Genel seçimlere az zaman kaldı!
Ülkemizde geride kalan son 14 ay içerisinde 7 haziranda
yapılacak genel seçimlerle birlikte 3 büyük seçim yapılmış olacak.
Önce belediye başkanları seçimleri, sonrasında cumhurbaşkanlığı
ve yaklaşan 7 haziran 2015 tarihinde ise 25. Dönem milletvekili seçimleri için
seçmenler sandık başına gidecek.
Sonrasında mevcut takvime göre seçim maratonu 2019'da başlayacak ve üç
seçimi kapsayacak şekilde aynı yılda yapılacak. Önümüzdeki dört sene seçimsiz geçmiş olacak.
25. dönemde yıllardır ülkemizin gündeminde bulunan ve geçtiğimiz
dönemlerde sonuçlandırılmayan yeni bir anayasanın yapılması gündemdeki yerini
koruyacak.
Bir önceki dönemde bu husustaki çabalar neticeye ulaşmamış,
dolayısıyla ülkemiz demokrasisini topal bırakan mevcut anayasayı değiştirme
ümidi 25. Döneme bırakılmıştı.
Önceki dönemlerde zaman zaman mevcut anayasa üzerinde yapılan
değişikliklerin önemli bir ayağı cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi
değişikliği idi. Böylece cumhurbaşkanlığı seçimi meclisin ve bu seçimi kişisel menfaatlerine alet etmek isteyenlerin tasallutundan kurtarılmış oldu.
21 ekim 2007 yılında yapılan referandumla cumhurbaşkanın seçimle
iş başına gelmesi kabul edilmişti, bu
değişiklik yeterli olmamış başkanlık sisteminin kabulü ülkemiz ve demokrasinin
sağlıklı olması için de zaruret haline gelmiş.
2007 yılına kadar parlamento tarafından
seçilen ve söz konusu yılda cumhurbaşkanlığı seçiminde temayüllerin altüst edilmesi,
seçimin daha demokratik bir yolla seçilmesi için anayasa maddesinde referandum
yoluyla değişikliğe gidilmişti.
Ancak bunun eksik kalan bir yönü vardı,
herhangi bir siyasi partinin desteklediği aday işbaşına gelince siyasi
haklarından mahrum kalmış olmasıydı.
Bunun çözümü ise başkanlık sisteminin
kabulünden geçiyordu.
Bu nedenle bu seçim bu bakımdan büyük
önem taşıyor.
Bu da anayasanın değişimini
gerçekleştirecek bir iradenin parlamentoda sağlanmasına bağlı.
Yeni bir anayasanın yapılması
zorunluluğunu en fazla Ak Parti istiyor.
Ak Partinin aynı zamanda yeni anayasanın
oluşturulmasında ciddi ve samimi çabaları var.
Gördüğümüz kadarıyla Ak partinin
çabaları topal demokrasiyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak.
Buda başkanlık sistemini benimseyen yeni
bir anayasa yapmakla olacak.
Böylece fiilen halkın seçimiyle işbaşına
gelmiş bir devlet başkanının yasal kimliğine kavuşması sağlanmış olacak.
İşte topal demokrasiden sağlıklı bir
demokrasiye kavuşmak için de Ak Partinin
en az 330 ya da anayasa değişikliği için gerekli olan 367 milletvekili kazanması gerekiyor. Böylece ülkemiz topal ve aksak demokrasiden kurtulmuş olacak. Temennimiz ve dualarımızda seçim sonuçlarının bu şekilde bir tablo ortaya çıkarması...