Bir yıl daha geride kaldı.
Klişeleşmiş deyimle, acısıyla tatlısıyla bir yılı daha
geride bıraktık.
İnsanlık adına vaat edilen sözler yine yerine
getirilemedi.
Mazlumlar, mağdurlar, yerlerinden olan ve iç çatışmaların
ve savaşların üzerilerine bıraktığı ağır yüklerden kurtulmanın yollarını gözetleyenler bir yıl daha beklentilerine ulaşamadı.
ilaveten, dünya toplumlarının acil çözüm bekleyen sıkıntıları daha
da ağırlaştı.
Verilen sözler, sahte insan haklarından yana tavırlar
sahteliğini devam ettirince savaşların, iç çatışmaların varlığı etkisini daha
da kötüleştirdi.
Onbinler, yüzbinlerin eveleri başlarına yıkıldı,
çocuklarını, yakınlarını, anne babalarını yitirdi, vatanlarını terk ederek göç etmek zorunda kaldılar.
Bu savaş, terör ve ülke içi ihtilafların yanında tabii
afetler, açlık, susuzluk da insan topluklarını vurmaya devam etti.
Bir yıl önce işe başlayan Birleşmiş Milletlerin Genel
Sekreteri görevi devir alırken kendi ifadesiyle, “2017 yılının barış içinde
olması için ricada” bulunduğunu hatırlatıyor.
Aradan bir yıl geçtikten sonra yeni yıl mesajında hayal
kırıklığına uğradığı anlaşılıyor.
Bir bakıma BM’nin de insanlığın içine düşürüldüğü olumsuz gelişmeler karşısında çaresiz
kaldığını ima ediyor.
“Ne yazık ki temel konularda dünya tersine döndü. Bu sene
artık ricada bulunmuyorum. Bir ikazda bulunuyorum, dünyamız kırmızı bir alarmla
karşı karşıya bulunuyor. İhtilaflar daha da derinleşti ve yeni tehlikeler ortaya
çıktı. Soğuk Savaş döneminden beri nükleer silahlar hakkındaki küresel endişeler
en yüksek seviyesinde bulunuyor,” BM Genel Sekreteri Antonio Guterres küresel
tehlikelerle bizzat yakından irtibatlı olduğu için haklı endişelerini yeni yıl mesajıyla dile
getiriyor.
Diğer endişeleri ise; iklim değişikliğinin daha hızlı hareket
ettiği, haksızlığın büyüdüğü, insan haklarının korkunç derecede ihlallere
uğradığı, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığının yükselişe geçtiği yönünde.
bu arada ihtilaflarda uzlaşmanın sağlanacağı, nefret suçunun
üstesinden gelineceği ve değerlerin paylaşılacağını savunuyor.
Bu insani sıkıntıların üstesinden gelinmesi ise birliğe
ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor.
Guterres, dünyaya huzur ve güvenin getirilmesi için
kurulmuş olan BM’nin artık bu insani görevini yerine getiremediğinin feryadını
da anlatmaya çalışıyor.
Çünkü BM’nin mevcut yapısı dünyanın bu ağır sorunlarına
çare bulacağına iyice ağırlaştırıyor.
Küresel sıkıntıların büyük bir bölümünü, ağırlığını İslam
ülkeleri çekiyor, yaşıyor.
Daha gerçekçi bir teşhisle, bir kısım İslam ülkeleri bu
insani açıdan ağır problemlerin oluşması ve kalıcı olması için sömürü dünyası tarafından kurban seçilmiş görünüyor.
Çare BM’den önce bu ülkelerin birlik içinde hareket
etmesine bağlı.
Son Kudüs meselesinde İslam ülkeleri büyük bir dayanışma
gösterdi, bunun devamı diğer temel konularda da sürdürülürse 2018 yılında
insanlık adına kayda değer olumlu gelişmeler görülebilir.
Bu samimi manada insanlık, hak ve adaletten yana olan temenni…