Uluslararası
toplumun önde gelen üyelerinin Suriye’de yaşanan vahşete karşı tepkisi sadece kınama.
Bu vahşeti ‘laf ola beri gele’ türünden olan
tepkilerle geçiştirmeye çalışıyorlar.
Eşi
görülmemiş duyarsızlık ve samimiyetsizlik örneği
sergileniyor.
Elde
her türlü çözüm aracı bulunduğu halde bu insanlık dramını hafife alarak,
savunmasız insanların toplu ölmelerine dolaylı olarak göz
yumulmakta.
Sanki
gizli bir ittifak var hususta.
Suriye’nin
zalim yöneticilerini tenkit edici bir sözleri yok, fiili görüp fail göz ardı
ediliyor.
Böyle
bir zalim yönetimi koruma insanlık tarihinde herhâlde ilk
olmakta.
Suriye’de
yaşananlar aslında bir savaş değil, kelimenin tam manasıyla bir katliam ve
vahşet.
Çünkü
Suriye’de savunmasız insanlar acımasız bir şekilde
katlediliyor.
Bu
insanlar kendi topraklarında, kendi mülklerinde bir zalim yönetim tarafından üç yıldır
sistematik bir katliama tabi tutuluyor.
Çatışmalar karşılıklı
iki ayrı ülke ve topluluk arasında yapılan bir savaş
değil.
Zalim
bir yönetimin kendi insanlarına uyguladığı bir soykırım hareketi ve orantısız
güç kullanımını da aşan vahşet sergileniyor.
Üç
yıldır Suriye’de sadece savunmasız insanlar katledilmiyor, sadece bu ülkedeki
tarihi ve kültürel değerler tahrip edilmiyor, aynı zamanda bütün insani değerler
tahrip ediliyor ve yok ediliyor, insanlığın sahiplendiği küresel değerler yok
ediliyor.
İnsanlık
tarihinin insanlık adına edindiği kazanımlar ve haklar emperyalist güçlerin
samimiyetsiz ve duyarsız tutumları yüzünden erozyona
uğruyor.
Dünya,
vahşetinde sınır tanımayan zalim bir yönetime karşı sadece kınamayla işi
geçiştiriyor.
Kınama
olumlu bir sonuç getirseydi, şimdiye kadar bir netice
alınmıştı.
Kınamaların
manası “sen katliama devam et” demekten başka bir anlam
taşımıyor.
Yapılması
gereken bu denli ağır suç işleyene gereken cezanın
verilmesidir.
Eğer
uluslararası hukuk varsa, uluslararası ceza mahkemesi varsa, evrensel insan
hakları varsa ve bu kurumlar işliyorsa görevlerini yerine getirmeleri
gerekir.
Daha
ne bekleniyor, birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi neden gerekli kararı
alıp evrensel hukuk çerçevesinde gerekli yaptırımların
uygulanması için harekete geçmiyor?
İşine
geldiğinde anlık kararlar alıp uygulamaya koyan konsey, üç yıldır devam eden bu
büyüklükteki vahşete karşı duyarsız kalıyorsa, bunun arkasında yatan başka
planlar olmalı!
Zalim
yönetim arkasına aldığı destekle vahşetini zirveye taşımak için elindeki bütün
imkânları kullanıyor.
Üç
yıldır dünyaya verilen mesajın anlamı ise zalime gösterilen hoşgörüde
sınırsızlık ve aynı şekilde mazlumlara yapılan vahşete bu oranda göz
yummaktan başka bir anlama gelmiyor.
Ortada
açık ve net bir şekilde hak ve evrensel hukuk ihlali vardır, bu ihlali önleyecek
olan da BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun önde gelen üyeleridir.
Evrensel hukuk ve insan hakları savunucuları ne zaman bu vahşeti
görecek?