Gazze’ye
insani yardım götüren Finlandiya bandıralı Estelle gemisi İsrail deniz kuvvetleri
tarafından engellenerek Aşdod limanına çekildi.
Gemide
bulunan aktivistler insani yardımı Gazzelilere götüreceklerdi.
İsrail’in
bu insanlık dışı tutumuna takip ettiğimiz kadarıyla hiçbir uluslararası kuruluş
tenkit edici bir açıklamada bulunmadı.
Birleşmiş
Milletlerin bu hususta bir açıklaması yok.
Uluslararası
toplum da bu konuda yapılan yanlışlığı kınayan bir açıklamada bulunmadı.
Nobel
barış ödülüne layık görülen Avrupa Birliğinin de yapılan yanlışlığı kınayan bir
açıklaması olmadı.
Uluslararası
toplumu ilgilendiren ciddi suçların faillerinin cezasız kalma durumunu sonlandırmak
amacıyla kurulmuş Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin de bu hususu uygun
bulmadığına dair bir açıklaması yok.
Filistin’de,
Gazze’de 60 yılı aşan bir süredir insanlık suçu işleniyor.
Hal
böyle olunca, bütün güçleri arkasına almış olmalı ki İsrail devleti bütün
insani ve hukuki değerleri ayakaltına alarak korsan devlet anlayışını
sürdürüyor.
Biliyor
ki kendisine dur diyecek hiçbir güç yok. Uluslararası toplum ve kuruluşların bu
tutumu İsrail devletine açık bir destek olmalı ki, insan haklarını ihlal eden
faaliyetlerini sürdürmeye devam ediyor.
İsrail
başbakanı açıklamasında sınırlarını korumaya devam edeceklerini söylüyor.
İsrail
devleti sınırlarını hiçbir hukuk ve insani kural tanımadan kendi istediği gibi
çizme hakkını kendinde görüyor.
Bugüne
kadar yaptıklarına ve açık bir şekilde insanlık suçu işlemesine karşılık uluslararası
toplumdan kınama görmemesi İsrail devletini bugünkü anlayışına teşvik etmiş.
Tabii
kendini uluslararası dokunulmazlık zırhına bürünmüş görünce karşısında kim
olursa olsun hak hukuk gözetmeden insanlık dışı davranışlarını da sürdüreceği
izlenimi veriyor.
Kendi öz
topraklarında her türlü insani haktan yoksun bırakılan Filistin ve Gazzelileri
herhalde köle gibi görüyor.
Çünkü
insani yardım yapan gemilerin hiçbirine müsaade etmiyor. Bu toprakları âdete
kendi sınırları içine dâhil etmiş havası var…
İsrail’in
açıklamasındaki savunmasına bakarsak; “Gazzeyi abluka etmenin amacı silah ya da askeri
amaçlı diğer malzemelerin sağlanmasını önlemek” şeklinde.
Böyle gülünç,
gülünç olduğu kadar akıl, mantık ve sağduyudan yoksun bir savunma şekli olabilir
mi?
Sen en
ileri teknolojik silahları istediğin zaman savunmasız Filistin ve Gazze halkının
üzerine boşaltacaksın, fakat bu insanlar kendilerini savunmak için hiçbir şekilde
karşılık vermeyecekler. Kurbanlık koyun gibi teslim olacak. İsrail meşru müdafaa
(self-defence) hakkını sadece kendine has bir kural zannediyor herhalde.
Filistin
ve Gazzelilerin kalkınmalarına, gelişmelerine ve kendi topraklarında bütün diğer topluluklar ve
devletler gibi hür ve kendilerini savunma, koruma ve en önemlisi temel insan
haklarından yararlanmalarına müsaade edilmiyor.
Bu da
demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan uluslararası
toplumun çifte standart uyguladıklarının açık bir göstergesinden başka bir anlama
gelmiyor.