Ekonominin önde gelen sektörlerinden biri de inşaat sektörü. İnşaat sektörü çok sayıda sektöre hareketlendirerek peşinden sürüklüyor.
Binalar aynı zamanda
şehir hayatının temel bileşenlerinden birini oluşturuyor. İnsanlık tarihi
boyunca sürekli olarak değişime uğrayan inşaat sektörü çağın gerektirdiği
şartlara uyumlu hale dönüşüm ihtiyacında. Çağlar önce tabii malzemelerden inşa
edilen binalar, sektördeki teknoloji geliştikçe çelik, sentetik, plastik, cam
gibi malzemelerin kullanımıyla çeşitlilik kazanmış.
Yeşil ekonomi
kavramıyla değişim ve dönüşüm sürecine giren inşaat sektörü böylece gündemine
yeşil bina kavramını almış.
Yeşil bina sürdürülebilir
ve yüksek performanslı bina şeklinde tanımlanıyor.
Yeşil binalar insan
sağlığı ve tabii çevre üzerinde inşa edilen çevrenin genel etkisini azaltmayı göz
önünde bulundurarak tasarlanıyor.
Yeşil sertifikalı
binalar kaynak etkinlikli binalar olarak tarif ediliyor.
Yeşil binalar az su
ve az enerji kullanımına ilaveten, sera gazı emisyonlarını azaltma amaçlıyor. Bu
kapsamda daha yeşil, daha sağlıklı ve daha çok enerji verimli binaların inşası hedefleniyor.
Binalar eveler dâhil
küresel enerjinin yüzde 40’ını tüketiyor.
Emlak sanayinin gelecek nesillerin yaşamak, çalışmak ve sportif aktivitelerini sürdürmek istediği, daha sürdürülebilir mekânları oluşturmada temel bir role sahip olduğu düşünülüyor.
Ülkemizde başlayan yeniden imar
ve inşa dönemi aynı zamanda günümüzün ileri teknolojilerini kullanarak yeşil
bina diye tabir edilen, çevreyi ve tabii kaynakları koruyan ve bunların
israfını önleyen tarz ve mimaride yapılması yeşil ekonominin kapsamlı bir sektörünü
oluşturuyor.
Çünkü küresel olarak
binalar sera gazı emisyonlarının üçte birinden sorumlu tutuluyor.
Bunun nedeni
binaların tipik olarak kirli enerji kaynaklarına bağımlı oldukları, ikinci
husus ise çoğu binaların enerjiyi verimli kullanmadıklarından ileri geliyor.
Yeşil bina
teknolojileri sadece yeşil, temiz, sürdürülebilir binalar inşa etmeyi değil;
aynı zamanda sürdürülebilir şehirler ve topluluklar ve sürdürülebilir bir dünya
inşa etmeye adanmış bir hareket olarak değerlendiriliyor.
Yeşil binalar
oluşturmak için ihtiyaç duyulan enerji ve su etkinliğini artırmak, atık ve
kirliliği azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi sağlamak ve
sürdürülebilir bina malzemelerini kullanma hedefleniyor.
Bu stratejilerin
enerji tüketimini yüzde 30-80 arasında azaltabileceği bekleniyor…