İngiltere son
zamanlarda Avrupa Birliği üyeliğine olan memnuniyetsizliğini sıkça dile
getirmeye başladı. Birlik anlaşmalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini
öne sürüyor.
AB’nin alacağı
bütün kararların bütün üyeler için bağlayıcı olmamasını istiyor. Kendisine bir
ayrıcalık tanınması talebinde bulunuyor.
Avrupa Birliğinin
içinde bulunduğu şartlar yeniden yapılandırmayı gerektiriyor iddiasında
bulunuyor.
İngiltere’nin bu
tutumu son yıllarda birliğin karşılaştığı zorlukların bir reforma ihtiyacı
olduğunu ortaya koyan bir durumun varlığını dışarıya yansıtmakta.
İngiltere
başbakanı Cameron birliğin bir değişime ihtiyacı olduğunu savunuyor.
Bu yılın
başlarında yaptığı konuşmasında Cameron gelecek seçimleri kazanması durumunda,
birliğin dışında veya içinde kalma amacıyla bir referandum düzenleyeceğini
açıkladı…
2008 yılında
ABD’de başlayan ve son birkaç yıldır Avrupa’yı özellikle avro bölgesini zor
durumda bırakan küresel finans krizi Avrupa Birliğinde ekonomik ve toplumsal
sıkıntılarda artışa neden oldu.
Yapılan bir
araştırmaya göre, ekonomik kriz nedeniyle son yıllarda ölüm oranında ve
işsizlikte artışların olduğu gözleniyor.
Cameron, yeni bir
Avrupa birliği anlaşmalarının oluşturulmasındaki karlılığında ise Almanya ve
Fransa’dan dirençle karşılaştığı söyleniyor.
Almanya Başbakanı
Merkel, Cameron’u ikna etmek amacıyla federal hükümet misafirhanesi olan 18.
yüzyıl barok palasta konuşmaların yapılması amacıyla ailesiyle Almanya’ya davet
etmiş.
Merkel Cameron’u ikna edebilecek mi, görüşmelerden nasıl bir sonuç çıkacak, Almanya ve Fransa İngiltere'yi ikna edebilecek mi?
Beş Avrupa
gazetesiyle ortak röportajında Cameron ‘AB’nin zaman zaman direktifler,
müdahaleler ve girişimleri ile kendisini aşmış duruma geldiğini’ söylemiş.
Birliğin
esnekliğe sahip olabilmesini isteyerek, “biz hepimiz aynı şeyleri, aynı zamanda
yapmak zorunda olmamalıyız, diyerek AB’den yeni yapılanma ve ayrıcalık istiyor.
Cameron avro
bölgesi dışındaki üyelere bazı esnekliklerin tanınmasını istiyor, birliğin
belli kanun ve kararnamelerinin dışında kalmalarını talep ediyor.
Son yıllarda
Avrupa Birliğinin içine düştüğü ekonomik kriz birliğin yeniden gözden
geçirilmesi konusunu gündeme getirmiş; İngiltere’nin teklifi kabul edilirse
birlik avro ve avro bölgesi dışında kalan üyeler şekilde ikiye bölünmüş olacak
ve teklife göre birliğin kanun ve direktiflerinin uygulanmasında üye ülkeler
arasında farklılıklar olabilecek...
Almanya ve
Fransa’nın İngiltere’ye itirazıysa, sadece iyi gün dostu olmaması şeklinde,
tasada ve kıvançta birlikte olunmasını hatırlatıyor. Şuanda birlik içinde karşıt
olarak tek sesi çıkan İngiltere, buna diğer üyelerden destek gelir mi? zaman
gösterecek. Yunanistan’da birliğin dayatması nedeniyle ayrılma söylemlerini
dile getirmişti. Gelişmeler, ‘son yıllarda etkisini sürdüren
finansal kriz birliği parçalanma aşamasına mı getirdi’ sorusunu da gündeme
getiriyor. Ya da birlik yeniden esaslı bir değişim sürecine mi girecek?
Politik,
ekonomik, coğrafik olarak küresel gelişmeler dünyada yeniden bir yapılanma
hareketinin devam ettiğini ve bunun hangi boyutlara ulaşacağını ilerleyen zaman
zarfında görmüş olacağız.
Önemli olan bu
değişimin getireceği yeni şartlar ve riskleri karşılayabilme esnekliğine hazır
ve sahip olmak!