26 Mayıs 2015 Salı

Topal demokrasi

 

Genel seçimlere az zaman kaldı!

Ülkemizde geride kalan son 14 ay içerisinde 7 haziranda yapılacak genel seçimlerle birlikte 3 büyük seçim yapılmış olacak.

Önce belediye başkanları seçimleri, sonrasında cumhurbaşkanlığı ve yaklaşan 7 haziran 2015 tarihinde ise 25. Dönem milletvekili seçimleri için seçmenler sandık başına gidecek.

Sonrasında mevcut takvime göre seçim maratonu 2019'da başlayacak ve üç seçimi kapsayacak şekilde aynı yılda yapılacak. Önümüzdeki dört sene seçimsiz geçmiş olacak.

25. dönemde yıllardır ülkemizin gündeminde bulunan ve geçtiğimiz dönemlerde sonuçlandırılmayan yeni bir anayasanın yapılması gündemdeki yerini koruyacak.

Bir önceki dönemde bu husustaki çabalar neticeye ulaşmamış, dolayısıyla ülkemiz demokrasisini topal bırakan mevcut anayasayı değiştirme ümidi 25. Döneme bırakılmıştı.

Önceki dönemlerde zaman zaman mevcut anayasa üzerinde yapılan değişikliklerin önemli bir ayağı cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi değişikliği idi. Böylece cumhurbaşkanlığı seçimi meclisin ve bu seçimi kişisel menfaatlerine alet etmek isteyenlerin tasallutundan kurtarılmış oldu.

21 ekim 2007 yılında yapılan referandumla cumhurbaşkanın seçimle iş başına gelmesi  kabul edilmişti, bu değişiklik yeterli olmamış başkanlık sisteminin kabulü ülkemiz ve demokrasinin sağlıklı olması için de zaruret haline gelmiş.

2007 yılına kadar parlamento tarafından seçilen ve söz konusu yılda cumhurbaşkanlığı seçiminde temayüllerin altüst edilmesi, seçimin daha demokratik bir yolla seçilmesi için anayasa maddesinde referandum yoluyla değişikliğe gidilmişti.

Ancak bunun eksik kalan bir yönü vardı, herhangi bir siyasi partinin desteklediği aday işbaşına gelince siyasi haklarından mahrum kalmış olmasıydı.

Bunun çözümü ise başkanlık sisteminin kabulünden geçiyordu.

Bu nedenle bu seçim bu bakımdan büyük önem taşıyor.

Bu da anayasanın değişimini gerçekleştirecek bir iradenin parlamentoda sağlanmasına bağlı.

Yeni bir anayasanın yapılması zorunluluğunu en fazla Ak Parti istiyor.

Ak Partinin aynı zamanda yeni anayasanın oluşturulmasında ciddi ve samimi çabaları var.

Gördüğümüz kadarıyla Ak partinin çabaları topal demokrasiyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak.

Buda başkanlık sistemini benimseyen yeni bir anayasa yapmakla olacak.

Böylece fiilen halkın seçimiyle işbaşına gelmiş bir devlet başkanının yasal kimliğine kavuşması sağlanmış olacak.

İşte topal demokrasiden sağlıklı bir demokrasiye kavuşmak için de Ak  Partinin en az 330 ya da anayasa değişikliği için gerekli olan 367  milletvekili kazanması gerekiyor. Böylece ülkemiz topal ve aksak demokrasiden kurtulmuş olacak. Temennimiz ve dualarımızda seçim sonuçlarının bu şekilde bir tablo ortaya çıkarması...