16 Haziran 2015 Salı

Suriye’de sözün bittiği


 

Suriye’de sözün bittiği yere çoktan gelindi.

Üzerinde yorum yapmanın, yol göstermenin bir netice vermeyeceği bir sarmala girmiş bulunuyor.

Her geçen gün güçlenen terörist örgütler uşaklığını yaptıkları emperyalist güçlerin verdikleri talimatlar doğrultusunda zulümlerini artırıyorlar.

Fıtrat meselesi, fıtratı bozuk olan işini terör veya benzeri yoldan, bu bedbahtlığa düşmek istemeyen mertler de meşru yoldan halletmeye çalışıyor…

2003 yılından beri Irak ve 2011 yılından beri Suriye emperyalist güçlerin at oynattığı bir alan haline geldi.

Öncesinde Afganistan var ki 1979 yılından beri zalimlerin harman yeri oldu.

Saddam bahanesiyle Irak’ işgal eden koalisyon güçleri bu ülkeyi terör gruplarına teslim etti.

Koalisyon güçleri o yıldan beri burada açık bir şekilde belki de tarihinde görülmemiş insanlık suçu işlemiştir ve bu yetmiyormuş gibi zulüm alanını giderek genişletiyor!

Eğer uluslararası hukuk işleseydi ülkeyi bu hale getirenler bugün hukuk karşısında hesap vermiş ya da veriyor olacaklardı.

Bu koalisyon güçleri Irak’ı parçalamak ve yüzbinlerce insanın kanını akıtmakta vampirleri herhalde fersah fersah geride bırakmışlardır.

Bununla da kalmayıp Suriye’de bu cani politikalara göz yummaktadırlar.

Sözde terör örgütlerini bahane göstererek kıyımlarına Afganistan’da, Filistin’de ve dünyanın özellikle Müslüman topluluklarının bulunduğu birçok ülkede sürdürmektedirler.

Son günlerde Suriye sınırımızda yaşanan insanlık dramına sebep olan bu güçler sözde terörist grupları etkisiz hale getirmek için hava saldırıları düzenlemektedirler.

Ancak onların bu aldatmacası sadece masum insanları etkisiz hale getirmekten başka bir amaç taşımıyor.

Amaç ne barış getirmek ve ne de masum insanları korumak tamamen kendi insanlık dışı emellerini gerçekleştirmekten başka bir gaye taşımıyor.

Artık bu gün gibi açık, eğer öyle olsaydı Afganistan şimdiye kadar çoktan sulh ve sükûna kavuşmuştu, Filistin’de devlet kurulmuştu, Irak hakeza huzura kavuşmuştu, isteselerdi Suriye’nin zalim yönetimini çoktan alaşağı etmiş ve uluslararası mahkemeye teslim etmişlerdi.

Fakat bilinen bir gerçek var ki bu zihniyet, suçluları değil suçsuzları yargılamayı görev edinmiş.

İşte son olarak Sudan devlet başkanını tutuklamak için bahane arıyorlar.

Fakat tutuklanması gerekenleri gözleri hiç görmüyor.

Besledikleri terör örgütleri bir Müslüman ülkesini karıştırıp ve bu bahaneyle orayı işgal ederek en hain ve sinsi çirkinliklerini göstermiş oluyor.

Sözde insani gerekçelerle hareket edip birilerine sahip çıkma görüntüsü veriyorlar.

Yeryüzünde bunca hain hileli örnekleri olmasına rağmen bu inceliği fark etme basiretini gösteremeyenler de sözde belli idealler adına sömürü düzenin değirmenine su taşıyorlar.

Şimdi sınırlarımızda koalisyon güçlerinin büyük desteği ile Kürt terörist grupların zulmünden kaçan Suriyeliler yığılmaya başladı.

Bu hainlerin ağababaları öyle sinsi ve planlı davranıyorlar ki bölgede biraz sükûnet oldu mu hemen harekete geçiyorlar. Her boşluğu, her fırsatı kendi çirkin emelleri için kullanıyorlar.

Gerek ülkemizde ve gerekse sınır komşularımızdaki Kürt vatandaşlar bunların hainliklerini kavrayabilseler bu çirkin oyunlara alet olmayacaklar. Fakat ırkçılık basiretlerini öylesine bağlamış ki gözleri hiçbir gerçeği göremez olmuş.

Varsayalım ki bir Kürt devleti kuruldu, bu kesin biline ki o devlet devlet olmaz; o milleti de millet olarak bırakmazlar, bugün Irak ne durumdaysa, Suriye, Libya ne durumdaysa onlardan daha kötü duruma düşerler.

Emperyalistler bir işe kirli ellerini bulaştırdılar mı ondan hayır gelmesi mümkün değildir.

İslam aleminin bu vurdum duymaz hali sürdükçe emperyalistler bu hainliklerine son vermezler!

Bölgemizde oynan bu sinsi ve hain oyun nasıl ters yüz edilir?

Ancak ve ancak İslam ülkeleri kendi aralarında gerçek bir birlik kurar ve bunu gerçek manada işler duruma getirirlerse arka plandaki bu hain güçler bu tutumlarından o zaman vaz geçerler.