İstanbul’un en önemli
özelliklerinden biri tarihi bir şehir olması ve aynı zamanda eşsiz tabii
güzelliklere sahip olmasıdır. Bu ayrıcalık diğer tarihi ve tabiat harikalarına
sahip şehirlerimiz için de geçerli.
Bu nedenle geride bırakılan uzun
bir dönemde bu özelliklerin ihmal edilmiş olması, bu tarihi ve tabii güzelliklerin
çarpık plan ve yapılaşma içine hapsedilip bırakılması İstanbul’un bu eşsiz
değerini düşürdüğü gibi aynı zamanda tabii şaheserleri perdelemiş.
Geçmişin olumsuz şehircilik anlayışı bu eşsiz şehrin paha biçilmez
değerlerine erişim ve ulaşım kolaylığını önlenmiş.
Şehirlerdeki kentsel dönüşüm planları
yapılırken söz konusu özelliklerin nazari dikkate alınması değer artışına ve
turizm açısından daha cazip hale gelmesine zemin hazırlamış olacak.
Osmanlı dönemine ait eserlerin
yoğun olduğu bölgeler mümkün olduğu kadar kendi dönemlerine ait eserlere
bırakılıp ve bu eserler onarılarak ‘Osmanlı mahallelerini’ açığa çıkaracak bir
çalışma yapılabilir…
Şair ve yazarların övgüsüne
mazhar olan İstanbul'u, divan edebiyatı şairi Nedim kasidesinin ilk iki mısrasında
şöyle tarif ediyor;
Bu şehr-i Sıtanbul ki bi-mislü bahadır
Bir sengine yekpare Acem mülkü
fedadır
Şair, İstanbul şehrinin değer
biçilemeyecek kadar eşsiz olduğu ve bir taşına Acem mülkünün feda edileceği
kadar değerli olduğunu asırlar öncesinden tespit ederek bu değerlerin korunup
devamlılığının sağlanması yönünde bir ikazda bulunuyor.
Aslına uygun yapılacak bir
dönüşüm turizm gelirlerinde ilave bir katma değer oluşmasına vesile olacağı
gibi, yaşam kalitesinin artmasına da katkı sağlayacak.
Çarpık yapılaşma dolayısıyla
İstanbul’un kendine has olan eşsiz tabii ve tarihi zenginlikleri yeniden açığa
çıkarılırken, bu benzeri olmayan ve hadisi şerifle övülmüş şehir bu övgüye
layık bir hale gelmiş olacak…
Şehirleşmedeki dönüşümün bir
başka önemli yönü ise dere yataklarının ve tarım alanlarının tekrar asli
görevlerine kavuşturulması olacak.
Yapılacak binalar daha güvenli ve
genellikle zemini sağlam olan alanlara taşınırken, bu yerler giderek önem
kazanan ve azalma eğilimine giren tarım alanlarına ve yeşil alanlara dönüşecek
ve daha fazla ürün alınmasına vesile olacak.
Bu dönüşüm ekosistemlerin yeniden
inşasına imkân tanıyacak.
Taşkınlara uğrayan dere yatakları
yeşil ve ormana kavuşturularak gerek yağan yağışların tutulması, taşkın kontrolü
ve gerekse bu vesileyle kar ve yağmur sularının depolanmasına zemin hazırlamış
olacak…
BM Çevre Programının 2011 yılında
düzenlediği bir toplantıda açıklanan bildirgeye göre, şehir yönetiminde beş
büyük sektör için bir eylem kararını kapsıyor:
·
Enerji verimliliğini
başarmak
·
Sürdürülebilir şehir
ulaşımını desteklemek; emin, güvenilir ve erişilebilir ulaşım sistemleri
sağlamak
·
Gelişmiş atık
yönetimi; atıkları enerjiye dönüştürmek, geri dönüşüm ve yeniden kullanımı
teşvik etmek ve atık oranını minimize etmek;
·
Herkesin
yararlanabildiği etkin sanitasyon, emin ve sağlıklı, güvenilir dağıtım
sistemleri, kaynaklar ve su talebinin gelişmiş yönetiminin sağlanması
·
Daha iyi ekosistem
yönetimi; yaşam alanlarını, gıda tedarik zinciri, kırılgan ekosistemleri
korumak ve risk önleme ve şehirlerin direncini geliştirmek.