Filistin’de
anlamsız ayrılığın birleşme kararıyla sonuçlanması bazılarını telaşlandırdı.
Düşmanları
sevindiren, dostları üzen bu anlamsız ayrılığa son veriş kararı hatta
bazılarını rahatsız etti.
Çünkü
ayrılık, ayrı duruş sömürü ve işgal düzeni için bulunmaz bir fırsat
oluşturmuştu.
Filistinlilerin
böyle bir hataya düşmeleri aklın ve mantığın kabul edeceği bir durum değildi.
Filistinliler arasındaki tekrar birleşme kararı, barışa pamuk ipliği ile bağlı olanları rahatsız etti
Barış
söylemlerinin yerini öfke ve telaş almışa benziyor…
İki kardeşin bir araya gelmesi birilerini niye böyle öfkelendirdi!
60
senedir Filistinlilere yapılmadık zulüm kalmadı, bu savunmasız insanlar
öldürülmüş, açlığa mahkûm edilmiş ve topraklarından sürülmüş.
Kelimenin
tam manasıyla bir soykırım uygulanmıştı.
Böyle
bir ayrılığın içine düşmek Filistinlilerin yapmış oldukları büyük bir hataydı.
Böl parçala yönet anlayışına karşı birleşme kararı anlamlı bir duruş olacak.
Lokma
biraz daha büyümüş oldu.
Bölünme hatasına düşmekle, Gazze ablukaya alınmış; savunmasız insanlar her türlü baskı ve
insanlık dışı uygulamaya maruz bırakılmıştı.
Şimdi
sürdürülebilir zulüm ortamına fırsat verilmemiş olacak.
Ama
huylu huyundan vazgeçer mi?
Canının
istediği anda hiçbir engel tanımadan, hiçbir uluslararası ve evrensel hukuk
kuralına aldırış etmeden bildiğini okumaya devam etme alışkanlığı, hoyratlığı var
oldukça da normal bir yaklaşım beklemek yanlış olur…
Mısır’daki
darbe kim için yapıldı, Suriye’deki vahşet kim için devam ediyor.
Uluslararası
toplum da bu katliamları durdurmak için ciddi bir tepki göstermediğine göre;
İsrail
devleti ile Filistin arasında barış görüşmelerinin de samimi ve uzlaşmacı bir
ortama kavuşmadıkça Filistinlilerin yarım asrı aşan bu yarasının iyileşmesi zor
olacak.
Hem
yıllardır işgal et, hem de iki kardeşin barışmasına karşı çık.
Senin
savunma usulün iyi biliniyor, masum tarafın nasıl suçlanacağı iyi biliniyor.
Hemen
terörist damgasını, yaftasını yapıştırıp dünyaya ilan edersin.
Bugüne
kadar yaptığın şey!
Başına
at gözlüğü takanlarda senin bu iddianı hemen kabullenecek, seni hemen haklı
gösterecek…
Elinde
düzenli ordusu olamayan, bırak son modern silahlar, ilkellerini dahi bulamayan
savunmasız bir toplum dünyaya terörist ilan edilerek, eşi görülmemiş zulüm
uygulanarak toprakları işgal edildi, öldürüldü ve sürüldü.
Buna
rağmen karşı taraf terörist saldırgan, sen masum.
Evlerinden
çıkarıldı, aç ve açıkta bırakıldı; gerektiğinde hiçbir insani kural tanımadan
çoluk çocuk demeden uykuda üzerlerine bomba yağdırıldı, sen yine masum;
savunmasız Filistinliler ise terörist ve saldırgan oldu.
Hep
senin güvenliğin konuşuldu, ön planda tutuldu, bunca yaptığın zulüm ve insanlık
dışı katliamlara rağmen hep sen mağdur savunmasız ve elinde kendini savunacak
tek silahı olmayan Filistinliler terörist ve saldırgan oldu.
Rolünü
çok iyi oynadın, bugüne kadar da insanlık adına değil kendi açından başarılı
oldun.
Soykırım
konuşulduğunda senin adın hiç ağza alınmadı.
Şimdi
iki kardeş bir araya geliyor diye bazılarının huzuru kaçmaya başladı.
Çünkü
bölünmüşlük, parçalanmışlık sömürü ve emperyalist düzenin işine çok daha iyi
geliyor.
Bu
gibi durumlar sana biçilmiş kaftan!
Barış görüşmelerini durdurmak
işin bahanesi, bu anlayış barış görüşmelerinde samimi olmanın tavrı değil.
Bu
yaklaşım ‘ipe un sermek’ anlayışını sergiliyor…
Elbette
Filistinlilere de düşen bir şeyler var.
Kendilerini
kurum ve kurallar olarak dünyanın kabul gördüğü bir sisteme göre
yapılandırmaları gerekiyor.
Çamur
atmalarına fırsat vermeyecek kurumsal yapılanmayı oluşturmaları gerekiyor, aksi
takdirde kendilerine değil karşı tarafa koz vermiş olurlar.
Gazze gibi stratejik önemi olan bir şehrin Filistin’den ayrılması ve
daha önemlisi İsrail ablukasında olması bütün Filistinliler için büyük önem
taşıyor.