Dünyadaki günlük gelişmelere baktığımızda üzerinde durulması ve
çözüme kavuşturulması elzem olan o kadar çok mesele var ki…
Ülkemizde bu ülkenin her ferdini derinden yaralayan bir maden
faciası meydana geldi.
Soma’ya dışardan kim ne kadar ilgi gösterirse göstersin, ‘ateş
düştüğü yeri yakar’ misali kimsenin bizim kadar yüreği yanmaz.
Bu tür olaylar bazıları için sadece sureti haktan görünmekten
ibarettir.
Gerçek maksatlarını hemen ifşa ederler.
Acaba bu olaydan nasıl ‘nemalarınızın’ hesabı içinde olanlar
hemen çözümü sokakta arar.
Bunu da usulüne uygun değil, tek amacı olan yakma ve yıkmayla
ülkeye olan hıncını almak için yapar…
İstismar üzerine kurdukları çirkin planlarını sergilemeye
çalışırlar.
Dünyanın her yerinde sadece maden kazaları değil, benzer kazalar
ve istenmeyen olaylarda çok sayıda insan hayatını yitiriyor.
Özellikle iç savaşlar, göçler, terör faaliyetlerini saymak
mümkün…
İş kazalarının önlenmesi için elbette ne gerekiyorsa alınması gerekenlerin
önceden yapılması; bırakın ölüm seviyesinde, çok daha hafif bir vakanın olmaması
için dahi gerekli tedbirlerin alınması, gerekli eğitim ve şuurun oluşturulması
gerekir.
Ancak dünyada yaşanan istenmeyen olaylara baktığımızda bunların
birçoğunun önlenebilir olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz, yeter ki uluslararası
toplum irade buyursun.
BM açıklamasına göre umuda yolcuk edenlerin sayısı her geçen yıl
artıyor.
Rakamlara baktığımızda bu tür olaylarda zulümden kaçıp belki
daha güvenli bir yurt buluruz diye sulara gömülen binlerce insan biliyoruz.
Uluslararası sularda bu insanlık faciası sık sık meydana geliyor.
Kim bunun sorumlusu?
Mesele lokal olarak değerlendiriyor da, neden uluslararası olunca
savsaklanıyor, göz ardı ediliyor!
Uluslararası toplumun her bakımdan gücü daha fazla değil mi?
BM ve uluslararası toplum ve benzeri kuruluşlar niçin var?
Bu katliamlara neden çözüm bulmuyorlar?
Komşumuz Suriye’de savunmasız insanlar 4 yıldır planlanmış bir
şekilde katlediliyorlar.
İnsanlık adına bundan daha vahimi ve utanç verici bir vaka olur
mu?
Dünyanın gözü önünde bu cinayetler işleniyor!
Suriye’de zalim yönetim bütün dünyanın gözü önünde aklına geldiği,
gücünün yettiği en acımasız ölüm tuzakları kurarak savunmasız insanların
üzerine atarak evlerini başlarına yıkıyor.
Bu vahim manzara karşısında ne uluslararası medya, ne uluslararası
toplum kılını kıpırdatmıyor!
Bu güçler isterse bir günde Suriye’deki vahşet son bulur.
Demek ki insan hakları konusunda samimi değiller.
Anacak ve ancak timsah gözyaşları dökme sanatını iyi biliyorlar.
Mugalata sanatını iyi uyguluyorlar.
Bu uluslararası medyanın çirkin yüzünü ve zihniyetini iyi bilmek
ve bu tür olaylar karşısında samimi ve adil bir yaklaşım sergilemeleri
gerektiğini kendilerine hatırlatmak gerekiyor.
Neden Mısır’da darbeyi hazırlarken kesintisiz yayın yaparak
darbe zemini hazırlandı, peki neden şimdi aynı duyarlılığı iradeleri elinden
alınan, haksızlığa maruz kalan, binlercesi derin güçler istedi diye haince
öldürülen darbe muhalifleri için gösterilmiyor?
Myanmar’da zulüm gören, yurtlarından edilenler de insan,
Filistin’de ve daha dünyanın birçok yerinde zulme ve vahşete maruz kalarak
hayatlarını yitiren binlerce mazlum var. Bu örnekleri artırmak mümkün!
İşte Nijerya’da kaçırılmış kız çocukları var, nere çocuk hakları, nerde insan hakları!
Uluslararası toplumun önde gelenleri isterse bu insanlık dışı
olayları en kısa zamanda bertaraf eder.
Demek ki meselelere yaklaşımda samimiyet eksikliği var.
Duyarlılık ve hassasiyetin sadece belli olaylar karşısında değil,
bütün insani durumlar karşısında gösterilmesi gerekir.
Soma kömür işletmelerinde hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz...