1945 yılında 50 ülkenin liderleri San Fransisko’da toplanarak uluslararası barış ve güvenliği geliştirmek için Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşmasını imzaladı.
1972 yılında Birleşmiş Milletler çevre konferansı İsveç'in başşehri Stockholm'da düzenlendi. Bu kapsamda insan çevresi üzerine Stockholm Konferansı 1972’nin ruhunu ve yükümlülüklerinin önemini kabul etti. 26 prensibi kapsayan Stockholm deklarasyonu çevre konularını uluslararası endişelerin ön sırasına yerleştirdi ve sanayileşmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında diyaloğun başlamasına işaret etti. Aynı zamanda dünya çapında ekonomik büyümeyle hava, su, okyanuslar ve insan refahı arasındaki bağlantıya atıfta bulundu.
1992 yılında BM Rio
Çevre ve Gelişme Konferansı, 1996 yılında İnsan Yerleşimi üzerine İstanbul
Konferansı, 2000 yılında ‘Bin Yıl Gelişme Hedefleri’ ve 2002 yılında sürdürülebilir
gelişme üzerine Johannesburg Dünya Zirvesi yapıldı.
2000 yılında
başlatılan ve onbeş yıllık bir dönemi kapsayan ‘Bin Yıl Gelişme Hedefleri’ 2015
yılına gelindiğinde, bu çerçevede amaçlanan hedeflerin büyük ölçüde gerçekleşmediği
görüldü.
Bu defa 2015 yılında dünyanın
içinde bulunduğu insani sıkıntıları çözüme kavuşturmak için BM ‘Bin Yıl Gelişme
Hedeflerinin’ yeni bir versiyonu olan “Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri 2030”
programını devreye aldı.
2030 Gündeminde 17 madde
bulunuyor. Bu gündemle yeryüzünde insana yönelik temel ihtiyaçların küresel
olarak halledilmesi hedefleniyor.
Şehircilik çevre
anlaşmalarının kapsamı itibariyle gezegenin tabii sistemlerini korumak, sosyal
eşitliği geliştirmek, zayıf ekonomileri desteklemek, sürdürülebilirliğin
ilerlemesi için ortaya konulan çabalar olarak tanımlanıyor.
Bu vesileyle şehir sakinleri
için ekolojik olarak sürdürülebilir, ekonomik olarak dinamik ve sosyal olarak
eşit bir yaklaşım hedefleniyor…