9 Temmuz 2015 Perşembe

Ülkemizin koalisyon karnesi

 

 

Seçim sonrası bir ay geride kaldı.

Seçim sonuçları ülkemizin ali menfaatleri açısından beklenmedik bir tablo ortaya çıkardı.

Şimdi siyasi partilerin önünde iki seçenek var ya koalisyon, olmazsa erken seçim...

İlk seçeneğe baktığımızda ülkemiz bu hususta çok tecrübeli ve koalisyon karnesi pek de iyi değil.

Koalisyon demek ülkenin gerilemesi demek; istikrarsızlık ve yatırımcı açısından güven sarsılması demek.

Yine koalisyon ülkemiz için makroekonomik değerlerin kötüleşmesi, faizlerin ve enflasyonun yükselmesi demek.

Hele Ak parti öncesi son koalisyon hükümetinin icraatına bakıldığında, o dönemde yeni yatırımlar yapılmadığı gibi bazı işyerlerinin kapanması, bazı özel bankaların batması ve bu oranda işsizler ordusunun artması şeklinde geriye kötü bir miras bırakmıştı.

Bu nedenle geçmiş koalisyon hükümet tecrübelerinin zihinlerde bıraktığı izler olumsuzluklarla dolu.

Bunun da neden böyle olduğu ise koalisyon hükümetleri için ülkemizde kurumsallaşma açısından bir takım eksikliklerin varlığını akla getiriyor.

Koalisyon hükümetlerinin bu temel sıkıntısının aşılması da zaman alacağa benziyor...

O zaman ülkemiz için tek çare, tek partinin parlamentoda iktidarı oluşturacak sayıda temsilciye sahip olmasını zaruri kılıyor; istikrar, güven ve sürdürülebilir kalkınma için.

Bunun en belirgin örneği ise yine Ak parti, çünkü son 13 yılda kesintisiz iktidarda kalışıyla ülkemizin kalkınmasına büyük katkılar sağladı.

Son seçimde ülkemizde bir geçiş dönemi içinde olması, belki de tek parti iktidarına şans tanımamış oldu.

Mevcut vekil dağılımına baktığımızda iktidara en yakın partinin Ak Parti olduğunu görüyoruz.

Ak parti 25. Dönem genel seçimlerinde az farkla hükümet için gerekli olan sayıyı kaçırmış oldu.

Bu sonuç üzerine çok şey söylendi, yorumlar yapıldı.

Ak partinin son seçim kampanyasında nerelerde eksikliği oldu da iktidar için gerekli sayıyı az farkla kaybetti?

Ak Parti kurmayları bu nokta üzerinde herhalde ince eleyip sık dokuyorlardır.

Eğer bir erken seçim kararı alınması zarureti doğarsa ki gün geçtikçe bu seçeneğin ağırlık kazanacağı şeklinde bir hava oluşuyor.

Bu takdirde Ak Partinin hükümeti tek başına kurması için geçen süreci bütün ayrıntılarıyla gözden geçirip nerelerde eksiklik yapıldı, bu eksikliğin giderilmesi için neler yapılmalı şeklinde bir öz eleştiri yapacaktır.

Bundan önceki üç seçimi her seferinde oylarını artırarak kazanan parti neden bu defa az farkla iktidar olmak için gerekli sayıyı yakalayamadı?

A’dan Z’ye geçen süreci irdelenip yanlışların elimine edilmesi yoluna gidecektir.

Bunlar aday tespitinden ileri gelebilir, propaganda araçları ve muhtevasındaki eksiklik ve taktik hatalardan ileri gelebilir, propaganda süresinin uzunluğundan ileri gelebilir, karşı tarafın yaptığı mühendislik çalışmasına karşı-mühendislik çalışmasının eksikliğinden ileri gelebilir şeklinde sıralanabilir. 

Kısmen de olsa oy pusulasındaki yanlışlıktan ileri gelebilir ki bu seçimde yüksek oranda geçersiz oy çıkmıştı, bundan da en fazla etkilenen büyük parti olan Ak partinin olması kuvvetle muhtemeldir.

Netice olarak muhtemel yapılacak bir erken seçimde Ak partinin kendisini yeniden yapılandırması ve yeniden dizayn etmesi gerekebilir.
Bunun için belki de kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapılarak seçmenin görüşü alınabilir. Böylece bütün taramalar yapıldıktan sonra muhtemel yapılacak seçimde takip edilecek yol haritası tespit edilerek, yenilenmiş bir şekilde kampanyasını sürdürecektir herhalde.