5 Haziran 2018 Salı

Ürdünlüler bu günleri aramadan!




Ürdün’de bilindiği gibi vergi artışını protesto etmek için bir kısım Ürdünlü sokaklara döküldü.
Hükümetin istifa etmesini istediler, Ürdün başbakanı istifa etti.
İMF’nın dayatması olarak artırılan vergilerin geri çekilmesi için protesto edilmişti.
Ancak başbakanın istifasının yeterli olmadığı gösterilerin devam ettiği görülüyor.
Ürdün’ün bulunduğu yerin coğrafi konum bölge için hassas ve stratejik bir konumda bulunuyor.
Malum bir tarafında Suriye, bir tarafında İsrail ve Lübnan var. Bir nevi bir ateş çemberinde bulunuyor!
Bu protestolar tam da leş kargalarının arayıp da bulamadığı bir ortam. 
Bunun büyüyerek devam ettiği düşünülürse emperyalist güçler "fırsat bu fırsat" deyip anında ülkenin üzerine çöreklenirler.
Bölgede istikrar içinde olan ülkelerden biri Ürdün, bir diğeri de bizim ülkemiz.
Bu istenmeyen gelişmelerin ölçüsü olması gerekenin çok üzerinde olursa, bu durum sadece Ürdün’ü değil ülkemizi de yakından ilgilendiren hayati bir vak'a olur.
Bu bakımdan ülke olarak bizim de Ürdün’deki gelişmeleri yakından takip etmemiz ve gerekli tedbirleri almamız gerekir diye düşünüyor insan.
Gelişmelerin Suriye, Mısır ve iç karışılıklıların olduğu diğer İslam ülkelerindekine benzer bir duruma dönüşmesi neticesinde bunun üstesinden gelinemeyeceğini anlamakta çok zor değil.
Ürdün aynı zamanda Suriyeli sığınmacılara da ev sahipliği yapıyor.
Durumun daha vahim hale gelmemesi için Ürdün yetkililerin de, Ürdünlülerin de çok hassas olmaları gerekiyor.
Eğer 2011 yılından beri Suriye’de devam eden kargaşadan bir ders alamıyorlarsa, bunu hatırlatmak gerekir.
Sınırımızda bir İslam ülkesinin daha kargaşa ortamına sürüklenmesinin getireceği ağır sonuçlar ne bölgemiz ve ne de ülkemiz için hiç iyi olmayacağı gözden uzak tutmamak gerekiyor.
Bölgede mevcut olan iç çekişmeler, terör ve benzeri sıkıntıları artık bölgemiz taşıyamaz duruma gelmiştir.
Emperyalist güçler ellerinde hangi araçlar varsa onu kullanmaktan geri durmuyorlar, durmayacaklar.
İMF sömürü dünyasının finans silahıdır bunu gelişmekte olan ülkelere fırsat buldukça kullanacaklardır.
Bunu kullanacakları gibi terör ve benzeri vasıtaları da kullanmaktan geri durmayacaklardır.
Aslında İslam ülkelerinin zengin olanların varlıkları hiçbir İslam ülkesinin müşkül durumda kalmasına fırsat vermeyecek kadar yeterlidir.
Fakat İslam ülkelerindeki gafil yaklaşım şu an birçok İslam ülkesinin içinde bulunduğu insanlık dışı durumu hazırlamıştır.
Bugün emperyalist ülkelerin emrine giren zengin İslam ülkeleri ne yazık ki bu acı gerçeği hala görmek istememektedirler. 
Daldıkları derin gaflet uykusundan uyanıp kendilerini bekleyen tehlikeyi fark edemiyorlar.
Ülkemizin kendilerine rehberlik etmesini, bu acı gerçeğe kulak vermelerini isterler mi?
Gerek Ürdün ve Ürdün halkı ve gerekse bölge ülkeleri bölgemizde İslam ülkeleri üzerinde yazılan iğrenç münafık senaryolarını anlamları ve ona göre tavır almaları bir zaruret halini almış.
Bu hassa durumu hatırlatmak ve hatırdan çıkarmamak gerekiyor.
Emperyalistlerin yönlendirdiği okları kendimize çevirme gafletinden uyanma zamanı geçiyor. Hedeflerin yanlışlığını fark edip, gerçek yönüne çevrilmesi gerekiyor…
Ürdün halkının sıkıntıları olabilir, fakat içinde düşürülecekleri tuzak bugünü çok arattırır! içlerinde şüphesiz ajan provokatörler bulunur, bunlar bu tür olayların baş rol oyuncularıdır