18 Nisan 2015 Cumartesi

Emperyalistlerin temcit pilavı!


Emperyalist güçler İslam dünyasının içinde bulunduğu dağınık yapıyı iyi değerlendiriyor.

Bu fırsatı iyi değerlendirme çabasını var güçleriyle sürdürüyor.

Bu yapı nasıl oluştu, kendiliğinden mi yoksa sinsi ve hain bir planın uzun yıllar süren uygulamaya alınmasıyla mı oldu?

Tarih gösteriyor ki emperyalist veya sömürü güçleri çok yönlü ve çoklu bir plan silsilesi yaparak çalışıyorlar.

Zamanın ve şartların ruhuna uygun olarak bu hain ve insanlık dışı planlar birer birer veya birden fazla olarak uygulamaya konuluyor.

Son yıllarda bu insanlık dışı planların uygulanması giderek artış göstermekte.

Bölgemizde yaşadıklarımız bunun en bariz ve en çarpıcı acımasız örneği.

Irak, Suriye, Yemen, Afganistan, Libya’da devam eden kaos ortamı ne bir tesadüf ne de şartların oluşturduğu bir vaka.

Çok sinsi ve planlı bir şekilde uygulanan ve bu insanlık dışı durumun sürmesi için batı zihniyeti “fırsat bu fırsat” anlayışıyla hadiseleri değerlendirip yön vermekte.

Sadece batı olsa bu ülkelerde yaşanan insanlık dramı kısa zamanda biter.

Aslında bu ortamın sürmesinde belki de en fazla destek İslam ülkelerinin dumura uğramış duyarsız tutumlarından ileri geliyor.

Hele özellikle bu ortamın sürmesi için İran'ın Suriye ve Yemen’de çatışma ortamına verdiği destek batılı emperyalistlerin verdikleri destekten çok daha fazla.

Aslında Iran bu miyopik dış politika anlayışıyla kendisini ve bölgedeki konumunu güçlendireceğini sanıyor, aynı zamanda bu şekilde kendi inancı doğrultusunda yayılmacılığını artıracağı beklentisi içinde olduğunu sanıyor. Fakat kısa görüşü ve dar kalıplar içinde kalan bağnaz yapısı ile durum hiçte öyle değil, çünkü bağnazlığı basiretini bağlamış uzakları ve hakikati göremiyor!

Batının hedefinde İslam dünyası var, büyük bir bölümü ellerinin altında; bir kısmı kısmen bir kısmı tamamen...

Olmayan kim dersek o da Türkiye!

Onun için her fırsatta hücum edişleri bundandır.

Uzun yıllar sağ-sol çatışmasının yaşanmasının hedefi bu nedenledir, hemen arkasından doğuda yaşanan ve otuz seneyi aşkın bir süredir ülkemize çok amaçlı zarar veren terör hadisesi bu yüzdendir. Çözüm sürecinin baltalanmak istenmesi bu yüzdendir.

Ortada mantıklı bir sebep yokken çıkarılan ve bu topraklarda bin yıl birlikte yaşamış; dinleri, kültürleri, adet ve gelenekleri, resmi dilleri bir olan insanları tamamen her bakımdan ayrıymış gibi gösterip çirkin emellerine alet edenlerin yegane gayesi kişisel ve küresel güçlerin menfaati icabıdır.
Çözüm sürecinin başarılı bir şekilde en kısa zamanda sona ermesi ise bu hain oyunu çıkaranların çirkin heveslerini kursaklarında bırakırken hem söz konusu bölge ve hem de ülkemiz adına yeni bir dönemin başlangıcı olurken kalkınma ve gelişenin de hız kazanmasını sağlayacaktır.

Şimdi bu günlerde her yıl olduğu gibi koro halinde batılı emperyalistlerin bütün kesimleriyle Ermeni soykırım meselesini dillendirmelerinin ardında yatan gerçek ne insani, ne hukuki ve ne de insan hakları açısından bir yaklaşımı amaçlamıyor.

Amaç Türkiye’yi uluslararası toplum nezdinde nasıl zayıflatır, nasıl güçsüz bırakırızdır.

Bu temcit pilavı her sene yeniden dünya gündemine getirilmektedir. Bu yaklaşım aslında iki ülke arasında ilişkileri geliştirmek yerine aksine daha da kötüleştirmeyi amaçlamaktadır.

Bu yaklaşım İslam'ın aslında sarsılmaz bir kalesi gibi duran ülkemizi yıpratmak için sürdürülmektedir.

Batılı emperyalistler iyi biliyor ki eğer Türkiye’yi boyun eğdirirsek geride kalanların işi kolaydır. İşte bu inceliği sözde İslam ülkesi olan ne İran ve ne de diğerleri sezemiyor...