Muhammed Mursi mühendis kökenli politikacı. 2011
yılında Arap Baharı diye nitelendirilen toplum hareketi neticesinde Hüsnü
Mübarek’in on yılarca süren yönetimi sonrasında Demokratik yolla seçilmiş
Mısır'ın ilk devlet başkanı oldu.
Batı dünyasına ve emperyalist güçlerce hoş
karşılanmayan Mürsi 2013 yılında batı medyasının organize desteğiyle yoğun
gösterilere maruz kaldı.
Neticede mahiyetindeki askerlerin haksız
darbesine maruz kalarak görevinden alındı.
Daha doğrusu batının emrindeki bir general
tarafından demokratik yolla seçilmiş Mısır’ın ilk devlet başkanı haksız ve
hukuksuz bir şekilde görevden alındı...
Emperyalist güçler hiçbir İslam ülkesinde
istemedikleri demokratik yönetim şeklini Mısır’da da istemediler.
Sömürü düzeninin sürmesi ve özellikle
Filistinlilerin İsrail’in insanlık dışı baskısından mümkün olduğunca kurtulması
için Amerikan kumandasındaki bir general tarafından görevinden alındı.
İslam ülkelerinin akıldan çıkarmayacağı
önemli bir hususun ülkelerinde demokrasinin neşvünema bulması ve devam
etmesinin zorluğu, bu zorluğun ise bu ülkelerdeki toplum ve diğer kesimlerin
konunun hassasiyetine malik olamamaları.
Kendilerinin menfaatine olmayan hiçbir
yönetimi istemeyen batı Mısır’da da aynı hileye baş vurdu kısa zamanda Mısır’ın
demokratik yolla seçilmiş başkanını ellerinde tuttuğu uşakları vasıtasıyla görevden
aldı.
Demokratik yolla işbaşına gelmiş İslam
ülkelerinin akıldan çıkarmamaları gereken önemli hususun demokratik kurum ve
kurallarının ülke yönetimi için yalnızca yeterli olmadığı, önemli olanın bu
kurum ve kuralların nasıl işlerlik kazanması.
Herhalde Mürsi’nin hataya düştüğü en önemli husus
bu nokta oldu.
Demokratik yolla kazanmak başarı için tek başına yeterli
olmayıp, bu kurumun ayakta kalması için gerekli hususların da varlığının
sürmesinin elzem olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekiyor.
Seçildikten sonra kendisine yönelik hukuk
dışı hareketleri ya sezemedi ya da bu olumsuzlukların aleyhine işlememesi için
gerekli tedbirleri zamanında alamadı.
Darbeyi yapan Abdulfettah Sisi batının ve
Suudi Arabistan yönetiminin desteğini arkasına aldığı için antidemokratik yoldan yönetimi gasp etti.
Demokratik yolla seçilmiş ilk devlet başkanı
olan Mürsi ise aslı astarı olmayan suçlarla itham edilerek, her türlü insanlık dışı şartlar içinde sağlığını yitirerek, duruşma sırasında hayatını kaybetti.
Rahmetli Adnan Menderes yargılama sürecinde çok
sıkıntı ve aşağılamalara maruz kalmış, haksız bir şekilde idama mahkum
edilmişti.
Aynı zihniyet ve aynı zihniyetin emrinde
olanlar rahmetli Mursi’nin haksız hapsedilmesi ve yargılanması sürecinde, dünya
kamuoyu ve insan hakları teşkilatlarının gözü önünde insanlık dışı muameleler
karşısında hayata gözlerini yummuştu.
Ufak bir antidemokratik hadise karşısında koro halinde seslerini yükselten batı dünyası ve ilgili kurumlar yine sessizliğe büründüler. İşlerine gelseydi mevcut Mısır yönetiminin adalet divanına sevki istenirdi!
Bu son elim hadise gösteriyor ki emperyalist güçlerin hile ve desiseleriyle
parçalanmış bir İslam alemi varlığını sürdürdükçe İslam ülkelerine huzur ve
güvenin gelmesinin zor olduğu bir kez daha açığa çıkıyor.