26 Haziran 2018 Salı

Ülke yönetimde yeni dönem





16 nisan 2017’de yapılan referandumla kabul edilen anayasa değişikliği ile yeni sistem 24 haziran 2018 yapılan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri neticesinde tüm kurum ve kurallarıyla uygulanmaya başlayacak.
Cumhurbaşkanımız ve Ak Partinin zaferiyle sonuçlanan bu seçim sonuçları aynı zamanda emperyalistlere beklentileri doğrultusunda çıkmadığı için iyi bir Osmanlı Tokadı oldu.
Ülkemizin yaklaşık bir asırdır uygulanan parlamenter sistem bu son seçimle birlikte anayasa değişikliği gereği tarihteki yerini almış oldu.
Ülke yönetiminde bir dönem kapanmış yeni bir yönetim sistemi başlamış oluyor.
Başbakanlık makamı lağvedilerek başkanlık sisteminin fiili uygulaması başlıyor.
Ülkemizin kalkınması, gelişmesi, refahın adil bir şekilde bütün toplum katmanlarına yayılması yolunda geçmiş dönemde karşılaşılan yanlışlık ve engellerin yeni yönetimle aşılması hedefleniyor.
Artık emperyalistlere ve onların alçak hile ve aldatmalarına boyun eğen bir yönetim değil de, hukuk kuralları doğrultusunda hareket edecek yeni bir yönetim dönemine girmiş bulunuyor ülkemiz.
Bu yeni sistemle koalisyon dönemlerinin verimsiz ve eksi büyümeli hükumet sistemi yerine cumhurbaşkanlığı hükumet sistemiyle başkanlığı kazanan bakanlar kurulunu oluşturarak çalışmalarına başlamış olacak.
Ancak gerek seçim sürecinde ve gerekse seçimin net bir şekilde kazananı belli olmasından sonra özellikle sömürü güçlerin uluslararası ölçekteki medya birimleri ülkemize yönelik olumsuz yayınlarını sürdürdü ve sürdürmeye de devam ediyor.
Ellerindeki malzeme ekonomi.
Bunu bırakıp başka bir konuyu işleyebilirler; insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi…
Şimdilik enflasyonun %10’nun üzerinde olması, faiz oranlarının yükselmesini gündemde tutarak olumsuz bakışlarını sürdürecekler.
Bunu sürekli gündemde tutarak ülkemizin yatırım yapılamaz durumda olduğu intibaını oluşturma çabası içinde oldukları anlaşılıyor.
Böylece ilgili uluslararası çevreleri yanlış yönlendirmeye çalışacaklar.
Küresel analistler ülkemiz ekonomisi üzerinde İMF benzeri bir politika uygulanmasını planlıyor olabilirler…
Bu güruhun dünyada yıllardır süregelen insani olumsuz gelişmeleri dünya gündemine getirmek ve çözüm önermek yerine bunlara yenilerin eklenmesi peşindeler herhalde.
Yeryüzündeki zulümleri, açlık, yokluk, insan hakları ihlalleri, masum insanların katledilmesini, milyonlarca insanın zulümden kaçarak başka ülkelere göç etmesini; kaçarken yolda karşılaştıkları hayati tehlikeleri, bunları atlatsalar da sığınma istekleri gibi hayati konuları dünya gündemine getirmek, gündemde tutmak yerine çok daha önemsiz konularla uğraşıyorlar.
Çünkü bunların hedef saptırma konusunda uzmanlıkları var.
Bir İslam ülkesinde var olan huzuru nasıl bozar, bunu yapmak için nasıl tasmasız piyon “buluruz”un peşindeler.
Alçakça senaryolar hazırlayıp bir Müslüman ülkeyi daha nasıl istikrarsız hale getirmenin çabası içinde olduklarını biliyoruz.
Ancak 24 haziran seçim sonuçlarıyla bir kez daha bunların hain hevesleri kursaklarında kalmış oldu.
Kalmasına kaldı da, fakat yenilen pehlivan güreşe doymaz misali bu huylarından vazgeçmezler.     
Bu güruhun anladığı dil Osmanlı tokadıdır. Bu da güçlü, istikrarlı ve güvenilir bir Türkiye ile olacak. 
Yeni sistemin yürürlükte olan ve uygulamaya girecek olan projelerin daha hızlı bir şekilde hayat bulacağı umuluyor; temenni ediyor ve hayırlı olmasını niyaz ediyoruz.