BM yetkilileri gün vesilesiyle destekleyici öğretim ortamlarına, yeterli öğretmen eğitimi
ve güvenceleri konusunda dünyaya çağrıda bulunuyorlar.
BM yetkilileri, “marifet iltifata tabidir” vecizesi gereğince, öğretmenlerin
öğrencilere ve toplumlara sorumlu olmaları lüzumuna karşılık, gerekli eğitimi
ve mesleklerinin önemini yansıtacak makul ücret konusunu da hatırlatmada
bulundular.
Herkes için öğrenme kalitesini geliştirmek amacıyla, öğretmenler için
azalan profesyonel şartların kısır döngüsünün kırılmasının lüzumuna işaret
ediliyor.
Dünya öğretmenlerden çok şey bekliyor, karşılığında bizden bizim kadar
beklenti içinde olmaları onların hakkıdır deniliyor.
Yetenekli ve motive olmuş öğretmen olmaksızın kaliteli eğitimin olamayacağı
hatırlatılıyor.
***
Eğitimin önemi her alanda karşımıza çıkıyor. Geri kalmış toplumların en
önemli eksikliği yeterli eğitimli kadrolara sahip olmamalarından ileri geliyor.
“Beşikten mezara kadar eğitim; iki günü birbirine eşit olan aldanmış, ziyan
etmiştir; bir harf öğretenin kölesi olurum”, tavsiyesini önemseyen ve
benimseyen bir anlayışın mensupları olarak eğitimin ne denli hayati bir öneme
sahip olduğunu bilen bir milletiz. Ancak sadece bunu bilmek yetmiyor, aynı
zamanda bu önemin şuurunda olmak, yaşamak ve yaşatmak gerekiyor.
İnsan ilk eğitimini ailesinden, daha sonra ise hocalarından alıyor.
Doğru eğitim ve bilgi insanı doğru yöne yönelttiği gibi, yanlış olan da
yanlış işlere yönlendiriyor.
Bu da eğitimin öncelikle kapsam ve muhtevasının önemini öne çıkarıyor.
Herkes ve her toplum az ya da çok bir eğitim sürecine tabi tutuluyor.
Hele günümüzde iletişim şartlarının sunduğu imkânlar sayesinde sayısız
bilgi akışına maruz kalıyoruz.
Sel gibi akan bu bilgi akışı karşısında her türlü konudan ve bilgiden haberdar
olma şansına sahip günümüz toplumları...
Dünya topluluklarının içinde bulunduğu sıkıntıların temel kaynağı eğitim
eksikliğinden veya yanlış eğitimden kaynaklanıyor.
Dağdaki teröristte eğitim almış, fakat aldığı eğitim kin ve nefret üzerine
kurularak yaşama şansını ancak ve ancak karşısındakini öldürme üzerine kurulmuş
bir eğitim...
Trafikte yanındaki ve önündekinin hakkını gözetme hak ve hukukunu hiçe
sayan sürücüde eğitim almış ama bunu uygulamada eksiklik gösteriyor.
Bulunduğu toplumun ortak değerlerine ait olduğuna aldırış etmeden,
genel toplum kurallarına ve adabına uygun olmayan tutum ve davranış içinde
olanların, ağzına ne gelirse galiz bir ifadeyle boşaltmaları da eksik bir
eğitimin tezahürü...
Çevre hakkı, temizliği ve koruma şuuruna sahip olmayanların eline geçirdiği ne varsa ayrım gözetmeden bulunduğu yere atanların davarnışı da eğitim eksikliği...
Varlığını insanlığın değer yargılarıyla bağdaşmayan; koflukla, kabalıkla
kabul ettirmeye çalışarak toplumsal huzur ve güven unsurlarını zedeleyenlerin
yapmış oldukları da yanlış ve egoist bir anlayışlı eğitimin sonucu…
Gerek toplum ve gerekse dünya barışının sağlanması doğru bir eğitimin benimsenmesi,
alınması ve yaygınlaşması ile olacağı gibi, bu aynı zamanda iyi niyetle
donatılmış eğitimli anlayışını istismar etmemeğe de bir o kadar bağlı olmaktadır.
Her vesileyle ifade edildiği gibi geleceğimizin teminatı olarak görülen
çocuklarımızın alacağı doğru ve yeterli eğitimin mensubu bulundukları toplumun temel
değerleriyle bağlantılı ve sürdürülebilir olması gerekiyor.
Beşikten mezara eğitim anlayışı da bunu vurguluyor.