Günümüz dünyasında bire bir karşı karşıya gelmektense, emellerine
ulaşmak isteyeneler doğrudan savaş yerine dolaylı savaşma metodu olan terörü kullanmaktadırlar.
Hedefledikleri ülkenin insanlarını fitne çıkararak birbirlerine
düşürme planını uygulamaya koyarak, çirkin emellerine ulaşmanın en kolay ve
zayiatsız yolu…
ABD’nin hazırladığı bir rapora göre 2013 yılında küresel terör
yüzde 13 artmış.
Görünen köy kılavuz istemez misali, rapor olmasa da her geçe yıl
dünyada terörün hız kazandığı acı bir gerçek.
Bir de iç savaşlar var, emperyalistlerin çirkin emellerini gerçekleştirmeleri
için.
Terörle halledemediklerini bu yolla dize getirmeye çalışıyorlar.
Dünyayı bu açıdan değerlendirdiğimizde, terörün ağırlıklı olarak
İslam ülkelerinde hayat bulduğunu görüyoruz.
Terör tek adres olarak ve ağırlıklı olarak kendine İslam
ülkelerinde ortam buluyor.
Büyük bir çelişki!
Terörün İslam dini ile Müslümanlıkla uzaktan yakından ilişkisi
yok.
Acaba haşhaşiler bu ülkelerde giderek
çoğalıyor mu?
Aslında mesele ana yoldan sapmaktan ileri geliyor, hal böyle
olunca emperyalistler bu durumu iyi kullanıyor, önce haşhaşileştiriyor
sonra istediği gibi yönlendiriyor.
Çünkü emperyalist güçler hain emellerine ulaşmak için terörü
kendileri için bir araç olarak görüyor.
Emperyalist güçlerin asıl amacı açık ve seçik olarak İslam ülkelerinde
demokrasi istemedikleridir.
Sömürü lobisi İslam ülkelerinde ya despot bir rejim, ya kendi
boyundurukları altında bulunan bir rejim; bunlar olmazsa terörün veya iç
savaşın hâkim olduğu bir düzen istiyor.
Bunları istiyor ki İslam ülkeleri kalkınmasın, Müslümanlar
refaha ve huzura kavuşmasın.
Hal böyle olunca terör ve iç savaşlar giderek İslam ülkeleri
için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Ancak bu hain ve çirkin tuzağı bütün İslam ülkeleri fark
edebiliyor mu?
Yoksa bana dokunmayan bin yaşasın umursamazlığını mı sürdürüyor?
Şimdilik bunu potansiyel bir tehlike olarak görmezden mi
geliyor?
Ne yazık ki bu acı gerçeği bugün kendileri için yok saymaları
hiç ummadıkları bir anda karşı karşıya kalabileceklerini göz ardı etmemeleri
gerekir.
Yapılması gereken ne?
Bu sinsi tehlikeyi çok geç kalmadan dikkate alıp, gerekli
tedbirlerin alınması gerekiyor.
Çünkü artık terör bir kanser tümörü gibi yayılıyor, huzur buldum
derken mantar gibi ortaya çıkabiliyor!
Bunun için eğer yoksa veya var da atıl durumdaysa İslam ülkeleri
terörle mücadele için bir organizasyon veya komisyon oluşturup, bu sinsi ve
hain tehlikeyi nasıl önleyebiliriz diye çalışma başlatmaları herhâlde
kaçınılmaz olmuştur.
Bu hayati işi Birleşmiş Milletlere (BM) bırakmak, bir bakıma kuzuyu
kurda emanet etmek gibi olur.
Çünkü BM kesinlikle İslam ülkelerindeki bu tür hayati bir konuya
çözüm getirecek bir yapıda değil.
Bu nedenle acilen bu anlamda bir organizasyon kurulup gerekli
çalışmalarına uluslararası ölçekte başlaması gerekiyor.
Günümüzde birçok İslam ülkeleri bu insanlık dışı belayla iç içe
yaşıyor.
Bu sadece İslam ülkelerinin meselesi olmaktan çıkmış aslında
bütün insanlığı ilgilendiren bir mesele olmuştur.
Terör faaliyetlerinin sadece emperyalist güçlerin maşası olmaktan başka bir gayesi olamaz.