18 Kasım 2012 Pazar

İsrail soykırım uyguluyor


 

 

İsrail hem öldürür ve hem de ağlarım’ politikasını dün olduğu gibi bugün de sürdürüyor. Uluslararası toplum da bu aldatmaya on yıllardır göz yumarak; gerçekleri, insan hak ve hukukunu ayaklar altına alıyor…

Uluslararası toplum ne zaman gerçekleri dile getirmeye başlar ve Filistinlilerin kendi öz topraklarında varlığını kabul etme erdemini gösterirse, o zaman hak yerini bulur bölgeye huzur ve sükûn gelir.

Ne Birleşmiş Milletlerin ve ne de uluslararası toplumun açıklamaları ve gerçek niyetleri uyuşmuyor.

Hal böyle olunca İsrail on yıllardır Filistin topraklarını ve Filistinlileri yuta yuta ilerliyor, geride ise vahşet örnekleri bırakıyor.

Bu insanlık ve hukuk dışı davranışına rağmen, İsrail'in ABD büyük elçisi ise, hiç çekinmeden ve tarih kavramını hiçe sayarak Hamas’ı “soykırım organizasyonu” olarak suçluyor. Bunu söylerken aslında kendi devletinin üstlenmiş olduğu rolü açığa vuruyor. Çünkü soykırım kavramı kendilerinin şuuraltına yerleşmiş, onunla yatıp onunla kalkıyorlar.

Geride kalan birkaç on yıllık tarih kayıtlarına bakılırsa; Filistin toprakları ne kadardı, şuanda ne kadar kaldı; Filistin nüfusu ne kadardı, mevcut ne kadardır, gerçeğini idrak edemiyor.

Ne yazık ki İsrail savunma politikasını tamamen yalan ve iftira üzerine kurmuş.

Sözde haktan ve hukuktan, insan haklarından yana görünür gibi duran uluslararası toplumun gözleri önünde, sürekli olarak Filistinlileri evlerinden yurtlarından, ederek kendine yerleşim yerleri açan İsrail’in bu zorba ve insanlık dışı davranışı hiç nazarı dikkate alınmamış.

İsrail’in ABD elçisi yine kendilerini uluslararası camiaya masum ve mazlum gösterme kurnazlığına sığınarak, Hamas’ın İsrail’in meşruluğunu kabul etmediğini söylüyor.

Asıl kendileri, bırakın Filistin’in asırlardır kendi öz vatanında sahip olması gerektiği meşruluğunu, Filistinlilere hayat hakkı bile tanımadığını hiç idrak edemiyor.

Gözü dönmüşlük buna derler; hırs, kin, işgal ve yok etme üzerine kurduğu dış politika anlayışı gerçekleri görme ve söylemesine engel teşkil ediyor.

İsrail’in artık hakikatleri görme zamanı gelmiş ve geçiyor; arkasındaki güçlerin kendisine gerekli ikazı ve hatırlatmaları yapması gerekiyor.

Yine İsrail devletinin bu şuursuz halini terk etmesi için uluslararası toplum tarafından psikolojik tedaviye ihtiyacının olduğu hatırlatılması lazım.

Çünkü sürekli olarak insanlık suçu işliyor ve buna da kimse bir şey demiyor.

Bugüne kadar kaybeden taraf hep Filistinliler ve Gazeliler olmuş, kazan ise İsrail olmuş!

BM ve uluslararası toplumun on yıllardır yaşanan bu insanlık dramına son vermesi için timsah gözyaşlarını bırakıp, Filistin devletinin kurulmasına gereken desteği en kısa zamanda yapması gerekiyor ki savunduğu fikirlerde samimi olduğunu dünya kamuoyuna ispatlayabilsin!