7 Ekim 2013 Pazartesi

Millet iradesi olmayan yönetimler



 

Ülkesinin, milletinin, halkının iradesini temsil etmeyen bir yönetim, aslında ülkesini temsil yetkisine de sahip olamaz, olmaması gerekir.

Günümüzün açık toplumların yaygın yönetim şekli olan demokratik yönetim anlayışı bunu kabul etmemektedir.

Kaldı ki Suriye’nin zalim lideri kendi insanlarının oy çoğunluğu ile seçilmediği gibi üç yıldır bütün uluslararası kuralları altüst ederek kendi insanına tarifi mümkün olmayan bir zulüm uygulamaktadır.

Olmayan bir yetki ile işbaşında bulunan Suriye'nin zalim lideri bu ülkenin gerçek sahipleri olan Suriyelilerin kahir ekseriyeti tarafından istenmiyor.

Fakat sahte demokrasi, insan hakları savunucuları ne bu zulmü ve ne de bu zulmü uygulayan bir zalimin yaptıklarını görmek istemiyor.

Gerek Birleşmiş Milletler ve gerekse uluslararası toplumun yaptığı tek şey hedef saptırmaktan öteye geçmiyor.

Çünkü uluslararası hukuk felç olmuş, hatta tabutluk olmuş, fonksiyonunu yitirmiş.

Bu nedenle görev yapamaz halde!

Üç yıldır süren bir insanlık dramını savunmaktan aciz duruma düşmüş.

Yaklaşan kış şartlarında çadırlarda kalan Suriyeliler şanslı sayılırlar, fakat ülke içinde evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli var.

Bir taraftan yaklaşan kış şartları, bir taraftan zalim Suriye yönetiminin her an üzerlerine atacağı bombaların endişe ve korkusu içindeler.

Batının savunduğu ve sahiplendiği değerler iflas etmiş, açıkça zalimi ve zulmü savunur hale gelmişler.

Özellikle Rusya yönetimi insani değerleri tamamen bir tarafa bırakmış, iradesini ve askerini satın aldığı zalim Suriye yönetimini savunmaktan geri adım atmıyor…

Yine petrol zengini Arap ülkeleri ise bu vahşete seyirci kalarak Suriye’nin zalim liderini kınayan bir açıklamaları yok...

Halklarının iradesini temsil edemeyen yönetimler aynı zamanda kendi iradelerini de temsil edemezler. Çünkü kendi iradeleri de yoktur, bu tip yönetimlerin iradeleri başkalarına satılmıştır.

Satın alanlar ne derse onu yapmak mecburiyetindedirler.

Oyunun kuralı böyle çalışmaktadır.

Bu ister devlet bazında, ister fert bazında olsun değişmez kuraldır.

Kurumsal olamamanın getirdiği bir sonuçtur.

Demokratik kurum ve kuralların olmadığı ve işlemediği bir devlette millet iradesinin tecelli etmesi de mümkün olamaz.

Ayakta kalmak için meşru bir yönetim şekli olan demokratik yollarla ülke seçmenlerinin oy çoğunluğunu alarak işbaşına gelmesi gerekir ki millet iradesi tecelli etsin.

Bir devlet yönetimi milletinin iradesini temsil etmezse, bu yönetimin başak bir gücün iradesine mahkûm olması gerekir.

İşte en kötüsü de bu yönetim şekli.

Şimdi Suriye de bu yönetim hâkim, ülkesinin iradesini başka güçlere satan bir yönetim var.

Bir ülkenin iradesini sırf kendi menfaati için satan zalim bir yönetimin de zulmünü sürdürmesi çok fazla devam etmez. Çünkü menfaate dayalı bu destek çekildiğinde tepe taklak gidecektir!