27 Mayıs 2015 Çarşamba

İstikrarın devamı tek parti iktidarına bağlı


 

Genel seçimlere az bir zaman kaldı.

Kamuoyu araştırma şirketlerinin açıklamalarına göre Ak Parti açık ara önde bulunuyor.

Ardışık olarak üç genel seçimi kazanan Ak Parti kamuoyu yoklamalarına göre 7 Haziran seçimlerinde dördüncü genel seçimi de kazanacağı yönünde.

Miting meydanları da bu görüşü teyit eder nitelikte kalabalıklarla dolu.

Milletin hür iradesiyle ortaya çıkacak tabloya herkesin saygısı olacaktır.

Ancak geçmiş seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de Güney ve Güneydoğuda bu iradeye saygı duyulmadığı, millet iradesine baskı ve tehditler savurulduğu yönünde açıklamalara şahit oluyoruz.

Bir taraftan hak ve özgürlük, hukukun üstünlüğü, hür irade nutukları atılırken, diğer taraftan aba altından sopa gösterme bu söylemlerle bağdaşmıyor. Bağdaşmadığı gibi ülkemizin demokrasi kazanımlarına da gölge düşürmüş oluyor!

Bu arada tek başına iktidara gelemeyeceğini anlayan muhalefet umudunu koalisyon hesaplarına bağlamış görünüyor.

Üçlü koalisyon hesapları yapılıyor.

Ancak bu hususta hatırlanması ve hatırlatılması zaruri olan çok önemli bir nokta var, o da koalisyonların bu ülke ve millete fayda yerine hep zarar vermiş olduğudur.

Bunu öğrenmek için koalisyon dönemlerine bir göz atmak yerinde olacak.

En son koalisyon hükümeti, 1999 yılı seçimlerinde herhangi bir partinin tek başına iktidara gelememesi nedeniyle üçlü bir koalisyon hükümet kurulmuştu.

O dönemi yaşayanlar ülkenin ne hale geldiğini iyi hatırlayacaklar.

Makroekonomik değerler açısından ne kadar geriye gittiğini, iş yerlerinin kapandığını, işsizler ordusunun oluştuğu, halkın içine düştüğü geçim sıkıntısı hat safhaya ulaşmıştı.

Üçlü koalisyonun hükümet etmekte içine düştüğü acizliğin bir neticesi olacak ki çareyi erken seçim kararı almakta bulmuşlardı.

Böylece 3 Kasım 2002 erken genel seçimleri Ak Parti iktidarlarının başlangıcı olmuş, o günden bugüne Ak Partinin ülkeyi idaredeki gösterdiği performansı geride kalan üç genel seçimde oylarının artışına haklı bir gerekçe olmuştu.

***
Koalisyon dönemleri ülkede istikrar ve güvenin sert düşmesine ortam hazırlamış, gerek yerli ve gerekse yabancı yatırımcılar yatırım yapmaktan kaçınmış, ülke her bakımdan geriye gitmeye başlamıştı.

Bu nedenle koalisyonlardan bu ülkenin tamamı zarar göreceğini hatırdan çıkartmamak gerek.

Güven ve istikrar yokluğu en çok özel sektörü vurduğu (vuracağı) gibi bütün toplum katmanlarını da olumsuz etkileyecektir.

Koalisyon demek 3 Kasım 2002 öncesinde yaşanan karanlık günlerin geri gelmesi demektir.

Yine faizlerin yükselmesi, enflasyonun yükselmesi, döviz kurlarının yükselmesi, işsizliktir koalisyonlar.

Dolaysıyla yatırımların durması, paranın sadece parayla ticaretinin yapıldığı dönemleridir.

Bundan sadece çok küçük bir azınlık karlı çıkacaktır.

Muhtemel bir koalisyona oy vermiş olanlar, bu durum karşısında mağdur olacaklardır. Son pişmanlık fayda vermeyecektir. Koalisyon demek ülkenin 13 yıldır kazandıklarının heba edilmesine yol açacaktır.

Dolayısıyla yaklaşık 13 yıldır iktidarda bulunan ve göreve geldiği ilk günden buyana çok yararlı ve kapsayıcı yatırım ve hizmetler yapan ve iktidara açık ara farkla yakın olan Ak Partinin dördüncü defa seçimi kazanması sadece bu partiye oy verenlere değil, ülkenin ve ülke insanlarının tamamının kazanmış olacağını düşünüyoruz.
Böylece ülkede istikrar ve güveni ortamı sürdürülebilirliğini korumuş olacak; yapımı süren ve yapılacak dev yatırımların da ülke ekonomisini güçlendirmeye devam edeceğini temenni ediyoruz.