuşmasının
zamanının geldiğine işaret etmektedir.
BM’nin artık demokratik bir yapıya
kavuşması gerekiyor.
Dünyada barış ve huzurun sağlanması için bu değişim zorunlu hale
gelmiştir.
Bu değişim yaklaşık 200 üyesi olan
BM’nin daha adil, daha çabuk ve daha karalı ve kalıcı çözümler üretmesini
sağlayacaktır.
Bu yeni düzen dünyayı beş daimi üyenin
pençesinden kurtarmış olacaktır.
Demokratik bir yapıya geçmesiyle dünya
açlıktan, yoksulluktan, terör ve savaşlardan aynı zamanda diktatörlerden
kurtulmuş olacaktır.
Bu değişimde önderlik edecek ülke de
Türkiye olabilir. Türkiye’yi destekleyecek olanlarda birçok İslam ülkesi ve
bugüne kadar açlık, yoksulluk ve terörden acı çeken ülkeler olabilir.
Güvenlik Konseyinin hegemonyasına,
antidemokratik yapısına son verilerek, alınacak kararlarda tüm üyelerin oyuna başvurularak,
sorunların daha çabuk ve daha adil çözülmesi mevcut yapının daha demokratik bir yapıya kavuşturulmasına bağlıdır.