ABD’nin
Suriye’nin askeri hava alanına yaptığı füze saldırısından sonra Rusya devlet
başkanı Rusya devlet başkanı Putin saldırının uluslararası hukuku ihlal
ettiğini söylüyor.
Ancak
Putin birkaç yıl önce uluslararası hukukun ölümle pençeleştiğini bir vesileyle
ifade etmişti.
O
zaman işine öyle geldiği için o ifadeyi kullanan Putin, bugün ise hukukun ihlal
edildiğinden dem vuruyor.
Uluslararası
hukuk bunların işlerine geldiği zaman ihlal edilmiş oluyor.
Oysa
dünyada cereyan eden insanlık dışı olaylara baktığımızda uluslararası hukukun
sadece kâğıt üzerinde kaldığını görüyoruz.
Bu
ihlalin Bosna savaşında ve özellikle 2011 yılından beri yakın coğrafyamızda, yani
İslam coğrafyasında iyice açığa çıkmış olduğuna şahit oluyoruz.
Eğer
uluslararası hukuk işlemiş olsaydı, bugün Suriye’nin zalim lideri hesaba
çekilmemiş miydi?
Yedinci
yılına giren Suriye’deki eşi görülmemiş katliamlar olur muydu?
Maalesef
sömürü ve emperyalist zihniyetin insanlığa ve hukuka bakışı bu şekilde...
İşlerine
geldiğinde hukuk ve insan haklarının aklılarına geldiğine şahit oluyoruz!
Rusya
ve İran’ın, Suriye’nin gaddar liderine açıktan sahip çıkarken, ABD ise işi
akışına bırakarak bölge üzerinde başka hesaplarının olduğu izlenimini vermişti.
Suriye’de
7 yıldan beri süregelen katliamlar bu ülke içinde yaşanan bir iç savaşın neticesiydi.
Ancak
bunu fırsat bilenler özellikle Rusya ve İran bu zulme açıktan ortak
olmuşlardır.
Mazlumların
karşısında zulmün yanında yer almışlardır.
Şimdi,
İdlib’de sivillere ve çocuklara son yapılan katliam bardağı taşıran son damla
mı oldu?
Ya da
bu zulmün artık saklanacak bir tarafı kalmadığı için mi ABD bu saldırıyı yaptı.
Çünkü
kimyasal gaz kullanımı daha önce de olmuştu.
Nedense,
ne Birleşmiş Milletleri ve ne de uluslararası toplum ve ABD bu konuda ciddi bir
duruş göstermemişlerdi.
Bu
katliamları hep geçiştirdiler.
Kapalı
kapılar arkasındaki hesapları herhalde bir türlü bitiremediler.
Bu
arada Esad rejimi ilk günden beri başladığı katliamlarına yıllardır devam
ediyor, savaş sucu işliyor, katliamlar yapıyor.
Ne
hak ve ne de hukuk tanıdığı var.
Yıllar
öncesinden BM’nin Suriye’de en acımasız bir şekilde bu zalimin katliamlarını
belgelemesine rağmen bu konuda olumlu bir adım atılmadı.
Suriye’nin
diktatörü yeni değil yıllardır diktatörlüğünü sürdürüyor.
Sığınmacı
sorunu derinleşerek devam ediyor.
Amerika
askeri hava üssüne yaptığı hava saldırısıyla gerek insan katliamını ve gerekse
bölgedeki terörü sonlandırmayı amaçladıklarını söylüyor.
İşin
garip ve üzüntü verici yanı ise toprakları bombalanan ülke Suriye bu son
tartışmaya müdahil olmadığı, fakat dalaşan ülkelerin ise Amerika ve Rusya
olması.
Neticede,
insanlarını acımasızca katleden ve ülkesini şahsi menfaatleri adına
emperyalistlere peşkeş çeken bir zalimin bu hususta kendini tescil etmiş
olduğunu görüyoruz.