Mahalli idareler seçimlerine iki aydan az bir zaman kaldı.
Ülkemiz demokrasi adına yeni bir imtihandan geçiyor olacak.
Milletin iradesi mahalli idarelerin temsilcilerini belirlemek için bir kez daha
sandığı yansıyacak.
Milletin hür iradesini esas alarak yapılacak seçimlerle 2014 – 2019
yıllarını kapsayan yerel yönetim temsilcileri belirlenecek.
2014 yılı yerel yönetim seçimlerinin ardından birkaç ay sonra
cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Ardından yeni bir seçim atmosferi olan genel
seçimleri için çalışmalar başlayacak. bu da önümüzdeki yaklaşık 15 aylık dönemin
ülkemiz için çok hareketli geçeceği anlamına geliyor.
2019 yılına gelindiğinde ise üç seçim de aynı yıla denk gelmesi
bakımından, hepsini bir çırpıda aradan çıkarma ihtimali söz konusu olur mu, onu
da zamanın şartları gösterecektir. Ülkemiz için hangisi daha elverişli olursa o
yönde bir tercih yapılabilir.
İl ve ilçeler bazında adaylarını belirleyen partiler
bundan sonra seçim çalışmalarına daha fazla ağırlık verecek.
Aday adayları yarışından sonra, şimdi de partiler arası yarış
başlayacak. Adaylar geçmiş dönemde yaptıkları ve gelecek beş yıllık dönem
için uygulayacakları politikalarını seçmenlerine anlatacaklar.
Bir önceki dönemde verilen sözler, vaatler, yapılan hizmetler seçmenlere çeşitli
platformlarda anlatılarak, seçmenlere hatırlatılacak.
Yerel yönetim demek şehirleşme, çevre, ulaşım, su ve
kanalizasyon gibi temel hizmetler demektir.
Gelişmekte olan ülkelerde şehirleşme giderek hız kazanıyor.
Giderek artan ve büyüyen şehirleşme hareketi bu oranda her
konuda yeni yatırımları beraberinde getiriyor.
Özellikle altyapı yatırımları; yol, ulaşım, su, kanalizasyon
hizmetleri yerel yönetimlerin önde gelen temel çalışma alanları.
Bunun yanında çevrecilik ve yeşil alanların korunması,
yenilerinin tesis edilmesi ise yeşil belediyecilik anlayışının bir gereği olarak günümüzde önem kazanıyor.
Bu temel hizmetlerde geçmiş dönemlerde başarılı olan parti ve
adaylarının yeniden seçilmelerinde önemli bir rol oynayacak.
Ülkemizin şu an itibariyle içinde bulunduğu konjonktür, son iki
aydır yaşanan gelişmeler ittifakla 30 mart seçimlerinin büyük bir önem arz ettiği
şeklinde değerlendiriliyor.
Özellikle bu durum iktidar partisi olan Ak Parti için büyük önem
teşkil ediyor.
İktidar partisinin panoramasına baktığımızda, 3 kasım 2002
tarihinde iktidara gelen Ak Parti o günden bugüne yapılan seçimlerin hepsinden
oylarını artırarak başarıyla çıkmış. Bir önceki dönemde yaptığı hizmetler Ak
Partiye olan tercihleri artırmış.
3 kasım 2002 ülkemiz için önemli bir değişim ve dönüşümün sürecinin de
başlangıcı olmuş.
Ülkemiz 3 kasım 2002 seçimiyle farklı bir mecraya girmiş.
Ak Parti için o günden bugüne seçimlere hazırlık sadece iktidarı
ele geçirme anlayışından ziyade ülkeye hizmet odaklı olan bir anlayışta
yapılmış.
Ak Parti alışılmışın dışında bir politika ve icraat uygulayarak
üç genel ve iki yerel seçimden başarıyla çıkmış.
Bu başarının arkasında yatan gerçek ise politikasını ve
vaatlerini bir çadır tiyatrosu anlayışıyla değil de, gerçek bir zemine inşa
ederek yürütmüş. Devasa projeler üreterek bunları birer birer hizmete sunmuş.
Yılların birikmiş olan sorunlarını ele alarak çözümler sunmuş olması, onun uzun
yıllar iktidarda kalmasına zemin hazırlamış.
Yaptığı hizmetler milletin teveccühüne mazhar olmuş.
Politikayı bir çadır tiyatrosu anlayışıyla, “lüküs hayat, yan
gel de yat" anlayışıyla değil de, millete hizmet anlayışıyla sürdürmesi, Ak
Partinin başarısında önemli rol oynamış.