11 Kasım 2012 Pazar

Başkan Obama'nın yüzleşeceği sıkıntılar

 

 

İkinci defa seçimi kazanan ABD Başkanı Barak Obama’yı zor günler bekliyor. Başkan Obama için yapılan yorumlar ikinci defa kazandığı seçim sevincinin kursağında kalacağı şeklinde.

Gerek kendi ülkesinde ve gerekse uluslararası alanda dünyanın içinde bulunduğu çözüm bekleyen sıkıntılar, ABD başkanını zor günlerin beklediği şeklinde değerlendiriliyor.

Küresel ekonominin yavaşlama sürecine girmesi, ABD ekonomisindeki ağır ilerleyen iyileşmeyi tehdit ediyor.

Ülke gündeminin dışında, İran’ın nükleer programı ve Suriye’deki çatışmalar ise ABD Başkanı Obama’nın, işin kolay kısmını başardığı, fakat ikinci döneminde acılı durumlarla karşılaşacağı şeklinde yorumlanıyor.

Ülke içinde en önemli ekonomik sıkıntının mali uçurum olduğu görüşü ve bunun ülke ekonomisini durgunluğa çekeceği endişesi var.

Önceki başkan George W. Bush döneminde başlatılan vergi indiriminin, bu sene başında sona ereceği ve sosyal güvenlik ve sağlık hariç geniş kapsamlı harcama kesintisi bütün federal programı vurmuş olacak.

Harcama kesintilerinin ve vergi artışlarının yürürlüğe girmesi ise kırılgan ABD ekonomisini durgunluğa sürükleyeceği öngörülüyor.

Vergi artışlarının aynı zamanda işsizliği de körükleyeceği söyleniyor. Ancak Obama’nın Kongreye baskı yaparak vergi indirimlerini ve harcama kesintilerini 2013 sonlarına kadar erteleyeceği bekleniyor.

Obama ekonomik refahı ve ülke güvenliğine bir tehdit olan kronik federal açıkları ve borçları azaltmayı ilk öncelik olarak görüyor.

Bu arada başkan Obama orta sınıf vatandaşlar için mevcut vergi oranlarının korunması ve zenginler için senatodan geçen vergi artışı taslağının temsilciler meclisinden de geçmesi için Cumhuriyetçilere çağrıda bulundu.

Ekonominin yılsonunda karşılaşabileceği mali uçurumla nasıl baş edeceği konusunu kongre ile görüşmeye açık olduğunu ve bunun için vergi artışı ve harcama kesintisini düşündüğünü ifade ediliyor.

Obama’nın uluslararasında karışılacağı problemler ise şu şekilde sıralanıyor; Ortadoğu’daki demokratik hareket ABD için önemli bir hedef olarak görülüyor.

Bush döneminde Irak ve Gazze’de düzenlenen seçimler Beyaz Saray tarafından memnuniyetle karşılanmıştı.

ABD’ye karşı Ortadoğu’daki kamuoyunun, ABD çıkarları ve dış politikası açısından önemi vurgulanıyor. El kaidenin Pakistan ve Yemen gibi yerlerde hala varlığını sürdürmesi, bir diğer endişe konusu.

ABD güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi, Irak’ta istikrarın sağlanması ve İsrail/Filistin durumuna istikrar teşvik etme, terörizmle mücadele, enerjiye erişim sağlama ve nükleer çoğalmayı önlemek gibi önemli husular gündemin diğer konuları.

ABD’nin İran’a yönelik olarak görüşü ise, bu ülkenin nükleer emellerinin gizli olmadığı, bu nedenle bu durumun ABD’yi baskıcı müeyyideleri uygulamaya zorladığı kanaati var.

Suriye’de ise ayaklanmanın başladığı tarihten bugüne kadar net ve açık bir şekilde nelerin olduğu insan hakları ihlallerinin hangi boyutlara ulaştığı net bir şekilde bilinmediği biryana; 30 bin kişiden fazla insanın öldüğü, ölümlerin aralıksız devam ettiği, kış şartlarının başladığı ve bu insanlık dramının nasıl sona erdirileceği konusunda kesin bir çözüm ve tarih söylemek mümkün görünmüyor.

Suriye’de yaşanan insanlık ayıbı Arap Baharının son büyük silahlı ihtilafı olarak görülüyor. Uluslararası toplumun Beşar Esat’a hoşgörü göstermeye devam etmesini tahayyül etmenin zor olduğu vurgulanıyor. Uluslararası toplumun bundan sonra konuya çok daha duyarlı bir şekilde yaklaşması gerekiyor.

Gerek içerde ve gerekse uluslararası ortamda çözüm bekleyen çok sayıda problem var, dileyelim bu sıkıntılara samimi ve çözüm amaçlı yaklaşılsın...
Bunların içinde en acil çözüm bekleyen ise Suriye!