Umutları zaman zaman emperyalist güçlerin açıklamalarına, sömürü
güruhuna bağlayanlar, “Türkiye aleyhine bir açıklama yapılsa da biraz
rahatlasak,” görüntüsü veriyor…
Fıtrat meselesi, huy bir türlü terk edilemiyor…
Sanki ülkemizin güçlenmesini, büyümesini, refahın bütün toplum
katmanlarına yayılmasından rahatsızlık duydukları izhar ediliyor.
Her ne zaman ülkede, belli bir azınlığı değil de, bütün milleti kucaklayan bir yönetim
bulunsa, gizlenmiş iç ve dış güçlerin işbirliği zaman zaman çeşitli bahanelerle
açığa çıkıyor.
Şimdiye kadar umutları darbelerdi çok şükür ülkemiz bu garabeti
dirayetli, kararlı Ak Parti hükümetleri sayesinde aştı.
Bu yanlış ülkemize çok büyük zararlar vermişti.
Temenni ediyoruz ki ülkemiz böyle bir yanlışa bir daha
düşürülmez.
Fakat iç ve dış güçler durmak bilmez fıtratları gereği mugalata
sanatını iyi kullandıkları ve fitne senaryolarında uzman oldukları için benzer
yollara başvurmayı ihmal etmemekteler.
Ülkesini seven, bütün ülkeyi kucaklayan bir idareyi çökertme
girişimlerini her fırsatta deniyorlar ve bu gidişle sürdürmede de kararlı
oldukları izlenimini veriyorlar.
İşte son olaylarda konuşulan, tartışılan yapılan açıklamalar milyar
dolarların uçup gittiğini gösteriyor!
Son günlerde ülkemizde istenilmeyen olayları görünce, insan bazı
soruları sormaktan kendini alamıyor!
Bu şekilde akıl ve mantık dışı öç alma kimin işine yarıyor?
Eğer doğruysa devletin kurumlarını ele geçirme ne anlama geliyor?
Bu ülkenin kurumları kimin elinden alınıp kimin eline verilecek?
Niye birilerinin menfaati ön plana çıkıyor?
Niye başkalarının iradesi devreye giriyor?
Niye milletin %50 oyu ile işbaşına gelmiş bir iktidar ve hükümet
yıpratılmak isteniyor, batı demokrasilerindeki gibi millet iradesine ne zaman
saygı göstermeyi öğreneceğiz?
Yıllardır oluşan istikrar ve güveni zedelemek kimin işine
yarayacak?
Bölgesinde tek başına bir istikrar ve güven adası gibi duran
ülkemiz var.
Amaç bu güven ve istikrarı zedelemek mi?
Yoksa yükselen Türkiye imajı mı yaralanmak isteniyor?
Veya Türkiye’nin geleceğe yönelik sürdürülebilir kalkınma hedeflerini
baltalamak mı?
Güçlü bir Türkiye sadece kendisi için değil, aynı zamanda mazlum
İslam âlemine rehberlik edecek; onların bulundukları zulüm ortamından
kurtulmalarına yardımcı olacak...
Fakat tezgâhlar ne kadar haince, çirkince, sinsice hazırlanırsa
hazırlansın, gerçekler ne kadar kamufle edilirse edilsin, ne kadar saptırılırsa
saptırılsın artık bu millet gerçekleri çok iyi biliyor, her şeyin şuurunda
neyin ne maksatla ve kimlere hizmet için yapılacağını çok iyi biliyor.
Yeter ki aklıselim elden bırakılmasın ve söylentilere değil de, gerçekleri
görülebilsin, kendi iradesine sahip çıkabilsin.
O zaman ülkemizi bir Suriye, bir Mısır, bir Afganistan haline
çeviremeyeceklerdir.
O zaman emperyalistlerin bu çirkin hevesleri kursaklarında
kalacaktır.
O zaman ülkemiz kalkınma ve refah yolunda hedeflerine daha çabuk
ulaşacaktır.
Bir daha emperyalistlerin tuzağına düşmeyecek ve
düşürülmeyecektir, temennimiz, ümidimiz, inancımız bu yöndedir.