Önümüzdeki yıl ülkemizde ilk defa Cumhurbaşkanlığı için seçim
yapılacak.
Daha doğrusu hukukçuların yorumuna göre seçimle, millet
iradesiyle gelen ilk cumhurbaşkanı olması nedeniyle, ülkemiz başkanlık
sistemine fiili geçiş yapmış olacak.
Başkanlık seçimiyle ileri demokrasiye bir adım daha
atılmış olacak.
En bilinen şekliyle Amerika’da uygulanan başkanlık
sisteminin kısa tarifi ise kendilerine göre şöyle, “başkanlık sistemi bir
yönetim şekli olup, yürütme organı devletin ve hükümetin başı olan başkan
tarafından yürütülmekte olan sistem,” şeklinde yapılıyor. Yine bu ülkede başkan
seçilen kişi ordunun başı ve dış politikadan doğrudan sorumlu oluyor.
2014 yılında yapılacak seçimle fiilen yeni bir döneme
girmiş olacak ülkemiz, bunun için, işin kâğıt üzerinde kalan kısmının fiili
duruma uyarlanması gerekecek.
Belki şartlar gereği, yeni sistem ilk defa uygulamaya
girmesi nedeniyle, ilk etapta uygulamada yarı başkanlık şeklinde yer bulacak.
Aslında böylece Türkiye’ye daha demokratik bir yapının
kapıları açılacak ve bu sistem gereği daha demokratik bir yapıya kavuşmuş
olacak.
Devletin tepesinde yer alan şahsiyet tabii olarak icranın
başı olacak. Böylece tenkit edilme kapısı açılmış olacak.
Herhalde, atanmışlarla seçilmişler arsındaki en önemli
farklardan biri de bu olsa gerek.
Çünkü atanmışların tenkit edilme durumu söz konusu değil,
seçilmişler için eleştiri kapısı açık bulunuyor.
Bu da tıpkı başka ülkelerdeki uygulanan başkanlık sistemi gibi
olacak.
Başkanın fiilen icraatın içinde daha aktif bir şekilde kendini
bulması icraatlarını beğenmeyenler tarafından tenkit müessesesinin çalışmasını
gündeme getirecek. Böylece bu yeni dönem tenkit edilen makam temsilcisine haklı
olarak savunma kurumunun çalışması hakkını vermiş olacak.
Bu da Türkiye’nin demokratikleşme yolunda bir adım daha
ileri gitmesini sağlayacak.
Böylece, 2014 başkanlık seçimlerinin ardından ülkemizde
yeni bir dönem başlamış olacak. Son on yılda ülkemizde yaşanan değişim sürecine
yeni bir sayfa daha eklenmiş olacak.
Ancak
her fırsatta değişimden yana olduklarını, demokrasiden yana olduklarını
söyleyenlerin başkanlık sistemine karşı çıkışları bu söylemleriyle sanki bir çelişki
oluşturuyorlar.
Bu anlayış
da ileri demokrasiyi istemediklerinin yorumuna yol açıyor.
Statükodan
yana tavır alarak, demokrasiyi savunduklarını söylerken çelişkiye düşmüş
oluyorlar. Eğer bu yeni sistem ülkemizin kalkınmasına, gelişmesine ve kalıcı istikrarına
mevcut yapıdan daha çok fayda sağlayacaksa bu sistem tercih nedeni olmalı.