Suriye unutuldu, bu ülkede gereken yapıldı.
Bundan sonrası için muhtemelen Suriye yönetiminin uluslararası
güç tarafından ne zaman halledileceği safhasıdır.
Şimdi gündemde Irak var!
Irak batı hegemonyasının oluşturduğu örgütlerin kontrolüne
geçmiş durumda.
Yıllardır her türlü vizyon ve misyondan yoksun dayatma bir
yönetim tarafından idare edilen Irak şu anda içine düşürüldüğü kaos ortamına
teslim edildi.
Emperyalist güçler işlerini ve rollerini iyi biliyor.
Ülkeyi içinden çıkılmaz hale getirenler en başta hayali
bahanelerle 2003 yılında işgali yapan koalisyon güçleri idi.
Zaten tek gayeleri de petrol kaynakları zengin olan Irak’ı bu
hale getirmekti.
Bu zenginlikten gerçek sahiplerini mahrum bırakmaktı…
Emperyalistler amaçlarına ulaştı.
Amaç ne Saddam ve ne de başka kurgulanmış bahaneydi.
Amaç ülkeyi karıştırıp içinden çıkılmaz hale getirmekti.
Amaç insani olsaydı, Suriye’nin zalim lideri zulümde Saddam’ı
fersah fersah geçtiği halde bu zalim içinde koalisyon oluşturulurdu.
Ne kimse bu mukayeseyi yapıyor ve ne de bu hususta fikir
yürütüyor...
Eşi görülmemiş zulüm örnekleri de bu ülkede sergileniyor.
Her iki ülkenin birinde özellikle desteklenen ve beslenen bir zalim
lider, diğerinde ise terör örgütlerinin kol gezdiği bir durum var.
İslam ülkelerinin ahvali belli.
Hemen hemen tamamında sözde şeriat devleti kurma amacıyla
oluşturulan örgütler masum insanları gözünü kırpmadan her türlü silah
kullanarak katliamlarına devam ediyor.
Bu örgütler nasıl oluşturuluyor, özellikle liderleri kimlerden
oluşuyor pek bilinmiyor mu, fakat tahmin etmek de zorlanmıyoruz.
İngiliz vatandaşlarının cihat adına, İslamiyet adına terör
örgütlerine katılmaları kafalarda çok sayıda soru işareti oluşturuyor.
Bu katılanlar özellikle esasta başka uyruklu olup çeşitli
vesilelerle bu ülkeye gitmiş veya götürülmüş. Bir bakıma yağmurdan kaçıp doluya
tutulmuşlar!
Daha iyi bir gelecek özlemi ile anayurtlarını terk eden gençler
içinden çıkılmaz bir durumla karşılamış oluyorlar.
Beyinleri uyuşturulup sözde cihad veya İslam’a yardım amacıyla
terör örgütlerine katılmalarının arkasında yatan asıl gerçek ise emperyalist
oyun.
Gerek Irak ve gerekse diğer İslam ülkelerinde sözde davaları
için bu katliamları yapanlar İslamiyet’le uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi,
İslami kisve altında bu uğurda mücadele edenlerin de İslamiyet’le gerçek bir ilişiklerinin
olup olmadığı da ayrı bir muamma.
Çünkü İslamiyet’i bilen bu denli canilik yapmaz.
Kandırılmışlar güruhunun İslam’a ve Müslümanlara cihad adına
vermiş oldukları zarar, sömürü düzenin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe
yaramıyor.
Bugün Irak’ta ilerleyen IŞİD örgütü belli bir noktadan sonra
mevcudiyetini gösteremeyecektir.
Emperyalist güçler amaçlarına ulaştıktan sonra ibreyi tersine
çevirecek ve olan ise her bakımdan kayba uğrayan Müslümanlara olacaktır.
Yıllardır terörle uğraşanlar, zerre kadar hedeflerine yaklaşamamış
ve yaklaşamayacaklardır.
Çünkü ipler başkalarının elinde istedikleri gibi bu piyonları
oynatıyorlar.
Bu piyonlar emperyalistlerin örtülü silahı olup hem kendilerine
ve hem de haksız yere katlettikleri masum insanlara büyük zararlar vermektedir.
Irak’ın içine düşürüldüğü bu çıkmaz öncelikle mevcut yönetimin olaylara
bağnaz bakışı ve ileri görüş yoksunluğundan kaynaklanıyor.
Bu bağnazlığın neticesi olarak sömürü baronlarına ülkeyi teslim
etmek olacaktır.
Bu bağnaz yönetim insanlarının hür iradesini gasp edip, hırsı,
kini ve miyop görüşü nedeniyle emperyalist güçlere teslim edecektir.
Bunun da en önemli nedeni Türkiye gibi dost bir ülkenin tavsiye
ve görüşlerine danışmamasıdır diye düşünüyoruz.