Bir genel seçimi daha geride
bıraktık. 13 yıldır tek başına iktidarda bulunan, her seçim döneminde oylarını
bir önceki döneme kıyasla artırarak iktidarını sürdüren Ak Parti dördüncü seçimde hükümet
olmak için gerekli olan yeterli sayıya az farkla ulaşamadı.
Elbette bu sonucu Ak
parti kurmayları derinlemesine analiz ederek, "nerelerde hata yapıldı, nerede bir
eksiklik oldu" şeklinde ayrıntılı olarak irdeleyecektir.
Bütün dünyanın ilgisini
çeken ve üzerinde yorumlar yapılan seçim sadece ülkemizi değil, yakın çevremizi
de, Türk-İslam âlemini de yakından ilgilendiren bir seçimdi.
Aynı zamanda milyonlarca
mazlumları, garip gurebayı da yakından ilgilendiren bir seçimdi.
Çünkü Ak parti
iktidarları döneminde yapılan uluslararası yardımlar eskiye oranla çok fazla
artmış ve dünya çapında üst sıralara çıkmış durumda ki bu oran Türkiye’nin
zenginlik oranıyla mukayese yapılınca çok daha yüksek bir orana tekabül etmiş olacak.
Özellikle bu durumu petrol
zengini ülkelerle mukayese yaparsak..
Meseleyi değerlendirmek sadece
insanı boyutuyla değil, 12-13 yıllık iktidar dönemlerinde Ak Parti çok sayıda
büyük yatırımları gerçekleştirmiş.
Bu hususta bir
karşılaştırma yapmak gerekirse, kesinlikle bu dönemde yapılan sosyal ve toplum boyutlu hizmetler ve
yatırımlar başka partiler iktidarda bulunmuş olsaydı bu büyüklüğe ve orana ulaşmaları mümkün olamazdı.
Ne misyon ve ne de
ufuk açısından Ak Partinin kapasitesine ulaşamazlardı...
Kabul edilmesi gereken bir hakikat var ki, geçtiğimiz 12-13 yıllık
dönemde iradesini başkalarının emrine vermeyen, sadece ülkesinin, milletinin hayrına,
yararına göre hareket eden bir iktidar anlayışıyla çalışmalarını yürüten Ak
partiden başkasının bu yatırımları yapması mümkün olamazdı.
Yapılan ve hizmete
sunulan yatırımlar yanında şu anda yapılmakta olan başlıca büyük yatırımlara baktığımızda;
ki bunlar üçüncü köprü, üçüncü hava alanı, İzmit körfez geçiş köprüsü ve
otoyolu, hızlı tren yatırımları, hizmete sunulan Marmaraya ilaveten ikinci üç
katlı denizin altında yapılan tünel, sulama ve enerji alanlarında yapılan
yapılmakta olan diğer kalkınma hamlelerine bakınca gerçekten Ak Parti
Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış olanların büyüklüğünden çok daha fazlasını
yapmış olduğunu, bu ve benzeri yatırımlara devam ettiğini görüyoruz.
Bunların haricinde kanal
İstanbul projesi ise başlı başına bir başka büyük proje...
Yine maksatlı
engellemelere rağmen doğu ve güneydoğu illerine yapılan yatırımlara bakınca, vefa
ve takdir duygusuna ne oldu, birileri bu değerleri köreltti mi? Aslında bu ifadeyi bir cümleyle açıklamak mümkün değil; herhalde kitaplarla bunun sebebi açıklanabilir!
Bu yatırımlar Türk
halkına neler sağladı,? İnsanlarımızın hayat standardı yükseldi, gelir seviyesi
yükseldi, bunu rakamlar net bir şekilde gösteriyor.
Peki, ne oldu da Ak Parti
bu seçimde birinci parti olmasına rağmen iktidar olacak sayıyı elde edemedi?
Hafızayı beşer nisyan ile
maluldür özdeyişi gereği, bu yapılanlar seçim meydanlarında iyi tanıtılamadı
mı, bu yatırımları iyi anlatma fırsatı bulunamadı mı?
Bunu elbette parti
kurmayları inceden inceye analiz edeceklerdir.
Türkiye sadece sınırlarının
içerisinde kalan kısımlarıyla değerlendirilecek bir ülke değil, yakın
komşularının bulunduğu durumla da değerlendirilecek bir ülke değil, Türkiye
cihan devletinin mirasçısı olan bir ülke ve bu mirasa sahip çıkması gereken bir ülke.
Belki insanlarımız ülkemizi
sadece mevcut sınırlara bakarak değerlendiriyor veya 80-90 yıllık bir cumhuriyet dönemini
nazari dikkate alarak kararlarını veriyorsa bu yanlıştan kurtulması, üzerimizde
bulunan ve yüklenen misyonun farkına varması gerekiyor.
İşte seçmenin büyük
çoğunluğu bu misyonu ve İslam ülkelerinin özellikle Mısır, Libya, Irak, Suriye,
Filistin gibi ülkelerin içinde bulunduğu duruma nasıl düştüklerinin şuuruna varırsa
ebetteki tercihini miyopik bir kafa yapısı ve anlayışla değil de ufukları aşan
bir anlayış çerçevesinde yapabilirdi.
Aklıselim sahiplerinin
çoğunlukta olması, emperyalist sendromuna yakalanmış olanları çok geride bırakacağından
şüphemiz yok.