Birleşmiş Milletlerin (BM) 68. genel kurulu New York’taki merkezinde
eylül ayının son haftasında yapıldı.
Ülkelerini
genel kurulda temsil eden katılımcılar daha çok kendilerini ilgilendiren
sıkıntıları gündeme getirdiler.
Uluslararası topum ve BM’nin küresel insanlık problemlerine,
sıkıntılarına ve acılarına çözüm bulmakta aciz duruma düşmüş oldukları gözler
önüne serildi.
BM’nin 68. Genel Kurulunda konuşmacılar tarafından en çok dile
getirilen hususlar; çevre konuları, yaklaşık bir milyar insanın açlığa mahkûm
olması, iklim değişikliği, küresel ısınma gibi küresel
sıkıntılar gündemin önemli konuları arasında yer aldı. Özellikle ada ülkeler
gelecek yıllarda küresel ısınmadan dolayı yükselecek deniz seviyesinin
kendileri için oluşturacağı hayati tehlikeyi dile getirdi.
Bazı ülkeler Filistin ve Suriye meselesine konuşmasında yer
verdi.
Bizim gibi bazı ülkeler hariç, Suriye meselesine maalesef pek
vurgu yapılmadı.
Bazı ülkeler Suriye’de yaşanan insanlık dramını hiç işlemedi.
Bu da herhalde Suriyeli muhaliflerin bu hususta yeterince bir ön
hazırlık yapamamalarından ileri geliyor.
En azından İslam ülkeleri konuşmalarında bu insani meseleyi
dünya kamuoyun önünde dile getirmiş olsalardı çözüme giden yol belki daha
kısalmış olacaktı.
Çünkü Suriye’nin zalim lideri açıkça bütün dünyadan destek
görüyor. Sözde kınayanlar ise maalesef bu kınamalarında samimi görünmüyorlar.
Uluslararası toplumun işlediği tek konu var o da kimyasal silah
konusu, kimyasal silahların yaklaşık bir yıl içinde imha edilmesi uluslararası
toplumun bir başarısıymış gibi gösteriliyor.
Daha doğrusu dünya kamuoyunun bu hayati meselenin çözümünü bu şekilde algılamaları isteniyor.
Uluslararası toplum bu insanlık sorununu çözmek için bir çaba
sarf etmekten ziyade, kamuoyu aldatması ve hedef saptırma politikası üzerinde
odaklanıyor.
Kimyasal silahların imhasının yapılması ile gerçekler dünya
kamuoyundan gizleniyor…
Suriye konusunda bir diğer önemli konu ise 2. Cenevre
toplantısı…
Suriyeli muhalifler yapılması düşünülen bu toplantıya
katılmayacaklarını açıklıyorlar.
Aslında çözümün önemli yollarından biri de diyalog.
Bu yolu kapalı tutarak yanlış yapmış olmazlar mı?
Toplantıya katılmak herhalde karşı tarafın tezlerini kabul etmek
manasına gelmeyecektir.
Bilakis kendi haklı davalarını bu vesileyle bütün dünyaya
duyurmuş olacaklar.
Katılmakla ne uluslararası toplumun baskılarına ve ne de Suriye
zalim yönetiminin baskı ve önerilerine boyun eğme gibi bir mecburiyetleri
olamaz. Kendi haklı davalarını dile getirmiş olacaklar!
Ancak ve ancak demokratik kurallar içinde ve adil bir şekilde
yapılacak bir seçimi kabul etmeleri makul bir yol olacaktır.
Zaten uluslararası hukuk varsa, Suriye’nin zalim lideri bu hukuk
işletilirse suçlu sayılması gerekir. Çünkü bugüne kadar işlemediği suç
kalmamış. Zulmünde ve yaptığı katliamlarda ekibiyle zirveye tırmanmışlar.
Böyle bir insanın adalete teslim edilmemesi ve yargılanıp en
ağır cezayı çarptırılmaması hukuksuzluğun alası olur.
Bu nedenle muhalifler toplantıya katılarak yüzbinin üzerinde
masum insanın ölümüne ve milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine neden olan
bir zalimi bütün dünyaya bu vesileyle duyurmaları gerekir.
bu vesileyle cümle İslam âleminin Kurban Bayramının mübarek olmasını
dilerken, bu mübarek bayramın gerek Suriye ve gerekse zulüm altında inleyen
cümle Müslüman âleminin ve insanlığın kurtuluşuna vesile olması dileğimizdir…