1 Ocak 2018 Pazartesi

BM'den kırmızı alarm hatırlatması




Bir yıl daha geride kaldı.
Klişeleşmiş deyimle, acısıyla tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık.
İnsanlık adına vaat edilen sözler yine yerine getirilemedi.
Mazlumlar, mağdurlar, yerlerinden olan ve iç çatışmaların ve savaşların üzerilerine bıraktığı ağır yüklerden kurtulmanın yollarını gözetleyenler bir yıl daha beklentilerine ulaşamadı.
ilaveten, dünya toplumlarının acil çözüm bekleyen sıkıntıları daha da ağırlaştı.
Verilen sözler, sahte insan haklarından yana tavırlar sahteliğini devam ettirince savaşların, iç çatışmaların varlığı etkisini daha da kötüleştirdi.
Onbinler, yüzbinlerin eveleri başlarına yıkıldı, çocuklarını, yakınlarını, anne babalarını yitirdi, vatanlarını terk ederek göç etmek zorunda kaldılar.
Bu savaş, terör ve ülke içi ihtilafların yanında tabii afetler, açlık, susuzluk da insan topluklarını vurmaya devam etti.
Bir yıl önce işe başlayan Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri görevi devir alırken kendi ifadesiyle, “2017 yılının barış içinde olması için ricada” bulunduğunu hatırlatıyor.
Aradan bir yıl geçtikten sonra yeni yıl mesajında hayal kırıklığına uğradığı anlaşılıyor.
Bir bakıma BM’nin de insanlığın içine düşürüldüğü olumsuz gelişmeler  karşısında çaresiz kaldığını ima ediyor.
“Ne yazık ki temel konularda dünya tersine döndü. Bu sene artık ricada bulunmuyorum. Bir ikazda bulunuyorum, dünyamız kırmızı bir alarmla karşı karşıya bulunuyor. İhtilaflar daha da derinleşti ve yeni tehlikeler ortaya çıktı. Soğuk Savaş döneminden beri nükleer silahlar hakkındaki küresel endişeler en yüksek seviyesinde bulunuyor,” BM Genel Sekreteri Antonio Guterres küresel tehlikelerle bizzat yakından irtibatlı olduğu için haklı endişelerini yeni yıl mesajıyla dile getiriyor.
Diğer endişeleri ise; iklim değişikliğinin daha hızlı hareket ettiği, haksızlığın büyüdüğü, insan haklarının korkunç derecede ihlallere uğradığı, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığının yükselişe geçtiği yönünde.
bu arada ihtilaflarda uzlaşmanın sağlanacağı, nefret suçunun üstesinden gelineceği ve değerlerin paylaşılacağını savunuyor.
Bu insani sıkıntıların üstesinden gelinmesi ise birliğe ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor.
Guterres, dünyaya huzur ve güvenin getirilmesi için kurulmuş olan BM’nin artık bu insani görevini yerine getiremediğinin feryadını da anlatmaya çalışıyor.
Çünkü BM’nin mevcut yapısı dünyanın bu ağır sorunlarına çare bulacağına iyice ağırlaştırıyor.
Küresel sıkıntıların büyük bir bölümünü, ağırlığını İslam ülkeleri çekiyor, yaşıyor.
Daha gerçekçi bir teşhisle, bir kısım İslam ülkeleri bu insani açıdan ağır problemlerin oluşması ve kalıcı olması için sömürü dünyası tarafından kurban seçilmiş görünüyor.
Çare BM’den önce bu ülkelerin birlik içinde hareket etmesine bağlı.
Son Kudüs meselesinde İslam ülkeleri büyük bir dayanışma gösterdi, bunun devamı diğer temel konularda da sürdürülürse 2018 yılında insanlık adına kayda değer olumlu gelişmeler görülebilir.

Bu samimi manada insanlık, hak ve adaletten yana olan temenni…