Bölgemizin istikrarsızlaşmasında yeni bir adım daha atıldı.
İran’daki son gelişmeler bölgemizin
istikrarsızlaştırılması adına önceden planlanmış ve zamanı geldiğinde tedavüle
sürülen kargaşanın yeni bir sürümü.
Son günlerde İran’da meydana gelen olaylar bu görüşü
doğrular nitelikte görünüyor.
Ortadoğu’da huzur, güven ve istikrarsızlığı hedefleyen hain
güçlerin kimler olduğu bilinen bir gerçek.
ABD başkanı Trump ve yardımcısının gösteriler lehine
yaptıkları açıklamalar, İran’daki ayaklanmaların kimler tarafından organize
edildiğinin açıkça beyanı niteliğinde.
ABD’nin zaten yıllardır İran’a uyguladığı ekonomik
yaptırımların altında yatan hakikat de bu yüzdendi.
İran’a uygulanan yaptırımların aslında sadece bu ülke
için değil, aynı zamanda bölgenin tamamını yönelik olarak alınmış bir karardır.
Yıllar önce alınan bu karar bugünkü ortamın hazırlayıcısı
olmuştur.
Emperyalist güçler planlarını uzun dönemli ve kapsamlı
yapıyorlar.
Bu hususta bilimsel çalışıyorlar, işleri tesadüflere bırakmıyorlar.
Fitne çıkarmada usta olan bu emperyalist güruh maalesef
kendilerine piyon bulmakta zorlanmıyor; bölücülük, yıkıcılıkta haince ve münafıkça hareketlerini
sürdürüyorlar.
Aklıselimden yoksun olanlar ise bu hileye çok çabuk aldanıyor.
ABD’nin İran halkından yana, daha doğrusu protestocular
lehine demeçler vermesi bu işteki planlarının açık bir göstergesidir.
Kendi alçaklıklarını başkalarına yaftalayarak kendilerini
sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışırlar.
Fitne bu güruhun vazgeçilmez özelliğidir, hayatta
kalmaları buna bağlıdır. Meşruiyetten nasipleri yoktur.
Bu İsrail ile birlikte planlanıp safha safha uygulamaya
konulan bir senaryodur.
İran bizim sınır komşumuz.
Aynı zamanda doğu ve güney sınırlarımızda bulunan Irak ve
Suriye’ye nazaran nispeten istikrar içinde kalan tek komşumuz.
Emperyalist güçlerin hedefi istikrar içinde olan bu
ülkeyi de bir iç kargaşaya sürükleyerek gerek bölgeyi ve gerekse ülkemizi
zor durumda bırakma çabasıdır.
İran devletinin ve İran halkının bu gerçeği görmesi
durumun daha da kötüye gitmeden normale dönmesi bölgemiz için önem arz ediyor.
Irak ve özellikle Suriye'nin durumu İran için hayati önem taşıyor.
Bölgemizde yaşananlar bu ülke için alınması gereken
önemli bir ders niteliğinde.
Bu hem İran yönetimi ve hem de İran halkı için önemli.
2003 yılından beri Irak ve 2011 yılından beri Suriye
terör ve iç savaşla baş başa bırakılmış durumda.
Bu ülkelerin özellikle Suriye’nin zalim lideri bu ortama
zemin hazırlamış, yüzbinlerce kendi vatandaşının katline neden olmuştur. Uluslararası
toplumun önde gelen üyeleri de bu zulme açıkça göz yumarak ortak olmuştur.
Emperyalistlerin bölge üzerindeki hain planları devam
ediyor.
Eğer İran da, Irak ve Suriye’nin durumuna düşürülürse
bölge alabildiğine istikrarsızlaşmış, böylece hainler kendi çirkin
emellerine ulaşacaklarını umuyorlar.
İnşallah bu fitne güruhunun hain emelleri kursaklarında kalır.
İran’daki son gelişmeler aslında mevcut
rejimin yanlışlıklarının da bir tezahürüdür.
Eğer
diğer İslam ülkeleri ve İran da günümüz demokratik yönetim şeklini benimsemiş
olsalardı İslam âlemi bugün bulunduğu müşkül durumda olmazdı.
Bunun
yanında gerçek manada işleyen sürdürülebilir bir birlik ve beraberlik tablosunun
var olması gene İslam aleminin bugün içine düşürüldüğü duruma müsaade etmeyecekti.