7 Şubat 2014 Cuma

Nerede insan hakları ve hukuku savunanlar


Uluslararası toplumun önde gelen üyelerinin Suriye’de yaşanan vahşete karşı tepkisi sadece kınama. Bu vahşeti ‘laf ola beri gele’ türünden olan tepkilerle geçiştirmeye çalışıyorlar.


Eşi görülmemiş duyarsızlık ve samimiyetsizlik örneği sergileniyor.


Elde her türlü çözüm aracı bulunduğu halde bu insanlık dramını hafife alarak, savunmasız insanların toplu ölmelerine dolaylı olarak göz yumulmakta.


Sanki gizli bir ittifak var hususta.


Suriye’nin zalim yöneticilerini tenkit edici bir sözleri yok, fiili görüp fail göz ardı ediliyor.


Böyle bir zalim yönetimi koruma insanlık tarihinde herhâlde ilk olmakta.


Suriye’de yaşananlar aslında bir savaş değil, kelimenin tam manasıyla bir katliam ve vahşet.


Çünkü Suriye’de savunmasız insanlar acımasız bir şekilde katlediliyor.


Bu insanlar kendi topraklarında, kendi mülklerinde bir zalim yönetim tarafından üç yıldır sistematik bir katliama tabi tutuluyor.


Çatışmalar karşılıklı iki ayrı ülke ve topluluk arasında yapılan bir savaş değil.


Zalim bir yönetimin kendi insanlarına uyguladığı bir soykırım hareketi ve orantısız güç kullanımını da aşan vahşet sergileniyor.


Üç yıldır Suriye’de sadece savunmasız insanlar katledilmiyor, sadece bu ülkedeki tarihi ve kültürel değerler tahrip edilmiyor, aynı zamanda bütün insani değerler tahrip ediliyor ve yok ediliyor, insanlığın sahiplendiği küresel değerler yok ediliyor.


İnsanlık tarihinin insanlık adına edindiği kazanımlar ve haklar emperyalist güçlerin samimiyetsiz ve duyarsız tutumları yüzünden erozyona uğruyor.


Dünya, vahşetinde sınır tanımayan zalim bir yönetime karşı sadece kınamayla işi geçiştiriyor.


Kınama olumlu bir sonuç getirseydi, şimdiye kadar bir netice alınmıştı.


Kınamaların manası “sen katliama devam et” demekten başka bir anlam taşımıyor.


Yapılması gereken bu denli ağır suç işleyene gereken cezanın verilmesidir.


Eğer uluslararası hukuk varsa, uluslararası ceza mahkemesi varsa, evrensel insan hakları varsa ve bu kurumlar işliyorsa görevlerini yerine getirmeleri gerekir.


Daha ne bekleniyor, birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi neden gerekli kararı alıp evrensel hukuk çerçevesinde gerekli yaptırımların uygulanması için harekete geçmiyor?


İşine geldiğinde anlık kararlar alıp uygulamaya koyan konsey, üç yıldır devam eden bu büyüklükteki vahşete karşı duyarsız kalıyorsa, bunun arkasında yatan başka planlar olmalı!


Zalim yönetim arkasına aldığı destekle vahşetini zirveye taşımak için elindeki bütün imkânları kullanıyor.


Üç yıldır dünyaya verilen mesajın anlamı ise zalime gösterilen hoşgörüde sınırsızlık ve aynı şekilde mazlumlara yapılan vahşete bu oranda göz yummaktan başka bir anlama gelmiyor.


Ortada açık ve net bir şekilde hak ve evrensel hukuk ihlali vardır, bu ihlali önleyecek olan da BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun önde gelen üyeleridir. Evrensel hukuk ve insan hakları savunucuları ne zaman bu vahşeti görecek?