14 Şubat 2013 Perşembe

Mobbing


 
İngilizce bir kelime. Daha doğrusu kökeni Latinceden alınmış. Mana olarak, istenmeyen kişi ya da kişilere topluca baskı uygulayarak bezdirmek, pes ettirmek. Kullandığı araçlar ise baskı, saldırı ve temel hakları ihlal etmekten oluşuyor.

Bir başka deyişle bir çeşit psikolojik terör uygulamak. Sözlük manası; "psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek. Gücü elinde bulunduran kişi veya grubun, istenmeyen kişiye elinde tuttuğu gücü kullanarak uzun süreli sistematik baskı uygulaması" şeklinde açıklanıyor.

İşin fiiliyatı hak ve hukuk tecavüzüne girmesi, yapılan işin yasa dışı bir eylem olduğunu gösteriyor. Mobbing tarifine göre, bu işin yapılması için önce bir ön hazırlık yapılması gerekiyor, yani bir organizasyon hareketini gerektiriyor.

Baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya çeşitli şekillerde sıkıntı verme hak ve hukuk ihlallerine yol açıyor. Bu nedenle ‘mobbing’ konusu sosyoloji ve hukuk başta olmak üzere üzerinde çalışılan bir konu haline gelmiş.

Ülkemizde bu tür olayların yaşanması ve buna çözüm bulmak nedeniyle bir dernek kurulmuş ‘Mobbing ile Mücadele Derneği’. Dernek kuruluş amacını ise şu şekilde açıklıyor, “Bu dernek, temel olarak insan haklarını korumak ve kollamak amacıyla kurulmuştur. Sebep ne olursa olsun yeryüzünde yaşayan hiçbir insanın bir diğerine psikolojik baskı uygulamaya, eziyet etmeye, dışlamaya, hakaret etmeye, iftira etmeye, haklarını gasp etmeye, kişisel çıkarları için maddi ve manevi bir takım yaptırımlar uygulamaya hakkı yoktur. Bu dernek, okulda, mahallede, köyde, ailede, işyerinde, vb herkesin huzur içinde yasayabilmesi için gereken bir takım gerçekleri ve erdemleri hatırlatmak ve farkındalık oluşturmak; "Mağdur" durumuna düşen insanlara haklarını hatırlatmak, tavsiyelerde bulunmak ve yol göstermek gibi amaçları ilke edinmiştir.”

Psikolojik taciz kanunla yasaklanmış. İşin içinde insan hayatı var; insanın huzuruna, hayatına ve diğer haklarının gaspı var. Durum böyle olunca konu hukuki bir boyut kazanıyor.

Mobbing fiiliyat olarak yeni var olan bir şey değil; ancak kavram olarak ve bilimsel olarak yeni ele alınmış görünüyor. Ülkemizde de, kelime karşılığı olan ve bilinen bir fiil. Aynı zamanda bizim değer yargılarımıza çok ters düşen bir eylem.

Ülkemiz 100’de yüze yakın bir çoğunlukla Müslüman bir ülke. İslamiyet’in en temel kurallarından bir de insan haklarına çok önem vermesidir. Müslüman bir toplum olarak gerek insanlığın sahip çıktığı ve gerekse de İslam dininin çok önem verdiği bir hususta boşluk oluşması, değer yargılarımızın zaman içinde erozyona uğramasından, uğratılmasından ileri geliyor…

Sahip olduğumuz değerler manzumesinde insan her zaman ön planda tutulmuş ve tutulmaktadır.

Bu yola başvuranların çoğunda, “boş ver, nemelazımcılık anlayışı yanında perde arkasında yapılan baskıların varlığı; dahası sahip olduğumuz değerler silsilesinin istismarını akla getiriyor. İşin içine bir de menfaat girince günümüz dünyasında mobbing ne yazık ki cazip hala getirilmiş oluyor. Ahlak bilgisi yeterli ve sağlam olmayınca, insanları kötüye kullanmak ve yönlendirmek maalesef kolaylaşıyor.

Çözüm ise elbette eğitim. Eğitim çok kapsamlı bir konu olmasına rağmen, bu hususta önde gelen ise ahlak bilgisine ağırlık verilmesi. Toplumları, kurumları ayakta tutan hayati bir konu… Ailede başlayan ahlak bilgisi okulda ve daha sonrada görev yapılan kurumlarda devam etmekte. Çünkü bu konu aynı zamanda kurumsallığın da bir gereği…