Küresel sorunların çözümüne önderlik ederken
gerek zamanlamasında ve gerekse başka nedenlerden dolayı tam ve kesin
olarak sonuca gidemiyor. Bu da sorunların bir bakıma kronikleşmesine yol açıyor.
Birleşmiş
milletler ‘balık tutmasını öğretmek’ yerine ‘balık vererek’ dünya
genelindeki milyonlarca insanın sorunlarını çözmeye çalışıyor.
Kalıcı çözüm yerine, geçici olanı tercih ediyor. Pansuman
tedbirlerle küresel toplumun yaralarını sarmaya çalışıyor.
Bu çabası olağanüstü ve acil durumlar için çok
yerinde ve çok doğru...
Bu anlamda elbette yapılması gerekeni yapıyor, ancak iyileştirmelerin sürdürülebilir bir yapıya
kavuşmasında
yetersiz kalıyor.
Temel insani sıkıntılara baktığımızda, dünya genelinde 1 milyar
insan güvenli içme suyundan yoksun, yine yaklaşık başka bir milyar insan açlıkla karşı karşıya bulunuyor, yeterli beslenemiyor;
2,5 milyar insan ise sanitasyon eksikliği, yani zaruri ihtiyaçların
giderilmesi için elzem olan, hijyenik ve sağlıklı olmayan bir ortamda yaşamaya çalışıyorlar.
Bu yapı içerisinde her yıl binlerce insan bu
eksikliklerden dolayı hayatını kaybettiğini yine BM’ye bağlı kuruluşların raporlarından öğreniyoruz…
Kronikleşmiş uzun yılların küresel sıkıntıları
yanında acil yardım bekleyen çeşitli nedenlerle mağdur olmuş insanlar için BM’nin acil finansmana
ihtiyacı var.
Birleşmiş Milletler 2013 yılı için acil olarak
8,5 milyar dolarlık bir fona ihtiyaç duyuyor. Önümüzdeki yıl içinde 51 milyon
insanın acil ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla bu finansmanı bulması gerektiği çağrısında bulunuyor.
Bu insanlar tabii afetler veya şiddete maruz kalmaları neticesinde
yerlerinden yurtlarından edilmiş, açlıkla karşı karşıya kalmış, evsiz, korumasız ve savunmasız
durumdalar.
Acil yardım yapılacak ülkelerin çoğu Afrika'da bulunuyor.
Mevcut durumda Afrika yeryüzünde en sıkıntılı kıtaların başında geliyor.
Terör, iç savaş, kabile savaşları, kuraklık, açlık ve göçler bu
kıtanın en çok yaşadığı önemli problemler.
Savaş,
terör ve iç karışıklık
ortamı, başta
insan olmak üzere bütün canılar için hayatı idame ettirmenin en büyük engelini
oluşturuyor.
Huzura ve güvene yer olmadığı gibi, yatırımı, üretimi risk altına
alan ve yaşamı
tehdit eden bu olumsuz gelişmeler
sürdükçe normal bir düzene geçmek mümkün olmuyor.
Afrika’da
aşırı yoksulluk çeken ülkeler; Çat, Mali, Moritanya, Nijer, Sudan,
Kamerun ve Nijerya; bu ülkelerin insani gelişme seviyeleri en düşük olarak bulunuyor dünyada.
Politik istikrarı sağlayamamak bu ülkelerin
önde gelen eksiklikleri, bu da başta herhalde bu
ülkelerin liderlerinin eksikliklerinden kaynaklan bir durum… İşin içine başka yanlışlıklar da dahil olunca ve bu kötü ortamı fırsat bilerek bu
ülkelerin birlik ve beraberliğini sabote edecek şekilde yönlendirince istikrar ve güven ortamını sağlamak zorlaşıyor.
Netice olarak küresel olarak büyüyen problemler karşısında Birleşmiş Milletler kalıcı çözümde yetersiz kalarak pansuman tedbirlerle
meselelerin üstesinden gelmeye çalışıyor…