Ülkesinin, milletinin, halkının iradesini
temsil etmeyen bir yönetim, aslında ülkesini temsil yetkisine de sahip olamaz,
olmaması gerekir.
Günümüzün açık toplumların yaygın
yönetim şekli olan demokratik yönetim anlayışı bunu kabul etmemektedir.
Kaldı ki Suriye’nin zalim lideri kendi
insanlarının oy çoğunluğu ile seçilmediği gibi üç yıldır bütün uluslararası kuralları
altüst ederek kendi insanına tarifi mümkün olmayan bir zulüm uygulamaktadır.
Olmayan bir yetki ile işbaşında
bulunan Suriye'nin zalim lideri bu ülkenin gerçek sahipleri olan Suriyelilerin
kahir ekseriyeti tarafından istenmiyor.
Fakat sahte demokrasi, insan hakları
savunucuları ne bu zulmü ve ne de bu zulmü uygulayan bir zalimin yaptıklarını
görmek istemiyor.
Gerek Birleşmiş Milletler ve gerekse uluslararası toplumun yaptığı tek şey hedef saptırmaktan öteye geçmiyor.
Çünkü uluslararası hukuk felç olmuş,
hatta tabutluk olmuş, fonksiyonunu yitirmiş.
Bu nedenle görev yapamaz halde!
Üç yıldır süren bir insanlık dramını
savunmaktan aciz duruma düşmüş.
Yaklaşan kış şartlarında çadırlarda
kalan Suriyeliler şanslı sayılırlar, fakat ülke içinde evlerini terk etmek
zorunda kalan milyonlarca Suriyeli var.
Bir taraftan yaklaşan kış şartları,
bir taraftan zalim Suriye yönetiminin her an üzerlerine atacağı bombaların endişe
ve korkusu içindeler.
Batının savunduğu ve sahiplendiği
değerler iflas etmiş, açıkça zalimi ve zulmü savunur hale gelmişler.
Özellikle Rusya yönetimi insani
değerleri tamamen bir tarafa bırakmış, iradesini ve askerini satın aldığı zalim
Suriye yönetimini savunmaktan geri adım atmıyor…
Yine petrol zengini Arap ülkeleri ise bu
vahşete seyirci kalarak Suriye’nin zalim liderini kınayan bir açıklamaları yok...
Halklarının iradesini temsil edemeyen
yönetimler aynı zamanda kendi iradelerini de temsil edemezler. Çünkü kendi
iradeleri de yoktur, bu tip yönetimlerin iradeleri başkalarına satılmıştır.
Satın alanlar ne derse onu yapmak
mecburiyetindedirler.
Oyunun kuralı böyle çalışmaktadır.
Bu ister devlet bazında, ister fert
bazında olsun değişmez kuraldır.
Kurumsal olamamanın getirdiği bir
sonuçtur.
Demokratik kurum ve kuralların olmadığı
ve işlemediği bir devlette millet iradesinin tecelli etmesi de mümkün olamaz.
Ayakta kalmak için meşru bir
yönetim şekli olan demokratik yollarla ülke seçmenlerinin oy çoğunluğunu
alarak işbaşına gelmesi gerekir ki millet iradesi tecelli etsin.
Bir devlet yönetimi milletinin
iradesini temsil etmezse, bu yönetimin başak bir gücün iradesine mahkûm olması
gerekir.
İşte en kötüsü de bu yönetim şekli.
Şimdi Suriye de bu yönetim hâkim, ülkesinin iradesini
başka güçlere satan bir yönetim var.
Bir ülkenin iradesini sırf kendi
menfaati için satan zalim bir yönetimin de zulmünü sürdürmesi çok fazla devam etmez. Çünkü menfaate dayalı bu destek çekildiğinde tepe taklak gidecektir!