Bu
sene Malazgirt Meydan muhaberesinin yıldönümü kutlamaları farklı bir şekilde organize
ediliyor.
Bu
kutlamaların bundan sonra önümüzdeki yıllarda da devam edeceği açıklandı.
Millet
olarak tarihimizi seven bir ülke ve milletiz.
Özellikle
Türklerin Müslüman olmasından sonra dünya tarihi farklı bir yörüngeye oturmuş.
Çünkü
bizim tarihimiz şanla, şerefle dolu.
Gerek
Selçuklular ve gerekse Osmanlılar tarihin sayfalarına altın harflere geçmiş.
Tarihimiz
bizlerin yüzünü kızartacak bir mücadele içine girmemiş.
Kızılelmaları
İ’layı kelimetullah için olmuş, kuru kavga için olmamış.
Yeryüzüne
adalet yaymak için, yurt edindikleri beldelere İslamiyet’in güzel hasletlerini
götürmek için canlarını feda etmişler.
Şanlı
ecdadımız yeryüzüne hakkı, hukuku, adaleti götürmek için mücadele vermiş.
Hakkı
hak, batılı batıl bildikleri ve uyguladıkları için bulundukları coğrafyalar
huzur ve rahata kavuşmuş.
Osman
Gazi oğluna nasihat ederken, “Bizim davamız kuru bir kavga ve cihangirlik
davası değil, İ'layı kelimetullahtır,” demiş.
Hakkı
adaleti savunup yayıp koruma mücadelesi vermiş ecdadımız.
Mazlumların,
mağdurların, kimsesizlerin sahibi olmuş.
Gücünü,
kuvvetini zayıftan, kimsesiz ve mağdurdan yana kullanmış.
Yeryüzüne
huzur ve güven gelsin istemiş.
Bu
güzel hasletlerini dünyaya hakim kılma mücadelesi vermiş.
Yaklaşık
bir asır önce içerideki hainlerin dışarıdaki düşmanlarla elbirliği yaparak bir
cihan devleti yıkılmış.
Sonrası
malum İmparatorluk çok büyük toprak kaybına uğramış.
Sadece
toprak kaybı olmamış yukarıda saydığımız insani hasletler de yok olmuş.
O tarihten
buyana geçen bir asırlık süre içinde İslam coğrafyası bir türlü huzura, rahata
ve istikrara kavuşamadı.
Parçalanmış
coğrafya ne yazık ki emperyalistlerin elinde oyuncak oldu, ellerine
geçirdikleri irili ufaklı beslemelerle bu toprakların gerçek sahiplerine kan
kusturdular.
İsmine
demokrasi, insan hakları, özgürlük taktıkları hain ve çirkin emellerini bir
asırdır sürdürüyorlar.
Nedeni
ise Osmanlı sonrası parçalanmış bir İslam coğrafyası ve kukla yöneticilerin
eseri.
Emperyalist
güçler sözde insan hakları ve demokrasi kisvesi altında İşgal ettikleri topraklarda
kan ve gözyaşı getirdiler, açlık ve yokluk getirdiler.
“Böl parçala
yönet” taktiğine maruz kalan İslam coğrafyası bir asırdır huzuru ve sükûneti
bekliyor.
Hala bu
acı tabloyu idrak edemeyenler, göremeyenler yeni parçalanmaların arayışı içine
girmiş bulunuyorlar.
Ama çok
şükür ülkemizde 15 yıldır devam eden bir sağlam irade var.
Aynen
ecdadın değerlerine bağlı yolunda ilerliyor.
Bu bağlılık,
bu toparlanma, bu şuur, bu farkındalık bütün İslam coğrafyası tarafından
benimsenir ve sahiplenilirse tekrar huzur ve refah yakalanacaktır.
Sayın
Cumhurbaşkanımızın bu hususta gösterdiği hassasiyet ve çabanın da bu maksada matuf
olduğu izlenimini veriyor, aynı zamanda adalet ve huzurun tesisini...
Birliğin, beraberlik ruhunun sadece ülkemiz için değil, bütün İslam coğrafyası için ne denli
önemli olduğunu biliyoruz; hatta sadece İslam coğrafyası için değil bu amaç doğrultusunda bütün
alem için önem taşıyor.
Yine Malazgirt
Meydan muharebesinin 946. Yıldönümü kutlamalarının yerinde ve farklı bir tören
anlayışıyla yapılması tarihimizde önemli bir dönüm noktası olması hesabıyla
büyük önem arz ediyor.
Türklere Anadolu'nun kapısını açan bu muharebenin yıldönümü kutlamalarının hayırlara
vesile olmasını temenni ederken, bu muharebenin başkomutanı Sultan Alp Arslan
ve silah arkadaşlarına rahmetler diliyoruz.