Bugüne
kadar yapılan anket sonuçları ve meydanların diline baktığımızda on yıllardır
süregelen bir sıkıntı 16 nisanda yapılacak referandumla sona erecek İnşallah.
Mevcut
yürütme sisteminin ülkenin istikrar ve kalkınma hızının önünde on yıllardır
süren bir engel olarak gösteriliyor.
Geçmişte
yürütmenin başında bulunanların hepsi iki başlı bir sıkıntının vermiş
olduğu rahatsızlığı dile getiriyorlar.
İki
başlı bir yürütmenin mahzurları anlatılıyor.
Birinin
ak dediğine diğerinin kara dediği örneklerle anlatılıyor.
Yani
mevcut sistem ülkenin önünde bir ayak bağı olarak duruyor.
İşte
bu iki başlılığı ortadan kaldırmak için Büyük Millet Meclisinde meclis çoğunluğuyla
kabul edilen 18 maddeden ibaret olan bir anayasa değişikliği 16 nisanda milletin
reyine sunulacak.
Şu
anda yürürlükte olan yönetim şekli ülkemizin istikrarı ve güven algısı
bakımından olumsuzluklara yol açtığı haklı gerekçesiyle “Evet” oylarının
çoğunluğuyla sona ermiş olması temennimizdir.
Cumhurbaşkanlığı
sistemi, aynı kişiye sadece iki defa tekrar seçildiği takdirde toplamda
on yıl görev yapma şansı veriyor.
Her
beş yılda Büyük Millet Meclisi üyeleri ve cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte
yapılmış olacak.
Böylece
ülkeye istikrar gelecek.
Seçimler
düzenli olarak zamanı geldiği tarihte olacağı için, ne sıradan vatandaş, ne
yerli ve ne de yabancı yatırımcı istikrar endişesine kapılmadan yatırımlara
devam edecek.
Cumhurbaşkanlığına
aday olan zatın seçilmesi aynı zamanda bakanlar kurulunun da seçilmesini
sağlayacak.
Seçimler
neticesinde, Mecliste bir parti hükümeti kuracak çoğunluğu sağlasın, sağlamasın
yürütmeyi üstlenecek Cumhurbaşkanlığı sistemiyle bakanlar kurulu kurulup hemen icraata
başlamış olacak.
Özellikle
koalisyon hükümetlerinde uygulanan milletin iradesini pazarlığa dönüştürerek kişisel
menfaat sağlama dönemi son bulacak.
Yeni
oluşacak sistemde Cumhurbaşkanın seçilmeme gibi bir durumu da söz konusu
olmadığı, 1. Turda seçilmezse 2. Turda seçilmiş olacak.
Bu
konuları gerek Sayın Cumhurbaşkanımız ve gerekse Başbakanımız, meydanlarda ve
salon toplantılarında kamuoyuna anlatıyorlar, yeni sistemin ülkeye ve millete
sağlayacağı yararları anlatıyorlar…
Fakat
yeni sistemin demokrasiden, seçme ve seçilme hakkından vazgeçilmeyeceğini, yeni
sistemin aslında bir istikrar meselesi olduğu; ülkenin istiklalinin,
istikbalinin ve istikrarının meselesi olduğu anlatılsa da birileri bunu
mecrasından saptırmanın çabası içinde.
Birileri
azınlık zihniyeti ile 16 nisandan sonra oluşacak yeni sistemi 180 derece ters
gösterme çabasında.
Ülkemizi
şaha kaldıracak bu yeni sistem bazılarının akla ziyan karşı çıkışıyla
engellenmeye çalışılıyor.
Bunların
kim olduğuna baktığımızda ise; hepsinin ülkemize bariz bir şekilde düşmanlık
beslediklerine şahit oluyoruz.
Nedense
bir kısım Avrupa ülkeleri var güçleriyle ülkemizin menfaatine olacak bu yeni
sisteme karşı çıkıyor.
Bunun
yanında PKK, Kandil, FETÖ gibi terör örgütleri ve özellikle ana muhalefet partisi
ülkemizin faydasına olacak bu yeni sisteme karşı olduğunu dile getiriyor.
Karşı
çıkan terör örgütlerine baktığımızda, bunların ülkemize kan ve gözyaşı döktürenlerin
olduğunu, kırk yıldır ülkemizin huzur ve güvenini tehdit edenler olduğunu
görüyoruz.
16
nisandan sonra “Evet” oylarının çoğunluğuyla neticelenmesiyle vesayet anlayışı
son bulacak, asıl o zaman demokrasi kurum ve kurallarıyla yerini bulmuş,
hukukun üstünlüğü işlemiş olacak.
Bu yeni
sistem, sadece “Evet” diyenlerin menfaatine değil, bütün ülke vatandaşlarını
kucaklayan bir sistem.
Bu sisteme
karşı çıkanlar, aslında çok az bir kesimi temsil etmektedirler.
Çünkü
onların düşüncesi bu ülke değil, bu ülkenin geleceği ve güçlenmesi değil,
onların düşüncesi sadece ve sade çok küçük bir azınlıktır. Çok küçük bir elit
kesimin menfaatidir.
İşte bu
gerçeğin şuurunda olarak, “Evet” diyoruz.
Sadece
içinde bulunduğumuz zaman dilimini değil, geleceğimizi de nazari dikkate alarak
“Evet” diyoruz.
Sadece
ülkemiz, bölgemizin değil; yeryüzündeki mazlumların, mağdurların da temel insan
haklarına kavuşmasına katkı sağlayacak bir sistem için “Evet” diyoruz…