14 Ekim 2013 Pazartesi

Suriyeli muhalifler diyalog yolunu kapamamalı




Birleşmiş Milletlerin (BM) 68. genel kurulu New York’taki merkezinde eylül ayının son haftasında yapıldı.

Ülkelerini genel kurulda temsil eden katılımcılar daha çok kendilerini ilgilendiren sıkıntıları gündeme getirdiler.

Uluslararası topum ve BM’nin küresel insanlık problemlerine, sıkıntılarına ve acılarına çözüm bulmakta aciz duruma düşmüş oldukları gözler önüne serildi.

BM’nin 68. Genel Kurulunda konuşmacılar tarafından en çok dile getirilen hususlar; çevre konuları, yaklaşık bir milyar insanın açlığa mahkûm olması, iklim değişikliği, küresel ısınma gibi küresel sıkıntılar gündemin önemli konuları arasında yer aldı. Özellikle ada ülkeler gelecek yıllarda küresel ısınmadan dolayı yükselecek deniz seviyesinin kendileri için oluşturacağı hayati tehlikeyi dile getirdi.

Bazı ülkeler Filistin ve Suriye meselesine konuşmasında yer verdi.

Bizim gibi bazı ülkeler hariç, Suriye meselesine maalesef pek vurgu yapılmadı.

Bazı ülkeler Suriye’de yaşanan insanlık dramını hiç işlemedi.

Bu da herhalde Suriyeli muhaliflerin bu hususta yeterince bir ön hazırlık yapamamalarından ileri geliyor.

En azından İslam ülkeleri konuşmalarında bu insani meseleyi dünya kamuoyun önünde dile getirmiş olsalardı çözüme giden yol belki daha kısalmış olacaktı.

Çünkü Suriye’nin zalim lideri açıkça bütün dünyadan destek görüyor. Sözde kınayanlar ise maalesef bu kınamalarında samimi görünmüyorlar.

Uluslararası toplumun işlediği tek konu var o da kimyasal silah konusu, kimyasal silahların yaklaşık bir yıl içinde imha edilmesi uluslararası toplumun bir başarısıymış gibi gösteriliyor.

Daha doğrusu dünya kamuoyunun bu hayati meselenin çözümünü bu şekilde algılamaları isteniyor.

Uluslararası toplum bu insanlık sorununu çözmek için bir çaba sarf etmekten ziyade, kamuoyu aldatması ve hedef saptırma politikası üzerinde odaklanıyor.

Kimyasal silahların imhasının yapılması ile gerçekler dünya kamuoyundan gizleniyor…

Suriye konusunda bir diğer önemli konu ise 2. Cenevre toplantısı…

Suriyeli muhalifler yapılması düşünülen bu toplantıya katılmayacaklarını açıklıyorlar.

Aslında çözümün önemli yollarından biri de diyalog.

Bu yolu kapalı tutarak yanlış yapmış olmazlar mı?

Toplantıya katılmak herhalde karşı tarafın tezlerini kabul etmek manasına gelmeyecektir.

Bilakis kendi haklı davalarını bu vesileyle bütün dünyaya duyurmuş olacaklar.

Katılmakla ne uluslararası toplumun baskılarına ve ne de Suriye zalim yönetiminin baskı ve önerilerine boyun eğme gibi bir mecburiyetleri olamaz. Kendi haklı davalarını dile getirmiş olacaklar!

Ancak ve ancak demokratik kurallar içinde ve adil bir şekilde yapılacak bir seçimi kabul etmeleri makul bir yol olacaktır.

Zaten uluslararası hukuk varsa, Suriye’nin zalim lideri bu hukuk işletilirse suçlu sayılması gerekir. Çünkü bugüne kadar işlemediği suç kalmamış. Zulmünde ve yaptığı katliamlarda ekibiyle zirveye tırmanmışlar.

Böyle bir insanın adalete teslim edilmemesi ve yargılanıp en ağır cezayı çarptırılmaması hukuksuzluğun alası olur.

Bu nedenle muhalifler toplantıya katılarak yüzbinin üzerinde masum insanın ölümüne ve milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine neden olan bir zalimi bütün dünyaya bu vesileyle duyurmaları gerekir.

bu vesileyle cümle İslam âleminin Kurban Bayramının mübarek olmasını dilerken, bu mübarek bayramın gerek Suriye ve gerekse zulüm altında inleyen cümle Müslüman âleminin ve insanlığın kurtuluşuna vesile olması dileğimizdir…