Zaman zaman Suriye’de kimyasal silah kullanımı
uluslararası alanda tartışma konusu oluyor.
Kullanıldı mı, kullanılmadı mı? BM tarafından araştırması
ve oturumlarda tartışması yapılıyor.
Suriye’deki vahşet 2011 Mart ayında başladı, neredeyse bu
ülkede başlatılan vahşet 7 yılı geride bırakıyor.
Fakat ilgili kurumlarda bu vahşete karşı olumlu bir duruş takınacak bir gelişme yok.
İpe un
serme ve demagoji ustalığı 7 yıldır bu insanlık dramında devam ediyor.
Gerek BM’nin ve gerekse uluslararası toplumun ve diğer
sözde insani değerleri ve insan haklarını korumak ve savunmak için kurulmuş
uluslararası kurumların savsaklama ve görmezden gelme politikası devam ediyor.
Bu aldatma politikasını uygulayanlar milyonlarca masum
Suriyelinin acımasızca ölümüne ve yerini yurdunu terk etmesine zemin
hazırlarken Suriye’nin zalim yönetimini de bugüne kadar korumuş ve korumaya
devam ediyor.
Masum insanları öldürmede sadece kimyasal silahlar
kullanıldıysa savunma hakkı doğar gibi bir yanlış anlayış aslında emperyalist
güçlerin kendilerini haklı gösterme ve aldatmadan başka bir şey değil. Kimyasal silah kullanılmasına rağmen bu vahşeti önlemek için ilgili kurumlarda bir kıpırdama görünmüyor.
Bu insanlık, hak ve hukuk dışı anlayış masum insanların
zulme ve vahşete kurban gitmesine göz yummak ve zalimleri koruma altına
almaktan başka bir anlam taşımıyor.
Birleşmiş Milletlerin mevcut statüsü mazlumları korumak
için değil, zalimleri korumak mağdurlara da zulüm etmek anlayışı üzerine
kurulmuş.
Uluslararası toplum Suriye zalim yönetimine şunu
hatırlatıyor, “kimyasal silah kullanma, fakat katliamlarına diğer silahlarla
devam edebilirsin.”
Suriye’nin zalim rejimi her halükarda katliamlarına devam
ediyor. O toprakların gerçek sahiplerine en vahşi ve acımasız metotlarla
zulmünü 7 yıldır sürdürüyor.
Dünyanın gözü önünde daha ne kadar bu katliamlar sürecek
henüz belli değil.
Daha ne kadar ilgili insani ve hukuki kurumlar bu
katliamlara göz yumacak belli değil.
Uluslararası toplumun duyarsız ve vicdansız tutumu
karşısında İslam ülkeleri hep bir ağızdan bu katliamı durdurmak için ciddi bir
şekilde ne zaman harekete geçecek o da belli değil.
Bu belirsizlikler devam ettikçe bu zalim rejim de
katliamlarını sürdürüyor.
Çünkü ilgili uluslararası kurumların zulümden yana olan
tavrı bu zalim lidere cesaret veriyor.
Ancak bu hususta ciddi ve samimi olarak duruş sergileyen
ülke ise bizim ülkemiz.
Başlatılan Zeytin Dalı Harekâtı mazlumların kurtuluşu
için olumlu ve önemli bir rol oynayabilir temennisindeyiz.