16 Nisan 2014 Çarşamba

Toplum vicdanı BM'nin gereken kararı almasını bekliyor


 

Suriye’de işlenen vahşetin belgeleri bir kez daha dünya kamuoyuna açıklandı.

Suriye’deki dikta rejimin kendi masum ve savunmasız insanlarına karşı sistematik olarak uyguladığı cinayetler gözler önüne serildi.

Sistematik olarak tutuk evlerinde işlenen cinayetler; çok uzun süre aç bırakılma, elektroşok, boğma, kızgın aletlerle yakma, gözlerin oyulması şeklinde kategorize ediliyor.

Görülmemiş işkence ve vahşet türlerinin sergilendiği Suriye’de, dünyanın bu vahşeti durduracak gücü yok muydu?

Özellikle BM’nin 5 daimi temsilcisinin görevi ne güne duruyor?

Suriye’yi paylaşmada mı anlaşamadılar?

Belgeler gösteriyor ki Suriye'de büyük bir insanlık suçu işlenmiş!
 
Bu suç sadece bizzat bunu uygulayanların mı?
Bu vahşeti işleyenler kadar, bu vahşetin bu çaptaki büyüklüğe ulaşmasına siyasi ve finans desteği verenlerin payı yok mu?

Bu ortamın oluşması veya bu vahşet ortamının devam etmesine göz yumanların bunda payı yok mu?

Bu vahşeti direkt veya dolaylı olarak bugüne kadar destekleyenler veya duyarsız kalanlar insanlık adına dünya kamuoyunda güvenirliklerini yitirmiş olmuyorlar mı?

En azından bu denli akıl almaz ve insan vicdanının kabul edemeyeceği ölçüde yapılan vahşete göz yumanlar insanlık adına utanç duyacaklar mı?

BM Güvenlik Konseyinde bu insanlık dramının çözümü doğrultusunda alınacak kararlara karşı çıkanların insani değerlere olan hassasiyetleri tartışma konusu olmayacak mı?

Aynı zamanda bu vahşete kayıtsız kalarak görevlerini yerine getirmeyenlerin statülerinin tartışma konusu yapılması gerekmez mi?

Basın toplantısında, BM yetkililerine “bu buzdağının görünen kısmı mı” sorusuna yetkilinin tasdik eder şekilde karşılık vermesi, vahşetin ne kadar büyük olduğunu, ne kadar acımasız bir şekilde işlendiğini gösteriyor.

BM görevlileri bütün tutukluların bulunduğu tesislerde inceleme yapamadıklarını ifade ediyor…

Bu denli vahşetten sonra artık akıl almaz ve insanım diyen hiçbir kişinin kabul edemeyeceği büyüklükteki vahşeti yapan ve buna ortak olan kişi, kurum veya devlet yetkililerinin savunulacak tarafı kalmış mıdır?

BM Güvenlik Konseyi hiç olmazsa bundan sonra sistematik olarak uygulanan vahşetin, cinayetlerin durması için çaba göstermesi gerekir.

Madem bunlar bütün dünyayı temsil ediyorlar, artık temsil ettikleri kesimin vicdanına göre bir yol haritası belirlemeleri gerekir.

Bu büyüklükteki vahşetten sonra, yetkililerin insanlık vicdanını kısmen de olsa rahatlatacak bir duruş sergilemeleri gerekiyor.

Bu büyüklükte bir insanlık suçu işlendiğine göre, Uluslararası Ceza Mahkeme’sinin harekete geçmesi için BM Güvenlik Konseyinin derhal gerekeni acilen yapması gerekiyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kuruluş tanımında, bu tür faillerin cezasız kalmalarını sonlandırmak amacıyla kurulmuş olduğu belirtiliyor.

Suriye’de işlenen insanlık suçları artık üstü örtülemeyecek ve saklanamayacak şekilde ayan beyan, tartışmasız bir şekilde gün yüzüne çıkmıştır.

Hiç değilse bu aşamadan sonra insanlık vicdanı, bu vahşeti sonlandırmak ve cinayeti işleyenlerin cezasız kalmamaları için gerekli sürecin başlatılmasını bekliyor.