Terör
örgütü uluslararası şer güçlerin kuklası olmaktan başka bir amaç gütmediğini
ilk eyleminden beri sürdürüyor.
Bölge
halkına yaptığı zulüm ve baskılarla kendine taraftar bulan eli kanlı terör
örgütü 30 yıldır kanla besleniyor. Tek gayesi kan dökmek ve şer güçlerin
kirli emellerine hizmet etmek olmuştur.
İşe
başlaması kanla olmuştur, bugüne kadar masum insanların kanını haince, küstahça
dökerek bugüne kadar kirli emellerini sürdürmüştür.
Elbette ki
kendini haklı göstermek için bir takım süslü kelimeleri kendilerine kalkan
yapacak, maske yapacaktır!
Demokratik
haklar, kimliğin tanınması, anayasal haklar, ana dilde eğitim, kürt realitesi
gibi söylemleri ileri sürerek, göz boyayarak kendini mazlum ve mağdur gösterip,
asıl çirkin emeline ulaşmak için iplerini elinde tutanların hain ve çirkin
emellerine hizmet etmektedir.
Terör
örgütü gerek çocuk yaşta kandırdığı ve gerekse zorla ve baskıyla saflarına
kattığı zavallı kişileri 30 yıldır beyin yıkama metoduyla, sözde kürt halkının
haklarını savunma adına ölüme yollarken çok sayıda askerimizi şehit etmiştir.
Hakları
kendine kalkan yaparken nahak yere masum insanların en temel hakkı olan yaşama
hakkını gasp etmiştir. Bu beyinleri yıkanmış ve aldatılmış çocuk denilecek
yaştaki insanlar iki konuya şartlandırılmışlar; ölmek ve öldürmek! Zaten almış
oldukları eğitimin gereği olarak başka seçeneğe de sahip değiller…
İnsani
duygulardan arındırılmış ve insana has olan temiz duyguları beyinlerinden söküp
alınmış olanlardan başka bir şey de beklenemez.
Aldığı
insanlık dışı eğitim gereği doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, suyunu içtiği
topraklara baş kaldırıp, hiçbir amacı ve gayesi olmayan saçma ve anlamsız bir
dava uğruna ölecek, öldürecek ya da infaz edilecek...
Kürt
realitesi diye öne sürülen, bir takım hakların elde edilmesi şeklinde savunulan
meselenin, gerçek ve mantıkla bağdaşır bir tarafı bulunmamaktadır.
Çünkü gösterilen
olumlu ve uzlaşmacı çabalar hep istismar edilmiş, sürekli yeni haklar öne
sürülmüştür.
Haklar konusunda
bir ölçü ve sınır gözetilmemiş tek taraflı olarak, akıl ve mantıkla bağdaşmaz
istekler ileri sürülmektedir.
Anlaşılan
bu isteklerin bitmeyeceği daha doğrusu bu hususta kendilerinin bir iradesi
olmadığı, terörün arkasındaki güçlerin bu işin bitmesini istemediğidir!
Bu
isteklerin sonu gelmeyecek, bitmeyecektir…
Ne zamana
kadar? Ağababalarının nihai çirkin hedefine ulaşmasına kadar...
O istekler de
bu ülkenin sonu demektir!
Asırlardır
etle tırnak gibi birbirine kaynaşmış olan bu ülke insanlarını 30 yıldır ırkçı
söylemlerle birbirinden ayırmaya çalışıyorlar, birbirine tamamen yabancıymış
gibi beyinler yıkanıyor. Kimin uğruna? bu ülkenin taşına toprağına göz
dikenlerin uğruna…
***
Kürtüyle,
Türküyle dünyaya “Çanakkale Geçilmez" dedirten bu ülke insanlarının azmi,
cesareti, korkusuzluğu unutulur mu?
Unuturlar
mı?
Elbette
unutmazlar, unutamazlar...
İşte bu
şekilde kinlerini kusma yolunu seçiyorlar…
Birkaç
satılmış onların işine yarıyor… İyi kullanıyorlar…
Ama
bilmeleri gereken bir şey var ki bu ülkenin ve milletin “geçilmezleri” de bitmez...
Geçmişte
olduğu gibi gelecekte de zaferler yazmaya kendilerini adamışlardır, doğusuyla
batısıyla; güneyi ve kuzeyi ile...
Topyekûn
olarak…
Yeri
geldiğinde şehitlik şerbetini içmeye seve seve de giderler...
Bu
kuklaları yöneten şer güçler, bugün için silahlı kuklalarını ülkemize doğru
yönlendirmişse, yarın başka bir tarafa, hatta destek verenlerin bizzat
kendilerine çevrilecektir… Bu işin tabiatı gereğidir!
Bu nedenle
işin temelinde yatan gerekçe realite değil irrealitedir, varsa bir realite bu
da başkasınındır. Bugüne kadar realite denilerek kandırılan insanların bu
irrealiteyi görmesi ve anlamsı su gibi, ekmek gibi elzemdir!