Amerika’nın
Halep’te namaz esnasında bir camiyi bombalaması yaptığı ilk insan katliamı
değil.
Amerika
ve işbirlikçi ülkeleri sistemli bir şekilde Müslüman katliamı yapıyor. Amerika’nın
akıl almaz bahanelerle Irak’ı işgalinin arkasında yatan gerekçe neydi?
Sözde
El kaide terör örgütüydü, sözde bu ülkeyi özgürleştirmek, demokrasi getirmekti.
Aradan
14 yıl geçti bunların hiçbiri yerine gelmedi.
Bu zaman
zarfında Irak parçalanma noktasına geldiği gibi bu ülke artık yaşanmaz hale
döndü.
Amerika’nın
ve koalisyon güçlerinin yaptığı katliamlar, bu ülkeyi terör yuvasına
dönüştürmekten başka bir gaye taşımadığı başlangıcından belliydi.
Amerika’nın
gayesi İslam coğrafyasını kan gölüne dönüştürmek, Müslüman katliamı yapmak
olduğu artık göz ardı edilemez bir noktaya ulaşmıştır.
Bir yerde
Amerika varsa orada ne huzur ve ne de can güvenliği olacağı zihinlerde yer
etmiştir.
Amerika
Suriye’de yaptığı katliamları sözde terörü önleme bahanesiyle Afganistan’da yapmadı
mı?
Nice katliamlara,
en temel insan hakları ihlallerine yol açmadı mı, girdiği ülkelerde…
Bugün
İslam dünyası kan ağlıyorsa bunun arkasında Amerika var, bunun arkasında
Birleşmiş Milletler var...
Gerek
Ortadoğu’da ve gerekse Afrika ülkelerinde en temel insan hakları ihlalleri
işleniyorsa bu uygulamaların arkasında Amerika ve işbirlikçileri var.
Bu
katliamların arkasında sözde insan hakları kuruluşları var, uluslararası hukuk
ihlalleri var, uluslararası ceza mahkemesinin çalışamaz durma getirilişi var.
Bu katliamların
arkasında yeryüzünde ne kadar terör örgütü varsa bu örgütler var.
Bu örgütleri
de el altından kurmasallaştıran yine Amerika ve işbirlikçileri var.
Bu örgütleri
besleyen ve her türlü desteği veren yine bunlar.
FETÖ’sü,
PKK’sı, PYD’si, YPG’si, DEAŞ’ı, Taliban’ı, El Şebab’ı, Boko haram’ı ve bunların
yanında irili ufaklı ne kadar terör örgütü varsa hepsinin ağababası Amerika ve
işbirlikçi devletleridir.
Yoksa üç beş kişi bir araya gelecek de bir devlete karşı
savaş açacak, nereden geliyor bunların her türlü teçhizatı, mühimmatı, lojistiği?
Amerika’nın
ve işbirlikçilerinin arkasında bu terör örgütleri olduğu gibi İslam ülkelerinin
bir kısmında bulunan temsil ettikleri ülkelerin bağımsızlık ve güveni
sağlayamayacak yönetim şekilleri de var.
Millet
iradesinin temsil edilmediği, gücünü bulunduğu ülkenin vatandaşlarından almayan
yönetimler her zaman için yıkılmaya, iç karışıklıklara mahkûm olmaya mecbur
kalmaktadır. İşte bunun en bariz örneği Irak, Suriye, Mısır, Libya’dır.
Bu tür
yönetimler kendi vatandaşlarından almadıkları gücü mutlaka bir başka güçten
almak zorunda kalacaklardır, bu da emperyalist güçlerdir.
Başka
türlü ayakta kalamazlar!
Amerika
ve işbirlikçileri ellerinde bulundurdukları millet iradesine dayanmayan
yönetimler ve oluşturdukları terör örgütleri bahanesiyle masum insanların
katliamlarını sürdürüyorlar.
Dillerine
doladıkları, o bildik süslü kelimelerin gereğini yerine getirmekten zerre kadar
uzaktan yakından irtibatlarının olmadığı iyice anlaşılıyor.
Tek gayeleri
ileri sürdükleri terör örgütlerini bahane ederek kendi süfli emellerini gerçekleştirmeye
çalışmaktan ibarettir.