Şehir yerleşim alanlarında radikal değişimin gereği olarak dünyanın büyük ve nüfus yoğunluğu yüksek olan şehirleri birkaç yıl sonrası için fosil yakıtlı araçların şehre girmesini yasaklama doğrultusunda kararlar alıyor.
Bu nedenle büyük
şehirler ulaşım sistemlerinde hızlı bir değişim ve dönüşüm faaliyeti içinde
bulunuyor.
Temiz ulaşım
sistemlerinin uygulanmaya alınması çalışmaları giderek artış gösteriyor.
Şehirleşmenin artışı
tabii kaynakların azalmasına yol açtığı gibi, özellikle işlenen tarım toprağı
ve ekosistemlerin azalması bakımından da olumsuz etki oluşturuyor.
Bu durum sadece hayati
kaynakların azalmasında olumsuz rol oynamakla kalmayıp, aynı zamanda kirlilik
açısından da telafi edilemez yükler getiriyor…
Ülkemiz hızlı bir şehirleşme
süreci içinde.
Son yıllarda kırsal alandan
şehirlere akında bir hızlanma olsa da, kalkınmış ülkelere göre kırsal kesimde
yaşayan nüfus oranı ülkemizde yüksek oranda.
Ülkemizin büyüyen ve kalkınan bir
yörüngeye oturmuş olması nedeniyle nüfus hareketinin kırsal kesimden şehirlere
doğru akmaya devam edeceğini gösteriyor.
Artan eğitim oranı ve kalkınmanın
etkisi kırsal kesimdeki nüfus azaltırken şehirlerde yaşayan nüfus oranı da
yükselmeye devam edecek.
Bu gidişat aynı zamanda ülkemizin
gelecekte karşılaşacağı bazı muhtemel sorunları göz önünde bulundurmayı
gerektiriyor.
Aslında bu durum ülkemiz için bir
avantaj olarak değerlendirilebilir.
Bu gidişat yoğun şehirleşmenin
ortaya çıkardığı krizi fırsata dönüştürme yolunu bulmayı gerektiriyor.
Kırsal nüfusun fazlası
oluşturulacak yeşil ekonomi model ve yatırımlarıyla istihdam edilebilir.
Ülkemizde bir yandan köy ve kırsal alanlardan şehre göçün ihtiyacını karşılarken, diğer yandan da kent içi dönüşüm projeleriyle şehirlerimiz yeniden inşa ediliyor.
Bir gelecek
perspektifinin yapılması büyüme eğiliminde olan şehir yerleşim alanları
açısından ne gibi tedbirlerin alınmasını gerektiren çalışmalara ışık tutmuş olacak.
Bu aynı zamanda artan şehir
nüfusunun altyapı ihtiyaçlarını karşılamak ve şehir alanlarına getireceği her
konudaki yüklerin karşılanmasında önceden hazırlıklı olmayı sağlayacak.
Şehirlerimizin yeniden inşa süreci aslında beraberinde olumlu yönde değişimlerin de lokomotifi olacak.
Geçmişte karşılaştığımız plansız ve vizyon yoksunu olan yapboz anlayışına dayalı yapılaşma modeli ortadan kalmış olacak. Bütün altyapı unsurlarının birlikte projelendirilip birlikte inşa edilmesiyle, yolların ve çevrenin köstebek yuvasına dönmesi önlenecek, bu aynı zamanda yatırımlarda tasarruf sağlayacak...