Seçim sonrası bir ay
geride kaldı.
Seçim sonuçları ülkemizin
ali menfaatleri açısından beklenmedik bir tablo ortaya çıkardı.
Şimdi siyasi partilerin
önünde iki seçenek var ya koalisyon, olmazsa erken seçim...
İlk seçeneğe baktığımızda
ülkemiz bu hususta çok tecrübeli ve koalisyon karnesi pek de iyi değil.
Koalisyon demek ülkenin
gerilemesi demek; istikrarsızlık ve yatırımcı açısından güven sarsılması demek.
Yine koalisyon ülkemiz
için makroekonomik değerlerin kötüleşmesi, faizlerin ve enflasyonun yükselmesi
demek.
Hele Ak parti öncesi son
koalisyon hükümetinin icraatına bakıldığında, o dönemde yeni yatırımlar
yapılmadığı gibi bazı işyerlerinin kapanması, bazı özel bankaların batması ve bu
oranda işsizler ordusunun artması şeklinde geriye kötü bir miras bırakmıştı.
Bu nedenle geçmiş
koalisyon hükümet tecrübelerinin zihinlerde bıraktığı izler olumsuzluklarla
dolu.
Bunun da neden böyle olduğu
ise koalisyon hükümetleri için ülkemizde kurumsallaşma açısından bir takım eksikliklerin
varlığını akla getiriyor.
Koalisyon hükümetlerinin
bu temel sıkıntısının aşılması da zaman alacağa benziyor...
O zaman ülkemiz için tek
çare, tek partinin parlamentoda iktidarı oluşturacak sayıda temsilciye sahip
olmasını zaruri kılıyor; istikrar, güven ve sürdürülebilir kalkınma için.
Bunun en belirgin örneği
ise yine Ak parti, çünkü son 13 yılda kesintisiz iktidarda kalışıyla ülkemizin
kalkınmasına büyük katkılar sağladı.
Son seçimde ülkemizde bir
geçiş dönemi içinde olması, belki de tek parti iktidarına şans tanımamış oldu.
Mevcut vekil dağılımına
baktığımızda iktidara en yakın partinin Ak Parti olduğunu görüyoruz.
Ak parti 25. Dönem genel
seçimlerinde az farkla hükümet için gerekli olan sayıyı kaçırmış oldu.
Bu sonuç üzerine çok şey
söylendi, yorumlar yapıldı.
Ak partinin son seçim
kampanyasında nerelerde eksikliği oldu da iktidar için gerekli sayıyı az farkla
kaybetti?
Ak Parti kurmayları bu
nokta üzerinde herhalde ince eleyip sık dokuyorlardır.
Eğer bir erken seçim
kararı alınması zarureti doğarsa ki gün geçtikçe bu seçeneğin ağırlık
kazanacağı şeklinde bir hava oluşuyor.
Bu takdirde Ak Partinin
hükümeti tek başına kurması için geçen süreci bütün ayrıntılarıyla gözden geçirip
nerelerde eksiklik yapıldı, bu eksikliğin giderilmesi için neler yapılmalı
şeklinde bir öz eleştiri yapacaktır.
Bundan önceki üç seçimi
her seferinde oylarını artırarak kazanan parti neden bu defa az farkla iktidar
olmak için gerekli sayıyı yakalayamadı?
A’dan Z’ye geçen süreci
irdelenip yanlışların elimine edilmesi yoluna gidecektir.
Bunlar aday tespitinden ileri
gelebilir, propaganda araçları ve muhtevasındaki eksiklik ve taktik hatalardan
ileri gelebilir, propaganda süresinin uzunluğundan ileri gelebilir, karşı
tarafın yaptığı mühendislik çalışmasına karşı-mühendislik çalışmasının
eksikliğinden ileri gelebilir şeklinde sıralanabilir.
Kısmen de olsa oy
pusulasındaki yanlışlıktan ileri gelebilir ki bu seçimde yüksek oranda geçersiz
oy çıkmıştı, bundan da en fazla etkilenen büyük parti olan Ak partinin olması
kuvvetle muhtemeldir.
Netice olarak muhtemel yapılacak bir erken seçimde Ak partinin
kendisini yeniden yapılandırması ve yeniden dizayn etmesi gerekebilir.
Bunun için belki de
kapsamlı bir kamuoyu araştırması yapılarak seçmenin görüşü alınabilir. Böylece bütün taramalar yapıldıktan sonra muhtemel yapılacak seçimde takip edilecek yol haritası tespit edilerek, yenilenmiş bir şekilde kampanyasını sürdürecektir herhalde.