BM ise çözüm yolunu
ilgili ülkelerin Suriyeli mültecilere daha fazla kapı açması için çağrıda buluyor.
Fakat asıl çağrıyı
yapılması gereken kurumlara yapmıyor veya yapamıyor.
Kapılar nereye kadar açık
tutulacak; bir ülke her yönüyle paramparça olmuş, milyonlar ülkesini terk etmek
ve ülke içinde ve dışında göçebeye dönmüş.
Bununla kalsa yine bir
nebze iyi, fakat milyonlarca Suriyeli bu kış soğuğunda aç ve açıkta, hasatlıklar
kol geziyor.
Uluslararası toplum vicdanı dünya kamuoyu önünde testten geçiyor.
Bu insanları bu duruma
düşüren sadece Suriye’nin zalim yönetim kadrosu mu? Elbette değil, belki de
onlardan çok bu zalim yönetime toz kondurmayan destekçilerinden kaynaklanıyor.
Çünkü onlar çözümden
değil çözümsüzlükten yana tavır takındıklarının görüntüsünü veriyorlar.
BM insani yardım
görevlilerinin yönetimin müsaadesi olmadığı için yeterince yardımda bulunamadıklarından
şikâyetçi.
Yetkililer aynı zamanda
Suriye’deki durumun uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiği hatırlatmasını
yapıyor.
Sivillerin hedeflenmesi
hukuk ihlali…
BM temsilcisi güvenlik
konseyinden "sivillerin hedef alınmasının uluslararası hukuka karşı gelmek
olduğunu, hukuk ihlali olduğunu" hatırlatmasını istiyor.
Bu hukuk ihlali üç yıldır devam ediyor.
BM temsilcileri bu hatırlatmayı yaparken bir
bakıma güvenlik konseyinin tutumunun bu şekilde sürmesinin Suriye’de kıyımın
devamına destek olmak anlamına geldiğini dile getirmek istiyorlar.
Bu da bir kurumun amacından
saptırıldığında belirlenmiş hedefleri doğrultusunda iş yapamaz hale getirildiğinin
belirtisine işaret ediyor.
İlgili ülkelere
kapılarını Suriyeli mültecilere açık tutulmasını isterken, BM Suriye çıkmazını
geçici çözümlerle hal yoluna gitmeye çalışıyor; böylece görevini yerine
getirmiş olduğunu dünya kamuoyuna göstermeye çalışıyor.
Asıl yapılması gereken,
kalıcı çözüme ise yanaşamıyor.
BM tarafından yapılan bu ve
benzeri açıklamalar, dünya barışını, huzur ve güvenini sağlamak amacıyla
kurulmuş bir kurumun bir bakıma acizliğini gösteriyor.
Aynı zamanda dünya huzur
ve güvenini sağlamak amacıyla kurulmuş önemli bir kurumun dünya toplumlarının
sıkıntılarını aşmada içine düştüğü çaresizliğin göstergesi oluyor.
Netice olarak BM SOS
veriyor, kurtarma yerine kurtarılma görüntüsü veriyor!