13 Eylül 2013 Cuma

Oyalama ve hedef saptırma diplomasisi


 

 
Ülkesini ve milletini sırf kendisi ve ailesinin menfaati için satan Suriye’nin gaddar lideri tam bir firavun örneği sergiliyor.

Halkının hür iradesine izin vermeyen ve yok sayan sözde lider diyor ki, “ben demokratik hak ve hukuk tanımam; benden başkası bu ülkeyi yönetemez; bu durumda iki şık var ya benim zulmüme tabi olacaksınız ya da öleceksiniz”.

Bunu da ortaçağın karanlık dönemlerinde değil, günümüzün sözde medeni, modern ve evrensel insan haklarının bir esasa bağlandığı ve uygulandığı bir çağda yapıyor.

Açıklamalara bakıldığında, insanlık ve liderlik vasfından yoksun olan bu şahsı açık bir şekilde olmasa da hemen hemen uluslararası toplumun bütün üyeleri koruma altına almış gibi.

Başta Rusya ve İran olmak üzere uyguladıkları politika ile üç yıldır uygulanan vahşete ortam hazırlamış, destek vermiş ve beslemiş olduklarını görüyoruz.

Adeta satın aldıkları bir gaddarı karşılıklı menfaatleri sürdürmek için koruma altına almışlar.

Binlerce insanın ölümünü görmezden gelerek, yine milyonarca insanın ülkesini terk etme zorunda kalmalarına aldırış etmeden sadece bir kişinin zulmünü sürdürmesi için hedef saptırma ve oyalama politikası uyguluyorlar.

Suriye’de yıllardır süren vahşeti durdurmak için çözüm diplomasisi değil de havanda su dövme diplomasisi uygulanıyor.

Yıllardır Suriyeli masum vatandaşların çektiği acı ve ıstırap bir tarafa bırakılmış, bu vahşeti durmak için uygulanacak askeri müdahalenin felaket olacağını tekrarlayıp duruyorlar.

Bunu da özellikle Rusya ve Suriye bir tehdit üslubuyla söylüyor.

Peki, çözüm nasıl olacak?

Çözüm Suriyeli masum insanların ölümleriyle mi gelecek?

Bu soruya ciddi bir cevap veren yok!

Odaklandıkları nokta bir zalimi ve iktidarını nasıl koruruz politikasına dayanıyor.

Bir diğer husus ise uluslararası toplumun kamuoyunun dikkatlerini kimyasal silah üzerine çekme çabası içinde olması.

Kimyasal silahların kontrol altına alınması için gösterilen çabalar memnuniyet verici, ancak sonrasında Suriye’deki insanların ölüm tehlikesi bitmiş olacak gibi bir tavır sergileniyor...

Uluslararası toplumun ve BM’nin çabası gerçekleri örtmek, hedef saptırmaktan öteye geçmiyor.

Bu arada masum insanlar hayatın kaybetmeye devam ediyor.

Demek ki Suriye lideri henüz daha görevini tamamlamadı. Ne zamanki bu görev tamamlanırsa o zaman uluslararası toplum da, BM’de ciddi bir şekilde ortak karar alarak bu kişinin suçlu olduğunu ilan ederek gerekli işlem yapılacaktır herhalde. Fakat o zamana kadar daha kaç bin masum insan hayatını yitirmiş olacak?