Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Orta Afrika
Cumhuriyetinde Müslüman grupla hükümet askerleri arasında devam eden
çatışmayı önlemek için Fransız askerlerini olaya müdahale etmesi amacıyla
oybirliği ile karar aldı.
Daha önce de Mali’de aynı sebeple meydana gelen olayları
yatıştırmak amacıyla Güvenlik Konseyi Fransız askerlerini görevlendirmişti.
Aslında her iki karar da yerinde alınmıştı.
Aksi halde haksız yere çok sayıda insan hem canından ve hem de
yerlerinden olarak göçmen konumuna düşecekti.
Tamamen insani amaçlar gözetilerek kararlar alınmış.
Orta Afrika Cumhuriyetinde 2,3 milyon insani yardıma muhtaç, 400 binin üzerinde insan
yerlerinden edilmiş, 100 bin kişi çatışmalarda hayatını yitirmiş…
Orta Afrika Cumhuriyeti için alınan acil hareket kararının şiddeti
önlemek adına gerekli olduğu; beklenilmesi halinde mevcutlara
ilaveten daha çok insan hayatını kaybedecek ve daha çok sayıda insan göçmen konumuna düşecekti.
Kararda bir başka gerekçe ise hukukun üstünlüğünü tesis etmek ve
ülkede güvenliği sağlamak amacını taşıyor.
BM Güvenlik Konseyi makul gerekçeler ileri sürerek Orta Afrika
Cumhuriyetine Fransız askerlerinin müdahalesini kararlaştırdı.
Güvenlik Konseyinin aldığı bu olumlu kararlar insanlık adına
memnuniyet verici.
Ancak çatışmalar Müslüman ve Hıristiyanlar arasında olunca hemen
karar alınabiliyor algısını öne çıkarıyor!
Fakat bu çatışmalar Müslümanlar arasında olunca bir türlü böyle
bir insani karara yaklaşmak istenilmiyor.
İşte en basit örneği Suriye!…
Suriye’de üç yıldır yaşanan mezalim neticesinde nerdeyse ülkenin
tamamı harabeye dönmüş, 7-8 milyon insan yerinden yurdundan edilmiş, birkaç
milyonu komşu ülkelere sığınarak göçmen durumuna düşmüş, 150 bine yakın insan
hayatını yitirmiş.
Ülkede kalanlar çok zor şartlarda hayatta kalmaya
çalışıyorlar. Bu insanlık dışı olayları yerinde tespit eden BM’nin görevlileri
söylüyor ve onlar da zaman zaman bu vahşetin durdurulması için acil karar
alınmasını dünya kamuoyuna duyuruyor.
İnsani gerekçeler öne sürülerek Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti için
alınan kararların benzeri neden Suriye için alınmadığı ise hem insanlık adına
ve hem de BM Güvenlik Konseyi adına esef ve endişe verici bir durum.
Bu durumda BM Güvenlik Konseyi aldığı kararlarda kuruluş amaçlarını
göz ardı ederek almış olduğunun işaretini veriyor.
Eğer mesele insani gerekçe ise bu kararın Suriye için ve
geçmişte yine başka yerlerde insanlık dramının yaşandığı yerlerde bu tür kararlar
alamamasının arkasındaki düşüncenin, kararların tarafsız ve
temel haklar gözetilerek değil de, taraf tutarak alındığı algısını öne çıkarıyor.
Bu da Güvenlik Konseyinin adil davranmadığının açık bir delili
oluyor.
Dünya Kamuoyunun ve küresel sivil toplum örgütlerinin bu yanlı
tutumu kınaması gerekiyor ve bu büyük yanlışlığı telafi edecek bir karar almaya zorlaması gerekiyor.