Görülmemiş vahşet, görülmemiş zulüm,
görülmemiş insanlık dramı; Suriye halkı yediden yetmişe maruz bırakıldığı
insanlık dışı bir muameleyle karşı karşıya bulunuyor.
Üç yıldır Suriyelilerin bütün dünyanın
gözü önünde çektikleri acılar insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek.
Bu belki de türünde geçmişte yaşananların
en acımasızlarından bir olarak nitelenecek.
Ortaçağ ve yakınçağda yaşananların en
gaddar ve vahşice uygulamalarından biri olarak tarihçiler tarafından tescil
edilecek.
İşlenen cinayet ve gaddarlığın
insanlık dışı boyutu aslında olaylar tam olarak açıklık kazandığı zaman belli
olacak.
Bugüne kadar yapılan zulüm ve vahşetin
büyüklüğü, çocuklar üzerinde bıraktığı ve bırakacağı fiziki ve ruhsal tahribat
ise uzun yıllar sürecek.
O zaman bu vahşete her ne şekilde olursa
olsun; gerek lojistik ve gerekse taktik ve gerekse madden destekte bulunanlarda
şu andaki zulmü uygulayan yönetim kadar insanlık önünde mahcup ve suçlu duruma
düşmüş olacak.
Çünkü çıkan haberlerde Suriye’nin
artık muhalifler karşısında dayanacak gücünün kalmadığı, dışarıdan yapılan
destekle vahşeti sürdürdüğü söyleniyor.
Ülkesinde kendi hür iradeleriyle
yönetimi belirlemek isteyenlerle, buna müsaade etmeyen despot ve gaddar bir
rejim yanlıları arasında başlayan çatışmalar üç yıla yakın bir süredir devam
ediyor.
Yani bugün batılı demokrasi ve insan
hakları savunucularının ağızlarını her açtıklarında dillerinden düşürmedikleri
değerlerin kendi ülkelerinde de tesis edilip uygulanmasını isteyen bu ülkenin
gerçek sahipleri ile baskı ve zulmünde ısrar eden despot rejim arasında cereyan
etmekte bu mücadele.
Bu bir savaş değil! Zulmünde ısrar
edenlerle kendi topraklarında, kendi mülklerinde en tabii haklarını elde etmek isteyen
Suriye'nin gerçek sahipleri ile tabii haklarını gasp eden dikta rejimi arasında yaşanan bir mücadelenin kanla ve ölümle bastırılması.
Suriye’deki vahşeti konu alan son bir
rapora göre, despot rejim mensupları her türlü insanlık suçunu işlemiş,
işlemeye devam ediyor.
Yasak olmasına rağmen her türlü silah bütün
dünyanın gözleri önünde savunmasız insanlar üzerinde denendi.
Şu andaki despot rejimin sahipleri
sadece savaş suçlusu değil, uygulanan vahşet örnekleri savaş suçlularının çok
ötesine geçmiş durumda. En ağır insanlık suçu işleniyor.
Rapora göre 11 binin üzerinde çocuk üç
yıl içinde hedef alınmış; bir bölümü nişancılar tarafından katledilmiş, bir
kısmı infaz edilmiş, bir kısmı işkence yapılarak öldürülmüş.
Suriye’de günümüz şeffaf dünyasında kapalı
rejimler dönemi olan komünist rejim tiranlarının belki de bu denli ve bu oranda
vahşet sergilemedikleri bir vahşet, bir dram yaşanıyor bütün dünyanın gözleri
önünde...
Bu vahşet karşısında hala Birleşmiş
Milletler güvenlik konseyi üyeleri bu vahşete seyirci kalmaya devam ediyor.
Bu hususta yetkili uluslararası insani
kuruluşlar ve mahkemelerin sesi çıkmıyor. Dut yemiş bülbüle dönmüşler.
Vahşeti seyretmekle görevlerini yerine
getirme arasında bir şaşkınlık yaşanıyor.