Suriye’de işlenen vahşetin belgeleri bir kez daha dünya
kamuoyuna açıklandı.
Suriye’deki dikta rejimin kendi masum ve savunmasız insanlarına
karşı sistematik olarak uyguladığı cinayetler gözler önüne serildi.
Sistematik olarak tutuk evlerinde işlenen cinayetler; çok uzun
süre aç bırakılma, elektroşok, boğma, kızgın aletlerle yakma, gözlerin oyulması
şeklinde kategorize ediliyor.
Görülmemiş işkence ve vahşet türlerinin sergilendiği Suriye’de, dünyanın
bu vahşeti durduracak gücü yok muydu?
Özellikle BM’nin 5 daimi temsilcisinin görevi ne güne duruyor?
Suriye’yi paylaşmada mı anlaşamadılar?
Belgeler gösteriyor ki Suriye'de büyük bir insanlık suçu işlenmiş!
Bu suç sadece bizzat bunu uygulayanların mı?
Bu vahşeti işleyenler kadar, bu vahşetin bu çaptaki büyüklüğe
ulaşmasına siyasi ve finans desteği verenlerin payı yok mu?
Bu ortamın oluşması veya bu vahşet ortamının devam etmesine göz
yumanların bunda payı yok mu?
Bu vahşeti direkt veya dolaylı olarak bugüne kadar destekleyenler
veya duyarsız kalanlar insanlık adına dünya kamuoyunda güvenirliklerini yitirmiş olmuyorlar mı?
En azından bu denli akıl almaz ve insan vicdanının kabul edemeyeceği
ölçüde yapılan vahşete göz yumanlar insanlık adına utanç duyacaklar mı?
BM Güvenlik Konseyinde bu insanlık dramının çözümü doğrultusunda
alınacak kararlara karşı çıkanların insani değerlere olan hassasiyetleri
tartışma konusu olmayacak mı?
Aynı zamanda bu vahşete kayıtsız kalarak görevlerini yerine
getirmeyenlerin statülerinin tartışma konusu yapılması gerekmez mi?
Basın toplantısında, BM yetkililerine “bu buzdağının görünen
kısmı mı” sorusuna yetkilinin tasdik eder şekilde karşılık vermesi, vahşetin ne
kadar büyük olduğunu, ne kadar acımasız bir şekilde işlendiğini gösteriyor.
BM görevlileri bütün tutukluların bulunduğu tesislerde inceleme
yapamadıklarını ifade ediyor…
Bu denli vahşetten sonra artık akıl almaz ve insanım diyen
hiçbir kişinin kabul edemeyeceği büyüklükteki vahşeti yapan ve buna ortak olan
kişi, kurum veya devlet yetkililerinin savunulacak tarafı kalmış mıdır?
BM Güvenlik Konseyi hiç olmazsa bundan sonra sistematik olarak
uygulanan vahşetin, cinayetlerin durması için çaba göstermesi gerekir.
Madem bunlar bütün dünyayı temsil ediyorlar, artık temsil
ettikleri kesimin vicdanına göre bir yol haritası belirlemeleri gerekir.
Bu büyüklükteki vahşetten sonra, yetkililerin insanlık vicdanını
kısmen de olsa rahatlatacak bir duruş sergilemeleri gerekiyor.
Bu büyüklükte bir insanlık suçu işlendiğine göre, Uluslararası
Ceza Mahkeme’sinin harekete geçmesi için BM Güvenlik Konseyinin derhal gerekeni
acilen yapması gerekiyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluş tanımında, bu tür
faillerin cezasız kalmalarını sonlandırmak amacıyla kurulmuş olduğu
belirtiliyor.
Suriye’de işlenen insanlık suçları artık üstü örtülemeyecek ve
saklanamayacak şekilde ayan beyan, tartışmasız bir şekilde gün yüzüne
çıkmıştır.
Hiç değilse bu aşamadan sonra insanlık vicdanı, bu vahşeti
sonlandırmak ve cinayeti işleyenlerin cezasız kalmamaları için gerekli sürecin başlatılmasını
bekliyor.